Yapay Zekâ Çağı

20 Mayıs 2018

Yapay zekâ insanlığın sonu mu olur bilemeyiz ama gelecekte hepimizi esir alacağı kesin. Şimdiki yarım akıllı telefonlardan çok daha zeki olacakları düşünül- düğünde, pek çok konuda bizim yerimize karar vereceklerine kesin gözüyle bakılıyor.

Niye? Çünkü hepimiz kolayı seviyoruz!

Hangi okullara gideceğimize, ne yemek yiyeceğimize, nerede tatil yapacağımıza, hangi elbiseyle hangi aksesuarları takacağımıza, hangi mesleği seçeceğimize, hangi hastalıkların riski altında olduğumuza yani hemen her şeye onlar karar verecek.

Şu anda bile nereye, hangi yoldan gideceğimizin rotasını onlar çizmiyor mu?

Tianjin’deki İkinci Dünya Yapay Zekâ Kongresi’nde, insan sesini kusursuzca taklit edebilen, yargıçlara karar aşamasında yardım edebilen, müşterilere denedikleri bir giysinin iyi uyup uymadığını söyleyebilen makineler sergilendi.

Çok yakında, farklı dillerde, farklı lehçelerde hatta kendi ses tonunuzda, sıfır hatayla, simültane çeviriler yapan aletler geliştirilirse, bu da hiç şaşırtıcı olmaz.

Yapay zekânın dünya ekonomisine katkısının 2030 yılında 16 trilyon dolar olacağı dikkate alındığında, bu akıl almaz rekabet, kesinlikle başka çılgınlıkları da beraberinde getirecektir...

Yapay zekâda ABD açık ara ö

Yazının Devamı

99 yıl önceki şartlar bugünden daha mı iyiydi?

19 Mayıs 2018

Mustafa Kemal ve arkadaşları umutların tükendiği bir dönemde, umut oldular.

Zoru başardılar. Osmanlı’nın küllerinden modern bir ülke yarattılar...

Ve şimdi biz, hepimiz, bu güzelim ülkenin kıymetini bilmiyoruz.

Eğer bilseydik, eğitim böylesine yerlerde sürünür ve gençler bu kadar sahipsiz kalır mıydı?

Türk gibi başlayıp, Alman gibi bitirmeyi bir türlü başaramadık.

Bir şeye başlarkenki heyecanımızı sonuna kadar koruyamıyoruz.

19 Mayıs 1919 heyecanını ya da 29 Ekim 1923 coşkusunu bugün hâlâ yaşatabiliyor muyuz?

Atatürk’ün ülkenin geleceğini emanet ettiği gençlerimize yeterince sahip çıkabildik mi?

Yazının Devamı

Özel okul enflasyonu

18 Mayıs 2018

Hemen her yıl binlerce yeni özel okul açılıyor.
Bu iyiye mi işaret yoksa kötüye mi?
Çok iyi oluyor diyenler de var, eyvah eyvah diye felaket senaryoları yazanlar da.
Özel öğretim kurumlarındaki hareketlilik, lise ya da üniversitelerde değil, anaokulundan doktoraya kadar, eğitimin her kademesinde çığ gibi büyüyor.
Peki, bu gelişimin artıları ve eksileri neler? Gelin önce onları, hep birlikte irdeleyelim, sonra da, sektörde olası bir kriz yaşanmadan, alınması gereken önlemler neler olabilir, onları konuşalım!

Artılar

Özel okullardaki okullaşma oranları zaten çok düşüktü, sınav sistemindeki karmaşa ve mevcut kolejlerden pek çoğunun kendisini yenileyememesi, velilerin yeni okul arayışı içerisine girmesine neden oldu. Bu da sektörü patlattı.

İşte, özel okullaşma oranının artmasıyla kazanılan bazı avantajlar:

Yazının Devamı

Çocuklara önce sevgiyi öğretelim

16 Mayıs 2018

Dünyanın neresinde yaşıyor olursak olalım, dinimiz, dilimiz, rengimiz, yönetim biçimimiz ne olursa olsun, çocuklarımıza her şeyden önce sevgiyi, dostluğu, barışı öğretelim!

İsrail’deki katliamı şiddetle kınıyoruz.

Ne söylense yetersiz kalır.

Yaşananlar kadar, nasıl bu noktaya gelindiği de çok önemli.

Neredeyse her türlü yaptırım gücünü kaybeden BM, yerlerde sürünen prestijini yeniden kazanmak istiyorsa, sevgiyi, barışı, dostluğu esas alan bir eğitim sistemini tüm ülkelerde zorunlu hale getirmeli ve bu konunun çok sıkı takipçisi olmalıdır!..

Dünyanın neresinde olursa olsun, doğan her çocuk, masumdur.

Onları nasıl yetiştirirseniz, o kimliğe bürünürler.

Onları melek yapan da canavara dönüştüren de biz yetişkinleriz.

Yazının Devamı

En büyük zenginlik ve ODTÜ?

15 Mayıs 2018

Hepimiz yoğun bir mücadelenin içindeyiz.

Herkesin kendine göre hedefleri var.

Güç ve zenginlik bunların en başında geliyor.

İyi bir eğitim, iyi bir kariyer, hep bunun için!

Peki, en büyük zenginlik, güçlü ve varlıklı olmak mı?

Eğer öyleyse en güçlü ve en varlıklı insanlar, en mutlu olanlar mı?

Çevrenize baktığınızda bunun böyle olmadığını hemen görebiliyorsunuz!

O halde, güç ve maddiyat için verilen bu mücadele niye?

Yazının Devamı

Bu seçim, gençlerin seçimi olacak! Niye mi?

13 Mayıs 2018

Gençlerin, nihayet keşfedilmiş olması sevindirici.

Cumhurbaşkanı adaylarından hemen her gün, onlar için sevindirici vaatler duyuyoruz.

Peki, ne kadarı inandırıcı?

Onu da önümüzdeki süreçte, daha iyi anlayacağız.

Vaatlerin altı doldurulup, ete kemiğe dönüştürülecek mi yoksa daha önceleri olduğu gibi slogan olarak mı kalacak, hep birlikte göreceğiz…

Gençleri kazanan, anne babaları da kazanır. Bunu defalarca dile getirdik.

Yine aynı şekilde, gençleri küstüren, görmezden gelen, onlar için proje üretmeyenler, sandıktan hüsranla çıkacak, bunu da çok yazdık.

Peki, bu seçimin farklılığı ne ki, gençler, bu kadar önemli hale geldi?

Yazının Devamı

Eğitim, yaratıcılık ve sözleşmeli öğretmenler

12 Mayıs 2018

Eğitim kademeleri yüksel- dikçe, yaratıcılığın köreldiğini hep biliyorduk ama bilimsel araştırmalara konu olmamıştı.
London Business School’dan Prof. Dr. Costas Markides’in bu konudaki tespitleri, eğitimin gidişatı konusunda, bir değil, bin defa düşünmemiz gerektiğini ortaya koyuyor.
Prof. Markides’e göre 3-5 yaşındaki çocukların yüzde 98’i dâhi.
Peki, bu ne zamana kadar devam ediyor?
Tespitler korkunç!
Yaratıcılık 8-10 yaşındakilerde yüzde 32’yken, 13-15 ergen çocuklarda yüzde 10’a, 25 yaşına gelindiğinde ise yüzde 2’ye düşüyor.
Oysa eğitimin amacı, yaratıcılığı köreltmek değil, geliştirmek, teşvik etmek ve çok daha önemlisi, var olanı korumaktır.

Yazının Devamı

YÖK, Fransa ve ucuz politika!

11 Mayıs 2018

Bir grup sözde Fransız aydını, saçmalama hakları çerçevesinde, bir şeyler zırvaladılar.

Tepkinin dik âlâsı gösterilmeliydi, gösterildi de.

Alınan karar, Fransa ve Fransız halkının ortak kararı mıydı?

Hayır.

Sözde Ermeni soykırımı gibi meclisten çıkmış olsaydı bile yine kale almamak gerekirdi. Çünkü binlerce yıllık Fransız tarihinde güncel siyaset çerçevesinde böylesi zikzaklar çok olmuştur.

Kuran-ı Kerim ile ilgili zırvalara da bu çerçevede bakmak gerekirdi...

Yani bu ucuz politik zırvaya, YÖK’ün yaptığı gibi, kendi içinde çelişen bir yaptırımla değil, hak ettiği ölçüde, daha zekice bir tepki konulmalıydı...

Öğrenci ambargosu!

Yazının Devamı