Siyaset, eğitimi, bilimi ve gençleri yine unutur mu?

29 Nisan 2018

Siyaset kazanı fokur fokur kaynıyor! Herkesin beklentisi farklı!
Bu yoğun gündem içerisinde, eğitime, bilime, çocuklarımıza ve onların geleceğine sıra gelir mi?
Başkalarını bilmem ama benim en çok merak ettiğim konu bu!
Bu kez de unutulur ya da birkaç cümleyle geçiştirilirse işte o zaman kahrolurum.
Neden mi?
Eğer, bu konuda düne dönük hiçbir ders almamışsak gerisi hikâyedir!..
Haydi siyaset, bir kez olsun bizi yanılt...

Eğitimde 4.0

Yazının Devamı

Asos’u hâlâ görmediniz mi?

29 Nisan 2018

Öyle nispet yapar gibi orayı, burayı, şurayı hâlâ görmediniz mi diye sorular sormak ne kadar doğru, tartışılır. Ama gerçek olan bir şey var ki, eğer bu topraklarda yaşıyorsak, sahip olduğumuz tüm değerler gibi tarihi değerlerimize de sahip çıkmalıyız.

Gidip, görmeden de bu mümkün olmayacağı için bir fırsatını bulup mutlaka gidip görmeliyiz.

Asos ve Behramkale’yi gezmek, yaşamak öncelikle büyük bir keyif ama çok daha önemlisi, bu tarihi mirası korumamız konusunda verdiği mesaj!

Attığınız her adımda bunu hissediyor ve dünyanın en güzel coğrafyasında binlerce yıl önce kurulan bu antik kentin nasıl yağmalandığına şahit olmanın üzüntüsünü yaşıyorsunuz.

Asos, turistik anlamda müthiş bir doğal güzelliğe ve tarihi donanıma sahip ama ne kadar turizme uygun kullanılıyor işte o tartışılır!

Yolu berbat! Esnafı keyfe keder, otelleri pahalı, mutfağı olması gerekenin çok altında, eğlence ise yok gibi!

Denizi ve gün batımı güzel. 48 saatten sonra da benim ne işim vardı burada demeye başlarsınız, bu ilk siz olmazsınız.

Bu yüzden, Çanakkale ve Bergama’yı da içine alan bir paketin parçası olursa çok iyi olur...

Yazının Devamı

Eğitimde yeni arayışlar ve sözleşmeli ‘dayatması’

28 Nisan 2018

Devletin eğitimde tıkandığı kesin. Peki ya özel okullar? Onlar devletten de beter! Sanki at gözlüğü takmışlar! Yeni bir açılım getiren yok gibi!
Ortada sınavla girilecek lise kalmamışken, üniversite kontenjanlarının üçte biri boşken, onlar hâlâ sınav başarılarıyla övünüyorlar. Oysa veliler, üste para vererek, çocuklarını sınav kölesi yapacak kolejler değil, mutlu edecek okullar arıyor!
Bakalım bunu ne kadarı başarabilecek?

MEB ne yapıyor?

Sanki sözleşmeli milletvekilliği, sözleşmeli hâkimlik, sözleşmeli doktorluk varmış gibi sözleşmeli öğretmenlik getirildi.
Üstüne üstlük, devletteki diğer sözleşmeliler kadroya alınırken, öğretmenler adeta unutuldu.
Sıkıntılı hem de çok sıkıntılılar.

Yazının Devamı

Öymen ve Üstünel’den yakın tarihe bakış ve Fransız üniversiteleri

27 Nisan 2018

Anı yazmayı pek sevmeyiz. Hele ki önemli görevler üstlendiysek.
Yaşadıklarını kaleme alanların önemli bir kısmının tespitleri de ya eksiktir ya da objektiflikten uzaktır.
İşte böylesi bir ortamda, raflara çıkan iki yeni kitap, yakın tarihimizi, güvenilir kaynaklardan öğrenmek isteyenler için bulunmaz bir fırsat.
Biri 1927, diğeri 1932 doğumlu.
Her ikisi de CHP’de çok önemli görevler üslendi ama politikaya kazık çakanlardan hiç olmadılar.
Öymen, mesleği gazeteciliğe, Besim Hoca da üniversiteye döndü...
Altan Abi, yakın tarihimize tanıklık ettiği anı kitaplarının 5.’sinde 1960-61’i anlatıyor.

Yazının Devamı

Çanakkale ruhu nerede?

25 Nisan 2018

Çanakkale Şehitliği’nde belli ki törenler var. Çünkü hemen her taraf şantiye alanına dönmüş!

Birileri, güneş altında kalmasın diye, harıl, harıl portatif tribünler kuruluyor!..

Oysa Mehmetçik, o topraklarda, yıllarca süren savaşlarda, gece gündüz, yaz kış, aç susuz demeden, ülkesi için yedi düvele karşı göğsünü siper etmiş ve üzerine yağdırılan mermilere, top ateşlerine, eyvallah demişti.

Şimdi, yaz yağmurundan, bahar güneşinden kaçıyoruz.

Helal olsun hepimize!

Bu konforlu tören alanı, o gün, o topraklarda, şehit olmuş şanlı askerimizin, en zor koşullarda, ülkesi için canı pahasına verdiği mücadelenin ruhuna aykırıdır...

Yok eğer o tribünler, Anzaklar ya da diğer ülkelerin diplomatları için yapıldıysa, eminim ki o ülkeler için can veren askerlerin de kemikleri sızlayacaktır!..

Parçalanan üniversiteler

Yazının Devamı

Bayramları var ama kendileri yok!

24 Nisan 2018

Dün, güya onların günüydü. Hem de bayramlarıydı.

Peki, ne kadar farkındaydılar ve ne kadar sevinebildiler?

Dünyada çocuk bayramı olan ender ülkelerden biri, belki de tekiyiz.

Belli ki bir zamanlar çocuk olmak keyifliymiş.

Oysa bugün, çocuk ve genç olmak, sınavlar yüzünden adeta yarış atı olmakla eşit anlama geliyor!..

Farkında mısınız, çok uzun yıllardır, çocuklar çocukluğunu, gençler de gençliğini yaşamıyor.

Yıldız ve genç takımlar sporcu, ustalar da çırak bulamıyor!

Neden?

Yazının Devamı

Büyük üniversiteler ille de bölünecekse

22 Nisan 2018

İstanbul, Gazi ve İnönü üniversiteleri bölünüyormuş!

Bölünemez mi, elbette bölünebilir! Ama kırmadan, dökmeden, parçalamadan!

Önce, bu üniversiteler ve daha pek çok üniversitemiz neden bu kadar büyüdüler diye sormak gerekir. Sonra da, ille de bölünecekse, Paris 1, 2, 3, 4, 5 örneğinde olduğu gibi kendi adıyla bölünmelidir.

Böyle bir tavır hem üniversitelerin tarihi kimliklerine hem de öğrencisi, öğretim üyesi ve mezunlarına saygı olur.

Ben yaptım oldu dayatması ise kırıcı olmanın ötesine geçemez!..

Yeni üniversiteler

Yeni kurulan 15 yeni üniversiteyle birlikte ülke genelindeki üniversite sayımız 200’ü, İstanbul’daki üniversite sayımız da 50’yi aşacak.

Peki, bu kadar üniversite gerekli mi?

Yazının Devamı

Medeniyetlerin başladığı yerler

22 Nisan 2018

Doğu ve Güneydoğu’ya hâlâ gitmeyenlerdenseniz, kendinize asla seyyah diyemezsiniz. Bugünkü dünyanın yüzde 90’ı yokken oralar vardı.

Göbeklitepe’yi, Körtik Tepe’yi, dünyanın ilk üniversitelerini, medreselerini, kiliselerini, havralarını, peygamberler şehirlerini, antik kentlerini, kervansaraylarını, ipek yolu güzergâhlarını görmeden insanlık tarihine yolculuk mümkün değil.

Yüzlerce medeniyete ev sahipliği yaptığı gibi çok tanrılı dinlerin de, tek tanrılı kitaplı dinlerin de beşiği oldu. Tarihi kadar lezzetleri de her yönüyle mükemmel.

Şanlıurfa’yı, Gaziantep’i, Diyarbakır’ı, Hatay’ı, Erzurum’u, Van’ı, Hakkari’yi, Batman’ı, Mardin’i, Malatya’yı. Kars’ı, Ardahan’ı, Adıyaman’ı, ilçeleriy ve köyleriyle adım adım gezmediyseniz gerçekten büyük bir kayıp.

Çevremizdeki ülkelere, petrolü, doğalgazı, vs. var diye özeniyoruz. Oysa bizde çok daha fazlası var. Ama nedense bunu hâlâ anlayamadık.

Son yıllarda terör bahenesinin arkasına saklanıp, bu güzeller güzeli topraklarımıza gitmemek için mazeretler ürettik. Şimdi öyle bir mazeretimiz de yok. Hemen her kentin fazlasıyla huzuru var ve sizi bekliyor.

Sadece Doğu ve Güneydoğu on milyonlarca turiste ev sahipliği yapabilir.

Yazının Devamı