Öğrenci ve öğretmen mutsuzsa Türkiye mutsuzdur!

18 Şubat 2018

Yapılan tüm araş- tırmalar öğrenci ve öğretmenlerin mutsuz olduğunu ortaya koyuyor.

Öğretmen ve öğrenci deyip geçmeyin, nüfusumuzun üçte biri onlardan oluşuyor.

Geri kalanların üçte ikisi de veli!..

Ve eğer öğrenciler mutsuzsa, anne babaların mutlu olması mümkün değil!..

Ülke genelinde bir mutsuzluk hâkim ama nedense bunu hiç kimse eğitimle ilişkilendirmiyor.

Mutsuzluğun gerekçesi olarak kimi işsizliği gösteriyor, kimi de siyasetteki gerginliği ve terörü!

Oysa mutsuzluğun en önemli kaynağı, bir türlü oturmayan eğitim sistemimiz ve sürekli yaşanan zikzaklar.

Ne zaman bir şeyleri kaldırdık ya da değiştirdik desek, her defasında daha beteriyle karşılaşıyoruz.

Yazının Devamı

Aday çok da!..

18 Şubat 2018

TÜRSAB Başkanlığı için yeni adaylar çıkıyor.

Böylesi önemli bir göreve talip oldukları için hepsini canı gönülden kutluyoruz.

Zor bir dönemde, zor bir görev kendilerini bekliyor!

Başkan Ulusoy ya da yeni bir isim, eninde sonunda, birisi başkan olacak!

Ama benim asıl merak ettiğim, kimin kazanacağı değil, kimin ne vaat ettiği.

Şu ana kadar, Türk turizmini uçuracak, yeni ve farklı bir proje ortaya koyan yok gibi.

Tıpkı siyasette olduğu gibi tüm çabalar, seçim kazanmak için. Ama asıl önemli olan seçim sonrası!

Yıllar o kadar hızlı akıp gidiyor ki, bir sonraki genel kurul, göz açıp kapayıncaya kadar geliyor.

Yazının Devamı

Boşnaklar, MEB bütçesi ve kolejlerin geleceği

17 Şubat 2018

Boşnaklar dünyanın pek çok yerine yayıldılar ama en çok da sanki İstanbul’da ve Bayram- paşa’dalar.

Bosna Sancak Derneği’nin davetlisi olarak, önceki akşam, eğitimin geleceğini konuştuk.

Dernek salonu tıklım tıklımdı. Eğitime olan ilgileri, Türkiye ortalamasının çok üzerindeydi.

Kimi üç beş kuşak önce, kimi de birkaç kuşak önce gelmiş.

Hemen hepsi bizden daha çok bizden ama akıllarının bir bölümü hâlâ Bosna’da!

Peki, Boşnak kime deniyor?

Bosna’daki Slav halkından olan veya bu halkın soyundan gelenlere Boşnak deniliyor.

Çok dinli, çok kültürlü, farklı etnik kökenden gelenlerin yaşadığı eski Yugoslavya’da, Müslüman olan halka Boşnak deniliyordu.

Yazının Devamı

Eğitimde reform şart ama nasıl?

16 Şubat 2018

Köklü bir eğitim reformu konusunda neredeyse hemen herkes hemfikir!

Peki, bu reform nasıl olmalı?

Sınav yarışını daha da körükleyen ve kime, ne kazandırdığı belli olmayan mevcut sistemin iyileştirilmesi mi yoksa sil baştan yeni bir model mi?

İsterseniz önce mevcut duruma bir göz atalım.

- Sınav odaklı bugünkü sistem yüzünden çocuklar çocukluğunu, gençler gençliğini yaşayamıyor, anne babalar neredeyse tüm kazançlarını çocuklarının geleceği için harcıyor.

- Gelinen noktaya bakıldığında, akademik başarı yerlerde sürünüyor. Üniversiteye giriş sınavlarında 40 Fen sorusunda Türkiye ortalaması 2.5, diğer derslerde de durum farklı değil.

- Peki, anaokulundan üniversite mezuniyetine kadarki süreçte, çocuklarımıza, artık çok fazla bir işe yaramayan diplomanın ötesinde, herhangi bir donanım ya da yetkinlik kazandırabiliyor muyuz? Evet demek o kadar zor ki!

- Çok çalıştılar, çok para harcadık ama buna değdi diyebiliyor muyuz? Yani gençler ve aileler mutlu mu? Ne siz sorun ne de biz söyleyelim!

Yazının Devamı

TEOG muamması!

16 Şubat 2018

Şu sınavlar bitse de, öğrenciler de, veliler de derin bir oh çekse. Ama sanki bu mümkün gözükmüyor!

Birkaç gündür, hemen herkesin kafası karma karışık. MEB, açıklama üzerine açıklama yapıyor!

TEOG geri dönmeyecek diyor ama hiç inandırıcı değil! Bir önceki yönetmelik değişikliğinde, bazı derslerden, merkezi sınav yapılabilir diyordu! Peki, yapılır mı?

Yani her ders için olmasa bile Türkçe ve Matematik için TEOG gelir mi?

MEB hayır diyor ama gelirse de hiç şaşırtıcı olmaz. Çünkü çok fazla zikzak yapıyor! Ve onlara bir yenisi daha eklenebilir…

Herkes tedirgin

Bu yıl lise ve üniversitelere hazırlanan öğrenci, öğretmen ve veliler tedirgin hem de çok tedirginler. Önlerini zaten göremiyorlardı, MEB de yangına körükle gidince, kimyaları altüst oldu. Nakil yönetmeliğinin şu ara değişmesi neyin nesi? Daha da önemlisi, karma karışık yazılıp kafaları karıştırmanın ne zamanı, ne de sırasıydı!

O da yetmiyor gibi Müsteşar Tekin’in hemen herkesi, okuduklarını anlamıyorlar eleştirisi getirmesi ne kadar doğru? 3 yılda 8 kez yönetmelik değiştirip, sonra da, kendileri dışında herkese yüklenmeleri, anlaşılır gibi değil! Liselere giriş sisteminin nasıl olacağı konusunda hâlâ net bir şey yok.

Yazının Devamı

Bergama neden şehir olmalı?

14 Şubat 2018

Bergama’yı çok geç keşfettim ama müthiş etkilendim.

Çok kısa kaldım ama her dakikasını değerlendirdim.

Gitmeden önce ve döndükten sonra okudum, okudum, okudum, hâlâ okuyorum. Çünkü öylesine muhteşem bir tarihi ve öylesine inanılmaz hikâyeler var ki öğrenme isteğiniz asla tatmin olmuyor.

Her yeni anekdot sizi daha fazlasına götürüyor...

Bergama, en az 2500 yıllık kesintisiz süren yaşamı ve tarihe vurduğu damgalarla, kent olmayı fazlasıyla hak ediyor.

Niye mi?

İşte onlardan bazıları:

- Onlar bir krallık kurmuşlar, başkentlik yapmışlar, muhteşem eserler vermişler, medeniyetin beşiği olmuşlar.

Yazının Devamı

Telafi eğitimine hayır!

13 Şubat 2018

Zamanında öğrenilmeyen ya da öğretilmeyen bilgi en büyük baş ağrısıdır.

Dershane ve kurslar bu aymazlığın bir ürünüdür!

Okuma çağındayken okuma - yazma öğretmeyip, sonra peşlerine düşeriz, derste öğretmeyip kurslara göndeririz, öğrendiklerini yeterli bulmayıp daha fazlasını isteriz.

Oysa her ne yapılırsa yapılsın, zamanında yapılırsa güzel ve kalıcıdır. Ama nedense MEB bunu hiç anlamadı!

Dershane sektörünün en büyük destekçisi olan MEB, hafta sonu kurslar yetmezmiş gibi şimdi de “destek eğitim programları” başlatmış.

İlkokul, bir ve ikinci sınıflarda öğretemediği bilgileri sonraki sınıflarda kazandırmaya çalışacakmış.

Neden sorunu tespit edip zamanında çözmez, anlaşılır gibi değil.

Örneğin, bilgi eksikliği olan öğrenciler neden bu durumda deyip zamanında önlem alınmaz ki!

Yazının Devamı

Sosyal yoksulluk

11 Şubat 2018

Sosyal medya olur da sosyal yoksulluk olmaz mı?

Bir grup öğrenci, bu konuya kafa yormuş, projelendirmiş, platform kurmuş ve çözüm yolları arıyor.

Sosyal medya, sosyalleştiriyor mu, yoksa asosyalleştiriyor mu tartışmaları devam ediyor ve herkesi memnun edecek bir cevaba ulaşmak mümkün değil.

Peki, bu gençler neden böyle bir projeye gerek duydular, en önemlisi de ne yapmak istiyorlar?

Kullanan değil, üreten!

Farklı üniversitelerden gençlerin bir araya geldiği bu platform, öncelikle dijitalleşen dünyada, yalnızlaşan gençlerin, gelinen noktanın farkında olma sürecini artırmayı amaçlıyor.

Daha da önemlisi, teknolojiyi kullanan değil, teknolojiyi verimli kullanarak üreten bir gençlik hayali kuruyorlar.

Ulusal Ajans’ın da desteklediği projenin diğer partnerleri ERASMUS ve Kalkınma Bakanlığı.

Yazının Devamı