Zekâ kavramlarına yapay ve dijital zekâ da eklendi (1)

5 Ocak 2018

Eğitim ciddi iştir diye kırk yıldır haykırıyoruz ama maalesef bunu hiç kimseye anlatamadık, en başta da Ankara’ya.

Gazete ve televizyonlar da siyasetten, MEB, YÖK ve ÖSYM’den farklı değil!

Anne, babalara gelince, ağızları açılsa, en değerli varlıkları çocukları ve onların geleceği ama gel gör ki dizi izlemeye harcadıkları zamanın yüzde biri kadar bile çocuklarının eğitimine odaklanmıyorlar.

Öğrencilere gelince, sistem değişiklikleri ve kendilerine dayatılan sınav zorbalığının esiri olmuş durumdalar!

Devletin görevi, insan gücü planlaması yapmak, eğitimin görevi de çocuk ve gençleri, hiçbir geçerliliği olmayan sınavlarla başarılı, başarısız diye damgalamak değil, içlerindeki cevheri keşfederek, mutlu ve başarılı olacakları mesleki donanımı ve motivasyonu sağlamaktır.

Peki, bu yapılıyor mu?

Hayır.

Bırakın tüm çocukları, aynı evdeki iki kardeş birbirine benziyor mu? İlgisi, yeteneği, beğenisi, zekâsı birbirinin aynı mı?

Yazının Devamı

Yeni yıl falı?

3 Ocak 2018

Fal bakmanın bin çeşidi, inandan çok da inanmayanı var. Ama her zaman merak uyandırmıştır. İşte bu yüzden, fala inanma, falsız da kalma diye de bir deyim ortaya çıkmış...
Peki, şimdi, biz, yeni yılın falına nasıl bakacağız?
Herkes için bir kahve içip fincanda görünenleri mi size anlatacağız, yıldızlara bakıp alçalan, yükselen burçlarınıza göre yorum mu yapacağız, bakladan kartlara kadar uzanan çeşit çeşit fal seçeneklerinden birini mi tercih edeceğiz yoksa gazetelerin fal köşelerinde yazılanları mı sizlerle paylaşacağız?
Elbette hiçbiri değil.
İnananlar zaten, inandığı falları ya da falcıları kaçırmıyor, bizimkisi sanki faldan çok, biraz durum tespiti!
Yılbaşı armağanları?
Yılbaşı mesajları, yılbaşı armağanları, kutlamaları, yılbaşı gelenekleri, yılbaşı masaları üzerinden giderek, farklı bir analiz yapmak istiyorum.

Yazının Devamı

Yeni yılın ilk iş günü?

2 Ocak 2018

Haftanın ilk günü gibi, yeni yılın ilk günü de hep zor geçer. Ama her şey gibi onlar da geliyor, yaşanıyor ve bir süre sonra da sıradanlaşıyor.
Tıpkı önceki yılların ilk günleri gibi...
Karamsar olmaya gerek yok. Her geçen yıl bizden çok şey götürüyor gibi görünse de kazanımları sanki hep daha fazla.
Niye mi? Çünkü her zaman olduğu gibi yaşananları değil yaşanmayanları, kazandıklarımızı değil kaybettiklerimizi, yaptıklarımızı değil yapamadıklarımızı düşünüp kendimizi üzmek için bahaneler arıyoruz.
Bir şeyi kaybettiğimizdeki üzüntüyle kazandığımızdaki sevinç doğru orantılı olmalı ama nedense üzüntünün dozu hep daha fazla oluyor.
Yaşanan, yapılan, kazanılan güzellikler, şarkı da olmuyor, haber de!
Şarkılardaki hüzün, haberlerdeki iç karartıcı başlıklar hep bu yüzden değil mi!..

Yazının Devamı

Mutlu yılların formülü ne?

31 Aralık 2017

Bugün hemen herkes birbirine mutlu yıllar diliyor.
Ne güzel!
Peki, kimi, ne mutlu eder? Örneğin Milli Piyango’nun büyük ikramiyesi bir mutluluk kaynağı mı? Çıkanlardan kaçı mutlu oldu?
Sıradan gidelim.
Ölüm kalım meselesi olarak gördükleri sınavlara hazırlanan öğrencilere bakalım. İstedikleri okulları kazandıklarında ve hatta mezun olduklarında
mutlular mı?
Peki ya, yeni mezun öğretmen, mühendis, mimar, avukat ve diğer diploma sahiplerinin ne kadarı mutlu?

Yazının Devamı

Yeni yıl, eğitim, sınavlar ve kraldan çok kralcılar?

30 Aralık 2017

Yeni yıl yazıları yazmak âdettendir ama artık bir yaş daha yaşlandığımızı hatırlatmanın ve hiçbir şeyin değişmeyeceğine olan inancı daha da pekişmesinin ötesinde, sanki bir işe yaramıyor.
Sağlık, huzur, mutluluk diliyoruz. Çünkü biliyoruz ki 2018’de de değişen bir şey olmayacak!
Peki, geleceğe olan umudumuzu mu kaybettik, kesinlikle hayır. Hatta her şeyin çok daha iyi ve güzel olacağına yönelik umudumuz daha da artıyor. Sadece takvime bağlamak istemiyorum o kadar!
Eğitim de düzelecek!
Eğitimin dibe vurduğu konusunda hiç kimsenin kuşkusu yok!
Gelinen nokta ortada.
Düzeleceğine yönelik en ufak bir umut ışığı görmeyenlerin sayısı tahminlerin çok üzerinde. Ama ona rağmen hiç karamsar değilim. Çünkü bu durum, uzun süre böyle devam etmez, edemez! Çünkü bu sistemi ayakta tutmaya çalışanlara, inanılmaz boyutlarda zarar vermeye başladı. Ve o faturaya hiç kimse katlanmak istemez!

Yazının Devamı

İstanbul’a Çin usulü bir dokunuşun zamanı geldi mi?

29 Aralık 2017

İstanbul’un nüfusu aldı başını gidiyor ve nerede duracağı hiç belli değil.
Binlerce yıllık tarihe sahip olmasına rağmen, hâlâ bir şantiye alanı gibi ve yaşam kalitesi her geçen gün daha da azalıyor.
Her ne kadar ekonominin başkenti olsa da siyaseten de çok önemli bir kent. İstanbul’u alan, iktidarı da kazanıyor!..
İstanbul, Roma’ya, Bizans’a, Osmanlı’ya ve daha pek çok medeniyete ev sahipliği yaptı ama nüfusu hiçbir zaman bir milyon geçmedi!
Şu andaki nüfusunun ne olduğu konusunda ise sağlıklı bir rakama ulaşmak mümkün değil. 15, 17 milyon diyen de var,
20 milyonu çoktan aştı
diyen de!

Yazının Devamı

Eğitime yeni yılda yeni bir yüz gerek

27 Aralık 2017

Noel Baba gibi eğitim de iyice yaşlandı.
Okul, öğrenme, öğretmenlik, neredeyse dünyanın en eski kurum, kavram ve mesleği!
Dünya aldı başını gidiyor, okul-öğretmen-sınav üçlemesi hiç değişmedi.
Oysa günümüz öğrencileri, farkındalık ve heyecan arıyor.
Çok çabuk sıkılıyor, işlerine yaramayacağına inandıkları bilgileri asla öğrenmek istemiyorlar.
Bu bizde böyle de dünyada farklı mı? Hayır.
Bir yanda yaşam boyu öğrenme modelleri geliştirilirken, öte yanda günümüz gençliğini yeniden kazanmaya yönelik eğitim arayışları devam ediyor.

Yazının Devamı

En iyi yatırım ne?

26 Aralık 2017

Yeni bir yıla daha girmek üzereyiz.
Âdettendir, her yeni yıla girerken, pek çok yeni karar alırız.
Onlardan biri de yatırımlardır.
Yatırım denince, eminim ki çoğumuzun aklına ilk gelen, döviz, borsa, arsa, altın ya da gayrimenkul olacaktır.
Şimdi bir de Bitcoin çıktı!
Ama ben yatırım derken sadece mali yatırımları değil, geneli sordum.
Örneğin kişi, kurum ya da devlet olarak, yatırım denince birinci önceliğimiz ne olmalı?

Yazının Devamı