MEB’in yaptığı liselere giriş sınavı TEOG’un, bilimsel anlamda hiçbir özelliği olmadığı, çok çarpıcı bir şekilde ortaya çıktı.
ENKA Fen ve Teknoloji Lisesi’nin yaptığı giriş sınavında, TEOG şampiyonları, sapır sapır döküldüler.
20 soruluk Fen ve Matematik sınavında, soruların tümünü yapan aday çıkmadı.
Sınav birincisinin 16 neti var.
Dört yanlışın bir doğruyu götürdüğü sınavda, bazı adayların tek neti dahi bulunmuyor.
Oysa TEOG 2’de, 120 sorunun tamamını yapan 17 bin şampiyon çıkmıştı!..
Alanında Türkiye’nin en iyi okullarından birisi olan ENKA Fen ve Teknoloji Lisesi, TEOG sonuçlarıyla yetinmeyip, bir de kendi sınav yaptı.
Üniversite ikinci basamak sınavı yani LYS sonuçları, her an açıklanabilir.
Bu satırları yazdığımız dün akşam saatlerine kadar, henüz bir haber gelmedi ama her an bir sürprizle karşılaşabiliriz.
Değerlen-dirmeler, çoktan tamamlanmış ama bugün bekleniyor.
Çünkü sonuçların, 11 Temmuz’da açıklanacağı duyurulmuştu.
LYS sonuçlarının ya da üniversiteyi kazananların, gece yarısı açıklandığına çok şahit olduk.
Çünkü dijital ortam, gece daha rahat oluyor.
En azından, günün yükünü hafifletiyor.
İnce hesaplar yaptık. Direkt Bodrum yerine, önce Bursa’da bir mola, ardından Çeşme’de ikinci bir mola ve sonra güle oynaya Bodrum’a gideriz diye düşündük. Meğerse tek uyanık biz değilmişiz. Sanki bütün İstanbul aynı şeyi düşünmüş.
Yollar yine ana baba günüydü...
İstanbul’da araba kullanmak işkenceye dönüştüğü için garajda çürümeye terk ettiğimiz arabamızla bir bayram keyfi yapalım diye yollara düştük.
İnce hesaplar yaptık.
Direkt Bodrum yerine, önce Bursa’da bir mola, ardından da Çeşme’de ikinci bir mola ve sonra güle oynaya Bodrum’a gideriz
diye düşündük.
Bizim dâhiyane plan, daha
Bugün milyonlarca kişi yollarda olacak.
Havaalanları, otobüs terminalleri, feribotlar, ek seferlere rağmen tıklım tıklım.
Ama asıl yoğunluk, her zaman olduğu gibi yine karayollarında.
Trafik kazası bilançoları şimdiden tutulmaya başladı ve hemen her dakika yeni haberler geliyor.
Kazaların neredeyse dörtte üçü sürücü hatalarından kaynaklanıyor.
İşte bu yüzden, yola çıkmadan önce, bir kere değil on kere düşünmeli ve her türlü tedbiri elden bırakmamalıyız.
Sanki en çok da sabır ve sükûnet gerekiyor.
Robert Kolej ve onun bir devamı olan Boğaziçi Üniversitesi, hiç kuşkusuz, ülkemizin en başarılı okulları arasında yer alıyor.
Robert, her ne kadar, içine kapanık tavrını sürdürse de, Boğaziçi, önceki gün, mezuniyet töreninde, seçimle değil de atamayla gelen rektöre sırtını dönerek, farkındalığını bir kez daha ortaya koydu.
Robert’in kuruluş serüveni, her ne kadar 150 yıllık bir geçmişe sahip olsa da, bu topraklarda, ondan çok daha eski yabancı okullar var ve sayıları da bir hayli fazla.
Peki niye sorusunun cevabı da hemen hemen aynı...
Enteresan olan yanı, 1863’te kurulan ABD’nin, daha dünya devi olmadan, yeni yetme bir devletken, İstanbul’u keşfetmesi!
Kurucu aileler ise çok ilginç.
Amerika’nın, hem siyasette, hem de ticarette, en nüfuzlu aileleri. Peki, sizce, neden böyle işe soyunmuş olabilirler?
Eğitimde kazan- dırmamız gereken davranışlardan biri de aldığı dersi, seçtiği mesleği, çalıştığı işi en iyi şekilde yapmak olmalıdır.
Peki, bunu ne kadar başarabiliyoruz?
Fazlasıyla demek abesle iştigal olur. Hatta yeterince demek bile abartıya kaçar.
Böylesi sınav odaklı bir eğitim sisteminden farklı bir sonuç beklemek de zaten zorlama olur.
Severek öğretme yerine, not odaklı bir eğitim sistemimiz var.
Öğrenci, konuyu öğrenmekten daha çok, yüksek not ve yüksek puan almayı hedeflediği için öğrendiklerinin kalıcı olmasına değil, alacağı puana bakar.
Ve bu puanların en iyi olmasına da gerek yok, rakiplerinden daha iyi olması, onun için yeter de artar.
Bu yüzden de en iyisini yapmak için değil, önce barajı aşmak için, sonra da istedikleri bölümlere girmek için yarışırlar.
Üniversite mezunu işsiz sayımız tavan yapmış, kimin umurunda ki...
Bir yandan başvuran aday sayısı, öte yandan üniversite sayısı arttıkça artıyor.
Peki, nereye kadar?
Fazla değil, 20 yıl içerisinde, pek çoğunun kapısına kilit vurulursa hiç şaşırmayın.
Çünkü hemen her yıl sürekli artan boş kontenjanlar alarm sinyalleri veriyor!..
YÖK, MEB ya da hükümet, ciddi bir insan gücü planlaması yapıyor mu, hiç sanmıyorum!
Yapsalardı, bakkal dükkânı açar gibi üniversite açılmasına izin vermezlerdi.
Eğer önemsiyor olsalardı, açılan her yeni üniversiteye yeni bir misyon ve vizyonla birlikte, stratejik bir görev de verilirdi.
Bazı konular var ki zerre kadar ilgimizi çekmez ama çok önemlidir. Örneğin tarım.
Hangi birimizin umurunda?
Ne siyasetin ve halkın gündeminde ne de medyanın.
Peki, bu vurdum- duymazlık, daha nereye tadar devam edecek?
İlle de aç mı kalmak gerekiyor?
Hani bir özdeyiş var “Allah açlıkla ıslah etmesin” diye!
Boş yere söylenmiş bir söz değil.