Başbakan Erdoğan’dan samimi açıklamalar

5 Ekim 2012

Kim ne derse desin Başbakan Erdoğan üniversiteleri ve gençleri seviyor. Başka konulardaki samimiyetini sorgulayanlar çıkabilir ama üniversiteler ve üniversite öğrencileriyle ilgili yaptıklarını, söylemlerini ve tavrını, ta belediye başkanlığından bu yana takip ediyorum. Her zaman samimi oldu, destek verdi, vizyon koydu. Ama ne kadar ciddiye alındı? İşte o çok uzun bir yazı konusu...
Önceki gün Ankara Üniversitesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, yine samimi cümleler ve ciddi bir vizyon vardı.
Bakalım ne kadarı ciddiye alınacak, ne kadarı gerçekleşecek?
İşte o konuşmadan bazı satır başları:
“Yavrularımız bizim çektiklerimizi çekmesin, geleceğe farklı bir özgüven ve inançla yürüsün. Bu imkanı hazırlamak bizim görevimizdir yani biz onların hizmetkarıyız. Yeter ki onlar geleceği kuşatan ve Türkiye’yi muasır medeniyetlerin seviyesinin üstüne çıkaran gençler olsunlar...”
Ve aşağıdaki sözlerinin altına kim imza atmaz ki!..

Yazının Devamı

Kariyer basamaklarını çıkarken ne daha önemli?

4 Ekim 2012

Bugünün gençleri çok iddialı. Kendilerini bir an önce en tepe noktalarda görmek istiyorlar.
Peki o birikim ve donanıma sahipler mi? O umurlarında bile değil.
Hırslılar, enerjikler ve yüksek hayalleri var.
Bu tavırları, kimilerinin hoşuna gitmese de bazı patronların hoşuna gidiyor.
Gençlere bayılıyorlar. Stratejik görevlere eleman aranırken ille de genç olsun diyorlar.
Hayal kırıklığına uğrayanlar kadar bu durumdan çok mutlu olanlar da var. Çünkü gençler içerisinde enerjisini, yaşlıların birikimiyle takviye edip işin hakkını verenler giderek artıyor.
Eskiden orta yaş ve üstü yönetici olur, yardımcıları da genç olurdu.ise giderek artan bir şekilde tam tersi oluyor.

Yazının Devamı

Yeni YÖK Yasası’nı beğenen yok gibi!

3 Ekim 2012

YÖK’ün, iki yıla yakın bir zaman harcayarak hazırladığı yeni YÖK yasa tasarısı, fazla kabul görmedi. Bakan Dinçer, taslak metnin, kararlaştırılmış bir süreç gibi tartışılmasını doğru bulmadığını belirterek, “Ancak bir gerçek var ki üniversite rektörlerinin öğretim üyeleri tarafından seçilmesi ve bu seçimden sonraki atama süreçleri çok doğru bir yol gibi gözükmüyor” dedi.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer de yeni taslağı, sert sözlerle eleştirdi...
Üniversitenin yeni eğitim-öğretim yılının açılış töreninin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Prof. Tuncer, asıl sorunun rektörün nasıl seçileceği değil, gelen rektörün idareyi nasıl yapacağı sorunu olduğunu söyledi.
Ankara Üniversitesi ile YÖK yasa taslağına ilişkin ortak bir komisyon kurduklarını belirten Prof. Dr. Tuncer, şöyle konuştu:
“Buradaki sorun, gelen rektörün nasıl idare edebileceği sorunudur. Gelen bazı rektörler üniversiteyi batırmaktadır ve ne YÖK ne Maliye hiç sesini çıkarmamaktadır. Geliş tarzı tartışmalıdır ama rektörün çalışma tarzı sorundur. Aslında bizi YÖK Kanunu yaparken rektörün hedeflerine, performansını, standartlarını belirlemeye yönelik çalışma yapmamız lazım.

Yazının Devamı

Sınavlar devam edecekse, dershaneler nasıl kalkacak?

2 Ekim 2012

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen atamalarında, gelecek yıl da KPSS’nin esas alınacağını açıkladı.
YÖK de üniversiteye giriş sınavlarının öyle ya da böyle devam edeceğini her fırsatta dile getiriyor.
Peki o zaman, sınavlar artarak devam edecekse, dershanelerin kapısına, gelecek yıl nasıl kilit vurulacak?
Emir büyük yerden geldiği için ciddiye almamak da mümkün değil. Ama nasıl işin içinden çıkılacak, gerçekten de çok merak ediyorum...

LYS ve KPSS ile yola devam
Giriş sınavlarına ilişkin olarak Milli Eğitim Bakanı Dinçer’in önemli açıklamaları var. İçerikleri yeniden düzenlenerek aynen devam edeceğini söylüyor...

Yazının Devamı

Başvurular yarın sona eriyor ama!

30 Eylül 2012

Üniversitelerdeki boş kontenjanları doldurmaya yönelik ek yerleştirme başvuruları yarın sona eriyor. Görünen o ki bu kontenjanların dolması mümkün değil.
En az 50 bin kontenjan yine boş kalacak.
Fen ve Anadolu liselerinde de 10 bine yakın kontenjan boş kalmıştı.
Peki Ankara’da, “ Neden bu kontenjanlar boş kaldı?” diye hesap soracak bir Allahın kulu yok mu?
Bir yanda kapı önünde bekleyen milyonlar, öte yanda boş kalan kontenjanlar. Bundan daha büyük çelişki ve “beceriksizlik” olabilir mi?
Maalesef oluyor. Hem de yıllardır...
Fen ve Anadolu liselerinde yarından itibaren nakiller açılacak ama o da bir çare değil.

Yazının Devamı

Öğrencilere süt gibi portakal suyu da verilemez mi?

30 Eylül 2012

Binlerce ton portakal çöpe atılmış. Daha da gidecekmiş. Çünkü özellikle bazı ülkelere ihracat durmuş. İç piyasada da alıcı bulamıyormuş.
Soğuk hava depolarında saklamak da cazip olmaktan çıktığı için ya dalında çürüyecek ya da çöpe gidecek diyorlar.
Peki bunu kim söylüyor?
Tesadüfen karşılaştığım portakal komisyoncuları.
Ne zaman KKTC’ye gitsem benzeri hikayeler dinlerim.
Dalında toplanmayı bekleyen portakalların neden çürümeye terk edildiğini sorsam, astarı yüzünden pahalıya geliyor diye yakınmaya başlıyorlar.
Oturup biraz konuşunca, toplama işine üniversite öğrencilerinin davet edilmesini ve toplanan ürünün yarısının onlara verilmesini önerdim. Birkaç üniversite olaya sahip çıktı ve öğrencilerine kamyon kamyon bedava portakal yedirdi, portakal suyu içirdi.

Yazının Devamı

Neden daha çok burs verilmeli!

29 Eylül 2012

Türkiye eğer Dünya Birinci Ligi’nde yarışmak istiyorsa, yükseköğrenimdeki okullaşma oranını çok daha yükseklere çıkartmak zorunda. Bu da üniversite kontenjanlarını boş bırakarak değil, her koşulda doldurarak mümkün.
Bunun yolu da burs vermekten geçiyor. Hem devlet hem de vakıf üniversiteleri bu konuda kesenin ağzını daha fazla açmak zorunda. Bu kadar kontenjanın boş kalmasının en önemli nedeni, kalıcı ve ileriye yönelik bir yükseköğretim politikamızın bulunmaması. Bir yanda üniversiteye girmek için can atan milyonlar, öte yanda boş kalan kontenjanlar. Sizce de bu işte bir anormallik yok mu? Eğer bu konuya birileri kafa yormuyorsa, kendimiz yormalıyız. Ve eğer birileri bizim geleceğimizle ilgilenmiyorsa, kendimiz ilgilenmeliyiz...

Burslar daha da artmalı
Para her zaman kazanılır ama eğitim her yaşta mümkün değil. Bu yüzden her şeyi erteleyin ama eğitiminizi sakın ertelemeyin. Ek yerleştirmede burs verenlerin sayısı çok arttı ama daha da artmalı. Çünkü boş kalacağına yarı fiyata ya da üçte bir ücrete öğrenim olanağı sağlamak herkese avantaj sağlayacaktır. Boş kalmasının ise hiç kimseye faydası olmayacaktır. Vakıf üniversiteleri gibi devlet üniversiteleri de boş

Yazının Devamı

Yabancı ve özel üniversiteler geliyor!

29 Eylül 2012

YÖK’ün hazırladığı taslak, nihayet görücüye çıktı. Önce üniversitelere sonra da kamuoyuna anlatılacak. Ardından da TBMM’ye getirilecek.
Yeni yasada çok önemli değişiklikler var. Örneğin, özel ve yabancı üniversiteler geliyor. Rektörlerin görev süresi 5 yıla çıkartılarak aynı üniversitede iki kez üst üste görev yapmaları engelleniyor. Mütevelli heyeti benzeri üniversite konseyleri öngörülüyor ve rektör atama yetkisi onlara veriliyor. Öğretim üyeliği için sözleşmeli dönem başlıyor. YÖK ise mevcut statüsünü korumaya devam ediyor.

Özgür üniversite?
Yaklaşık 1.5 yıldır Yükseköğretim Kurulu bünyesinde çeşitli safhalardan geçerek tartışılan yeni taslak çok iddialı bir söylemle başlıyor:
“Üniversitelerimizi çatışma, kısıtlama ve yasakların değil, bilimsel ve akademik özgürlüğün teminat altına alındığı, farklı bilim anlayışlarının bir arada var olduğu, farklı paradigma, yaklaşım ve tezlerin birbirileriyle etkileşerek bilim, öğretim ve toplumsal hizmet faaliyetlerinde bulunulduğu mekanlar olarak tescil etmenin yolu da yeniden yapılandırma sürecinden geçmektedir. Tartışmaya açılan yasa çalışmasının dayandığı temel ilkelerin başında çeşitlilik ilkesi gelmekte, üniversiteleri

Yazının Devamı