Medya ve çocuk

5 Mayıs 2002

Zaten çocuk dediğiniz nedir ki! Onlara gelinceye kadar Türkiye'nin o kadar çok sorunu var ki, çocukları sadece 23 Nisan bayramlarında g"ren liderlerimiz için b"yle ufak ayrıntılarla uğraşmak zaman kaybından başka bir şey değil.Erken Çocuk Eğitimi'nin tartışıldığı kongrede de konuşuldu. Biz hala çocuğu keşfedememiş ülkelerdeniz. Sorun yaratmadıkları sürece de onlarla ilgilenenimiz yok gibi.Okula giden 15 milyon çocuk ve gencimizin yanı sıra bir o kadar da okula gidemeyenimiz var. Dahası okula gidenlerin de zamanının çoğu sokakta geçiyor. Sonra bakıyoruz onlarla kim ilgileniyor diye. Kocaman bir hiç.Gençlik ve Spor Bakanlığı için varsa yoksa futbol. Yaz aylarında gençlere y"nelik kampları da var ama sayıları o kadar az ki. Ya diğer bakanlıklar? Kimisi sokağa düşmeden ilgilenmiyor, kimisi de onları ilgilenecek kadar ciddiye almıyor. ™rneğin bilimden sorumlu olanı? Çocuklara bilimi sevdirmek için ne yaptı? Ya da televizyonlarla ilgili olanı? Kısır tartışmaların "tesinde çocukları ne zaman hatırladı? Televoleci ve şiddete y"nelik yayınlardan onları korumak için ne yaptı?..Ya yerel y"netimler? Sokaklardaki çocuklara ilk sahip çıkması gerekenler onlar değil mi? Çocuk parkları, spor

Yazının Devamı

Medya ve çocuk

5 Mayıs 2002


<#comment>İstanbul'da Askeri Müze salonlarında Türkiye'nin dört bir yanından gelen konunun uzmanları çocukları tartışıyor. Yabancı konuklar da var. Ama devleti temsilen tek kişiyi arayıp da bulamazsınız...
Zaten çocuk dediğiniz nedir ki! Onlara gelinceye kadar Türkiye'nin o kadar çok sorunu var ki, çocukları sadece 23 Nisan bayramlarında gören liderlerimiz için böyle ufak ayrıntılarla uğraşmak zaman kaybından başka bir şey değil.
Erken Çocuk Eğitimi'nin tartışıldığı kongrede de konuşuldu. Biz hala çocuğu keşfedememiş ülkelerdeniz. Sorun yaratmadıkları sürece de onlarla ilgilenenimiz yok gibi.
Okula giden 15 milyon çocuk ve gencimizin yanı sıra bir o kadar da okula gidemeyenimiz var. Dahası okula gidenlerin de zamanının çoğu sokakta geçiyor. Sonra bakıyoruz onlarla kim ilgileniyor diye. Kocaman bir hiç.
Gençlik ve Spor Bakanlığı için varsa yoksa futbol. Yaz aylarında gençlere yönelik kampları da var ama sayıları o kadar az ki. Ya diğer bakanlıklar? Kimisi sokağa düşmeden ilgilenmiyor, kimisi de onları ilgilenecek kadar ciddiye almıyor. Örneğin bilimden sorumlu olanı? Çocuklara bilimi sevdirmek için ne yaptı? Ya da televizyonlarla ilgili olanı? Kısır

Yazının Devamı

İSTEK okulları ve Dalan

4 Mayıs 2002

Dalan'ın 17 yıl "nce İSTEK Vakfı'nı ve hemen ardından da G"ztepe'deki Semiha Şakir Lisesi'ni kurduğu günleri hatırlıyorum. Gezen hayran kalıyordu. Belediye başkanı olmanın tüm avantajlarını kullanmıştı. Ama arkası gelir mi endişeleri vardı? O ise her zamanki farklı tavrıyla İstanbul'un d"rt bir yanını anaokulundan üniversiteye kadar benzeri "ğretim kurumlarıyla donatacağını s"ylüyordu...Sonra ™zal'la yolları ayrıldı. Birkaç defa seçimlere girdi ve kaybetti. İyi ki de kaybetmiş ki tüm ilgisini eğitime y"neltti ve bugün Anadolu'da olmasa bile İstanbul'da tarikat ve cemaat okullarına karşı en büyük "zel okullar zincirini oluşturdu.Onlarca okulu, on binlerce "ğrencisi ve on binlerce mezunu var. Eğitim kalitesi tartışılabilir ama çağdaş, kendine güvenen, ne istediğini bilen gençler yetiştirdiği kesin.Tüm yetkilerimi devrettim diyor ama perde gerisinde tüm kontrolün onun elinde olduğunu bilmeyen yok. Varisimiz Milli Eğitim Bakanlığı diyor ama yine kontrolün Allah gecinden versin kendinden sonra tıpkı Doğramacı "rneğinde g"rdüğümüz gibi oğluna geçeceği aşikar.Her şeye rağmen keşke Dalan'ların sayısı artsa da Türkiye'nin d"rt bir yanı benzeri "ğretim kurumlarıyla donansa... Yeri geldiği

Yazının Devamı

İSTEK okulları ve Dalan

4 Mayıs 2002


<#comment>Yeri geldiği zaman sık sık eleştirdiğimiz Dalan'ı yine yeri geldiğinde takdir etmek gerekiyor. Önceki gün Gaziosmanpaşa'daki Kaşgarlı Mahmut Lisesi'ndeydik. Gecekonduların ortasında bir kolej ve çoğu burslu pırıl pırıl öğrenciler. Kendileriyle gururlandık.
Dalan'ın 17 yıl önce İSTEK Vakfı'nı ve hemen ardından da Göztepe'deki Semiha Şakir Lisesi'ni kurduğu günleri hatırlıyorum. Gezen hayran kalıyordu. Belediye başkanı olmanın tüm avantajlarını kullanmıştı. Ama arkası gelir mi endişeleri vardı? O ise her zamanki farklı tavrıyla İstanbul'un dört bir yanını anaokulundan üniversiteye kadar benzeri öğretim kurumlarıyla donatacağını söylüyordu...
Sonra Özal'la yolları ayrıldı. Birkaç defa seçimlere girdi ve kaybetti. İyi ki de kaybetmiş ki tüm ilgisini eğitime yöneltti ve bugün Anadolu'da olmasa bile İstanbul'da tarikat ve cemaat okullarına karşı en büyük özel okullar zincirini oluşturdu.
Onlarca okulu, on binlerce öğrencisi ve on binlerce mezunu var. Eğitim kalitesi tartışılabilir ama çağdaş, kendine güvenen, ne istediğini bilen gençler yetiştirdiği kesin.
Tüm yetkilerimi devrettim diyor ama perde gerisinde tüm kontrolün onun elinde olduğunu bilmeyen

Yazının Devamı

Bugün Milliyet'in doğum günü

3 Mayıs 2002

Milliyet 1950'de kurulup çok "nemli bir boşluğu doldurmuştu. Bugün de aynı işlevini artan bir şekilde sürdürüyor.Milliyet'i diğer gazetelerden farklı kılan hep bir şeyler oldu. Hiçbir zaman sıradanlaşmadı. Hiçbir zaman işin kolayına kaçmadı.Haberde de, yorumda da hep aklın, sağduyunun sesi oldu. TBMM'de eskiden Meclis'in yanı sıra bir de Senato vardı. Kararlar bir kez de senat"rlerin süzgecinden geçerdi. Sonra kaldırıldı. Belki de bu yüzden, Abdi Bey'den sonra en uzun süreli yayın y"netmenliğimizi yapan Doğan Heper, "Milliyet Türkiye'nin Senatosu'dur hatta Anayasa Mahkemesi'dir" derdi.Milliyet, medyada doğru düzgün gazeteciliğin "ğrenileceği en "nemli okullardan birisi oldu hep. Kimler geldi kimler geçti. Gazeteciliğe Milliyet'te başlayıp, Milliyet'in hamuruyla yoğrulanlar hep dimdik ayakta kaldılar. Mesleğin onurunu korudular.80'lerin başında Milliyet'te çalışmaya başladığımda, en ç"mezi bendim. Şimdi ise en eskilerden birisi. Abdi Bey'den sonraki yayın y"netmenlerinin neredeyse hepsiyle çalıştım. Her birinden artılarıyla eksileriyle çok şey "ğrendim.Plazalara taşınmadan "nce sanki çok daha mutluyduk. Hani o Türk filmlerindeki gibi. Olanaklar kısıtlıydı belki ama sanki

Yazının Devamı

Bugün Milliyet'in doğum günü

3 Mayıs 2002


<#comment>Türkiye gibi kurumsallaşmanın çok zor olduğu bir ülkede 52'nci yaş gününü kutlamak gerçekten onur verici bir durum.
Milliyet 1950'de kurulup çok önemli bir boşluğu doldurmuştu. Bugün de aynı işlevini artan bir şekilde sürdürüyor.
Milliyet'i diğer gazetelerden farklı kılan hep bir şeyler oldu. Hiçbir zaman sıradanlaşmadı. Hiçbir zaman işin kolayına kaçmadı.
Haberde de, yorumda da hep aklın, sağduyunun sesi oldu. TBMM'de eskiden Meclis'in yanı sıra bir de Senato vardı. Kararlar bir kez de senatörlerin süzgecinden geçerdi. Sonra kaldırıldı. Belki de bu yüzden, Abdi Bey'den sonra en uzun süreli yayın yönetmenliğimizi yapan Doğan Heper, "Milliyet Türkiye'nin Senatosu'dur hatta Anayasa Mahkemesi'dir" derdi.
Milliyet, medyada doğru düzgün gazeteciliğin öğrenileceği en önemli okullardan birisi oldu hep. Kimler geldi kimler geçti. Gazeteciliğe Milliyet'te başlayıp, Milliyet'in hamuruyla yoğrulanlar hep dimdik ayakta kaldılar. Mesleğin onurunu korudular.
80'lerin başında Milliyet'te çalışmaya başladığımda, en çömezi bendim. Şimdi ise en eskilerden birisi. Abdi Bey'den sonraki yayın yönetmenlerinin neredeyse hepsiyle çalıştım. Her birinden artılarıyla

Yazının Devamı

Anadolu liseleri ne olacak?

1 Mayıs 2002

Dershaneye giden öğrenciler içerisinde anadolu lisesi öğrencilerinin oranı yüzde 3ü bulmaz. Peki ya geri kalanlar ne için gidiyorlar? Onlarda mı yabancı dille eğitim mağdurları?..Milli Eğitim Bakanlığında eski Müsteşar Bener Cordanın başını çektiği bir grup yabancı dille eğitime öteden beri karşıydı. Çökertmek için önce Türkiyenin hemen her yerine tabela anadolu liseleri açıldı. Ardından süper liseler yaygınlaştırıldı. Ama hiçbirisi anadolu liselerinin yerine geçemedi.Oysa anadolu liseleri dil öğretme konusundaki başarıları nedeniyle dünya eğitim literatürüne girmişti. Tıpkı köy enstitüleri gibi onları da maziye gömelim. Bakalım bu işten kim kârlı çıkacak!..12 yıllık zorunlu eğitimle birlikte yaşanacak bir diğer sıkıntı da yabancı okullar olacak. Hatırlanacağı gibi temel eğitimin 8 yıla çıkmasıyla birlikte bu okulların orta bölümleri kapanmıştı. 12 yıla geçilmesiyle birlikte hepten kapatılırlarsa hiç şaşırmamak gerekir. Anayasa açık: Temel eğitim anadilde ve Türk okullarında gerçekleşir!..Yabancı okulların kapanmasını yıllardır arzu edenler vardı. Nihayet bu şekilde amaçlarına ulaşmış olacaklar. Hem de alkışlarla. Hem de bu okullardan mezun olan Başbakan ve yardımcısının yani

Yazının Devamı

Anadolu liseleri ne olacak?

1 Mayıs 2002


<#comment>Liselerin 4 yıla çıkmasıyla birlikte anadolu liselerinde yabancı dille eğitime son verilecekmiş. Gerekçesi de öğrenciler üniversite sınavına girerken zorlanıyorlarmış. Siz bunu külahıma anlatın!..
Dershaneye giden öğrenciler içerisinde anadolu lisesi öğrencilerinin oranı yüzde 3’ü bulmaz. Peki ya geri kalanlar ne için gidiyorlar? Onlarda mı yabancı dille eğitim mağdurları?..
Milli Eğitim Bakanlığı’nda eski Müsteşar Bener Cordan’ın başını çektiği bir grup yabancı dille eğitime öteden beri karşıydı. Çökertmek için önce Türkiye’nin hemen her yerine tabela anadolu liseleri açıldı. Ardından süper liseler yaygınlaştırıldı. Ama hiçbirisi anadolu liselerinin yerine geçemedi.
Oysa anadolu liseleri dil öğretme konusundaki başarıları nedeniyle dünya eğitim literatürüne girmişti. Tıpkı köy enstitüleri gibi onları da maziye gömelim. Bakalım bu işten kim kârlı çıkacak!..
12 yıllık zorunlu eğitimle birlikte yaşanacak bir diğer sıkıntı da yabancı okullar olacak. Hatırlanacağı gibi temel eğitimin 8 yıla çıkmasıyla birlikte bu okulların orta bölümleri kapanmıştı. 12 yıla geçilmesiyle birlikte hepten kapatılırlarsa hiç şaşırmamak gerekir. Anayasa açık: Temel eğitim

Yazının Devamı