Hoş geldin tatil

15 Haziran 2001


<#comment>Karne günlerinde sınıfını geçenlerden çok, zayıfı olanları düşünürüm. Ne kabustur o. Ne karneni kimseye gösterebilirsin ne de derdini anlatabilirsin. Zaten moral çöküntüsü içerisindeyken bir darbe de en çok destek olması gerekenlerden yersin...
Karnede zayıf olmasına neden olan gerekçeler hiç araştırılmaz. Tembellikten mi, ailevi sorunlardan mı, yoksa hocaların kaprisi yüzünden mi karnede zayıf vardır, hiç sorgulanmaz...
Karnedeki kırıklar konusunda en masum olan çoğu zaman hep öğrencidir. Ama nedense fatura hep ona çıkar.
Aile ortamı, çarpık eğitim sistemi, yetersiz hocalar, boş geçen dersler, ilgi ve yetenek, ergenlik çağı ve öğrencinin başarısını etkileyen daha pek çok neden hiç dikkate alınmaz...
Öğrenci bir sorun yaşamıştır ve bu derslerine de yansımıştır. Ama çabuk toparlanmış ve son sınavlarından çok iyi notlar almıştır. Gelecek için güven vermiştir. Böylesi bir durumda; öğrenciyi bir üst sınıfa geçirip kazandığı ivmeyi devam ettirmesine olanak sağlamak varken, sınıfta bırakıp yok olup gitmelerine ortam hazırlıyoruz...
Türk eğitim sistemiyle, Batılı eğitim sistemleri arasındaki en büyük fark burada yatıyor. Onlar hemen her öğrenciyi

Yazının Devamı

Kolej sonuçları

13 Haziran 2001


<#comment>Özel Türk yabancı okullar giriş sınavı sonuçları dün açıklandı. Sınava 15 bin kişi girmişti. 2 bin 175'i kazandı. Yabancı okullar kontenjanlarının tamamını doldururken, Türk kolejlerinden pek çoğu yeterli sayıda başvuran olmadığı için kontenjanını dolduramadı.
Sınav sonuçları irdelendiğinde enteresan sonuçlar ortaya çıkıyor. Önce bir göz atalım ve hemen ardından bundan sonraki gelişmeler ne olur ona bakalım:
* İlk 10'a girenlerin tamamı Robert'i tercih etti. Enteresan olan 6'sının İstanbul'dan dışından olması. Afyon, Aydın, Balıkesir, Bursa ve iki de İzmir.
Daha da enteresanı hep kızlar önde olurdu, bu kez tam tersi. İlk 10'un 8'i erkek, 2'si kız. Şampiyon da işçi çocuğu...
* Türk kolejleri özellikle Koç, yabancı okullardan çoğunun puanını geride bıraktı. Bazı Türk okulları da hiç umulmadık bir şekilde puan patlaması yaptı.
* Kazananlar listesinde kendisini göremeyenler kesinlikle telaşa kapılmasın. Kazanan iki bin öğrencinin yarıdan fazlası anadolu liselerine gideceği için alt tercihlerine girenler üst tercihlerine, hiç listede olmayanlar da üçüncü, dördüncü tercihlerine kadar çıkabilirler.

Yazının Devamı

Sınav maratonu

12 Haziran 2001


<#comment>Sınav yarışı tüm hızıyla devam ediyor. Anadolu liseleri ve fen liseleri sınavı pazar günü yapıldı. Büyük sınav olarak yürekleri hoplatan üniversite giriş sınavı ÖSS ise önümüzdeki hafta sonu gerçekleşecek. Kolejleri kazananlar bugün belli oluyor. Pazar günkü sınavda yanlışlığı kesinleşen sorular da değerlendirme dışı kalıyor. Anlayacağınız, her ne kadar önümüzdeki hafta sonu okullar kapansa da eğitimdeki hareketlilik hiç azalmadı...
ÖSS belgesi henüz eline ulaşmayan adaylara son bir kez daha hatırlatmak istiyorum: giriş belgesi olmadan sınava girmek mümkün değil. Bu nedenle bugüne kadar sınav belgesi gelmeyen ya da gelip de kaybedenlerin mutlaka Ankara'dan yenisini çıkartmaları gerekiyor.
ÖSS ile ilgili şikayetler de bitmiyor. İzmir'de oturan Elif Acar da bu mağdurlardan birisi. Bilgi düzeltme formunda yanlışlığı düzeltmesine rağmen, sınav merkezi olarak Lefkoşa bildirilmiş. Sınav için KKTC'ye gitmem mümkün değil, bu kadar masrafı nasıl karşılarım diyor...
Elif haklı. Hem de çok haklı. ÖSYM yıllardır benzeri hataları hep yapıyor ve faturayı da hep öğrencilere çıkartıyor. Kendi yaptığı hataları düzeltme ya da masraflarını karşılama yerine öğrencileri

Yazının Devamı

Eğitime faiz yükü

10 Haziran 2001


<#comment>Anadolu liseleri, fen liseleri ve diğer orta"ğretim kurumlarına giriş sınavı bugün yapılıyor. Sınava 552 bin 8. sınıf öğrencisi girecek. Bunlardan 45 bini sevinecek, yarım milyondan fazlası ise hayalini kurduğu okullarla değil bulduğu okulla yetinecek...
Parasız kolejleri yani Anadolu liselerini kazananlar için velilerin ekonomik kaygıları yok. Ama özellere girenleri sadece milyarlarca liralık zamlı öğretim ücretleri değil, banka faizleri de bekliyor...
Özel okullar kayıt sırasında işi garantiye almak için velilerden senet, sepetle birlikte bir de banka garantisi istiyorlar. Oldu ya sıkışırsanız banka sizin yerinize öder diyorlar. Kağıt üzerinde bakıldığında çok makul. Ama uygulaması tam bir kazıklama yöntemi. Siz siz olun mecbur kalmadıkça kredi yöntemine başvurmayın!
İşte size bir örnek:
"Bankayla yaptığımız anlaşmaya göre gecikme faizi yüzde 6 idi. 15.02.2001 tarihli son taksit olan bir milyar 620 milyon liralık son taksidi gününde ödeyemedim. 14.05.2001'de bir milyar, bugün de bir milyar 413 milyon lira yatırdım. Yani bir milyar 620 milyon lira için bu zaman içerisinde 793 milyon lira gecikme faizi vermiş oluyorum. Aynı bankadan tüketici

Yazının Devamı

İbrahim Arıkan

9 Haziran 2001


<#comment>Onu yıllarca MEF dershanelerinin sahibi ve Özel Dershaneler Birliği ÖZDEBİR'in Başkanı olarak tanıdık. Ardından MEF okullarını kurdu.
Laik ve demokratik eğitimi destekleyen sivil toplum örgütlerinin pek çoğunda kurucu ya da yönetici olarak görev yaptı.
Üniversite sınavları ve dershaneler nedeniyle YÖK'le sık sık tartışmalara girdi. Her ne kadar farklı iş alanlarına yönelse de eğitimden hiç kopmadı.
Ülke kalkınmasında eğitimin rolünü en iyi kavrayanlardan biri olarak iş dünyasının yükselen sesi oldu.
Bilime olan tutkusunu 10 yıldır gençlerle paylaşıyor. Uluslararası hale gelen MEF Bilimsel Proje Yarışmaları'nda her yıl yüzlerce öğrenci bilim adamı olma yolunda önemli mesafe kaydediyor.
Eğitimden kazanıyor, eğitime yatırım yapıyor.

Yazının Devamı

Bilişim olimpiyatı

8 Haziran 2001


<#comment>Türkiye ve bilişim birbirine çok uzak kavramlar. Bir bilişim olimpiyatı söz konusu olsa ve altına Türkiye de dahil 20 ülke sıralanıp hangi ülkede gerçekleşiyor diye bir soru yöneltilse, herhalde Türkiye diyen zor çıkar...
İşte böyle bir ortamda bir okul ortaya çıkıyor ve yükü ne kadar ağır olursa olsun ben bu işe soyunacağım diyor. Batı Fen Lisesi'ne bu onurlu hayalini gerçekleştirmede en büyük destek dünya bilişim devi Microsoft ve İTÜ'den geliyor. El ele uzunca bir yol kat etmişler. Bir test niteliğindeki 1. Liselerarası Bilişim Teknolojileri Olimpiyatı'nın açılışı yarın, ödül töreni de pazar günü gerçekleştirilecek.
Jüri üyesi olur musun dediklerinde neyle karşılaşacağımı pek bilemediğimden sadece teşvik olur amacıyla kabul etmiştim. Ama katılan eserleri gördüğümde gençlerimizin ne kadar yaratıcı olduklarına bir kez daha şahit oldum.
Aslında bilim mayası en iyi liselerde tuttu. TÜBİTAK'ın, MEF'in, Eyüpoğulu'nun Fatih'in ve daha pek çok okulun bilimsel proje yarışmaları yıllardır yapılıyor ve katılım da giderek artıyor...
Öğrencilerin bilişim teknolojilerine ilgisini çekmek, amatör bilişim yazılımcılarını ortaya çıkarmak, öğrenci bilişim

Yazının Devamı

Ecevit ve rektörler

6 Haziran 2001


<#comment>Başbakan Ecevit, rektörlerle dün bir kez daha bir araya geldi. Kendilerini bir kez daha dinledi. Sorunlarının çözülmesi gerektiği konusunda bir kez daha temennide bulundu. Rektörler de bir kez daha Başbakanlık'tan elleri boş döndü...
Biz bu filmi son aylarda defalarca izledik. Ama artık kabak tadı vermeye başladı. Rektörler gibi bizim de Başbakan'ın samimiyetinden şüphemiz yok. Ancak, IMF'nin istediği yasalar konusunda gösterilen duyarlılığın üniversiteler için gösterildiğine inanıyoruz...
Derviş, ekonomik yasaların takipçisi. Bıkmadan, usanmadan çıkmaları için mücadele veriyor. Bazen zorlansa da sonuca ulaşan taraf hep o oluyor. Ecevit'in bütün samimiyetine rağmen yükseköğretime yönelik yasaların çıkmamasının en önemli nedeni ise; takipçisinin olmaması. Yani üniversiteler için mücadele eden bir Derviş yok.
Aslında bu boşluğun bugüne kadar YÖK Başkanı Gürüz ve Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu tarafından doldurulması gerekirdi. Ama nafile. Her ikisinin de bu işin adamı olmadıkları ya da onlarla bu işin çözülemeyeceği artık bilinen bir gerçek.
Başbakan'la rektörler arasındaki görüşmelere zaman zaman katılan Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan ve Maliye

Yazının Devamı

Aman dikkat!

5 Haziran 2001


<#comment>Yazla birlikte gençlerin yurtdışı trafiği de hızlandı. Yabancı dilini ilerletmek için kimi yaz okullarına, kimi de gençlik kamplarına gitmenin hazırlığını yapıyor. En çok tercih edilen yöntemlerden biri de AU PAIR’lik. Yani bir anlamda çağdaş hizmetçilik. Her ne kadar sadece çocuk bakıcılığı söz konusu, ev işleri yok gibi lanse edilse de gidenin neyle karşılaşacağı tam bir muamma...
Bu konuyu daha önce de gündeme getirmiş ve gidenlere aman dikkatli olun uyarısında bulunmuştuk. İngiltere’den gelen yeni bir mektup, sanıyorum şu günlerde yurtdışını düşünen gençler için uyarıcı olacaktır. Birlikte okuyalım:
"İngiltere’de uzun yıllar öğrenci olarak bulunmuş ve halen İngiltere’de yaşayan birisi olarak söyleyebilirim ki:
Türkiye’den İngiltere’ye AU PAIR olarak gelen özellikle bayanların durumu gerçekte içler acısı.
1. İngiltere’de bayan olsun, erkek olsun bir kişinin erkek veya kız arkadaşı yoksa, bu çok garip bir hadise olarak algılanıyor.
2. Türk erkeklerinin seks düşkünü diye adı çıkmış. Ama İngilizlerin yanında biz solda sıfır kalırız. Bunların tek düşündükleri yemek, içmek ve seks. Yeni bir kız ayartmak için denemedik yol bırakmazlar.

Yazının Devamı