Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

6 Kasım, yani perşembe günü YÖK’ün 27. kuruluş yıldönümüydü. YÖK Başkanı’nın açıklamaları ve öğrenci protestoları olmasa, YÖK’ün varlığından haberdar olmayacaktık. Kendisini öylesine unutturdu ki, belki de amaçlanan buydu...
Amaç, YÖK’ü ele geçirmekti. Geçirildi. Benim asıl merak ettiğim, YÖK deyince tüyleri diken diken olan aslan demokratların, aydınların ve özerk üniversite sevdalılarının şimdi nerede oldukları? Hiç sesleri çıkmıyor da!..
İşte size gözden ırak kalmayı özellikle tercih eden YÖK ile ilgili bazı tespitler:
Daha önce YÖK Yasası’nı değiştirmek için büyük mücadeleler veren AKP iktidarı, bu düşüncesinden tümüyle vazgeçti. Sizce neden?
Çankaya, Üniversitelerarası Kurul’un seçmediği bir ismi, Çankaya kontenjanından YÖK üyesi olarak atadı. Sizce neden?
Yunus Söylet, daha üç beş ay önce seçildiği YÖK üyeliğinden istifa etti. Sizce neden?
Başbakan’ın camları balyozla kırılan makam aracı YÖK Başkanı’na tahsis edilmiş. Sizce neden?
Teziç döneminde üniversitelere zırnık vermeyen Maliye, YÖK bütçesini ve kadro sayısını ikiye katladı. Sizce neden?
Üniversite mezunu işsiz sayısı rekor kırarken, kontenjanlar artırıldı, af çıkarıldı ve herkese üniversite vaadi yapıldı. Sizce neden?
Türban ve katsayı tartışmaları birden kesildi. Oysa dünden bugüne değişen hiçbir şey yok. Ama protestolar da son buldu, eleştiriler de. Sizce neden?
Bir rektör ve bir tabela ile 50’ye yakın üniversite kuruldu. Hiç itiraz yok. Sizce neden?
Yukarıdaki tespitleri yazmaya ve nedenleri tartışmaya devam etsek, bırakın köşeyi, gazetenin tümü yetmez. Üniversiteler suskun, hem de çok. Rektörler bile artık ağızlarını açmıyorlar. Bakalım bu sessizlik nereye kadar devam edecek? Ve bu arada daha neler neler yapılacak?..

Eğitim yarım kalmasın
Büyükçekmece Belediyesi, İstanbul Üniversitesi ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin desteğiyle çok önemli bir projeye imza attı. Hiç eğitim almayan ya da eğitimi yarıda kalanları, Evden Yeniden Okula Projesi (EYOP) ile yeniden okullu yapıyor. Hafta içinde tanıtım toplantısı vardı. Ben de katıldım ve avuçlar patlarcasına alkışlandı. 65 yaşında anneanneler de vardı, 15, 16 yaşındaki gençler de. Dersleri emekli öğretmenler veriyor. Ev sahipliğini ve harcamaları da belediye karşılıyor.
Başkan Dr. Hasan Akgün, eğitime gönül veren ender siyasetçilerden birisi. Açtığı kurslar, yaptığı kültür merkezleri, okullar ve diğer eğitim tesislerini gezince alkışı fazlasıyla hak ettiğini bir kez daha görüyorsunuz. Darısı diğer başkanların başına. Akgün, bu yaptıklarıyla daha üç kez sandıktan çıktı. Dördüncü kez aynı koltuğa seçilirse de şaşırmamak gerekir...

Açıköğretim Fakültesi
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (AÖF), öğrenci sayısı açısından dünyanın en büyük ikinci fakültesi. Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen kurdu, Prof. Dr. Engin Ataç ve diğer rektörler de bugüne taşıdı. AKP ve YÖK’ün, AÖF üzerinden politika yapacağına ilişkin ciddi işaretler var. Üniversiteden ayırmayı düşündükleri dile getiriliyor. Büyük bir hata yaparlar. AÖF eğer bugün bu başarılı noktaya geldiyse, Anadolu Üniversitesi sayesinde gelmiştir. Ondan koparmak, ipini çekmek anlamına gelir. YÖK Başkanı’nın bu konuda çok donanımlı olduğunu söylemek de yanıltıcı olur. “AÖF’de kontenjan sınırları kalkacak” diyor. Zaten yoktu ki.
AÖF üzerinden herkese üniversite vaadini ilk dillendiren Tansu Çiller olmuştu. Ama 24 saat sonra çark etmek zorunda kaldı. Çünkü öğrencilerin ve ailelerin beklentisi, yetişkinler ve çalışanlar için geliştirilen uzaktan öğrenim metodu olan AÖF değil, örgün öğretim kurumlarıydı.
Ama eğer YÖK ille de herkesi AÖF’li yapacaksa, istihdam politikalarını göz önünde bulundurmalıdır. Yoksa, Herkese Üniversite Projesi (HÜP), üniversiteli işsizlerin sayısını artırmanın ötesine geçemez.
Özetin özeti: YÖK ve üniversiteler yakın takibinizde olsun. Çok önemli gelişmeler oluyor. Atılacak her olumlu adımı alkışlamaya hazırız. Ama eğer arka bahçe yaratma çabaları olursa onları da sizlerle paylaşmaya devam ederiz...