Ankara'nın ekonomik alandaki şaşkınlığı ortada. Elle tutulacak tarafı yok. Eğitimde yaptıklarına bakıldığında da, durum farklı değil. Şaşkın, hem de çok şaşkınlar...
60 MHP milletvekilinin yanı sıra ANAP'lı milletvekilleri de yabancı dille eğitime son verilsin, tüm okullarda eğitim dili Türkçe olsun diye yasa teklifi sundu. Günlerdir yazıyoruz. Ama şimdi aynı partilerin oluşturduğu koalisyon hükümeti, bırakın yabancı dille eğitim yapan okullara karşı çıkmayı, yenilerinin açılması için onay veriyor. Anlayacağınız, milletvekilleri ile onları temsil eden hükümet ayrı tellerden çalıyor. Ne, ne yaptıklarını biliyorlar ne de en ufak bir tutarlılıkları var. İnandırıcılık ise hak getire...
Ecevit, Bahçeli, Yılmaz ve bakanların imzasıyla Bakanlar Kurulu'ndan geçen Batı Üniversitesi, kamuoyunda Alman üniversitesi olarak biliniyor. Mesut Yılmaz, ne zaman iktidara gelse gündeme geliyor. O gidince unutuluyor. En az on yıldır konuşuluyor. Kurucularına kalsa çoktan açılıp, ikinci, üçüncü mezunlarını vermiş olacaktı. Ama bir türlü açılamıyor, bundan sonra açılması da çok güç. Çünkü:
* Türkiye ile Almanya arasında imzalanan ve ardından da Ecevit hükümeti tarafından onaylanan çerçeve anlatması, yanlışlarla dolu. Her şeyden önce Anayasa'ya aykırı pek çok madde söz konusu.
* Kurucu olarak gözüken İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakıfı, önceki yıllarda yaşanan kura skandalının kahramanı. İstanbul Lisesi, hiç kimseden çekmedi bu vakıftan çektiği kadar. Anlaşılan hala başları ağrımaya devam edecek. Bir devlet okulu olan İstanbul Lisesi, sanki vakfın bir parçası gibi Bakanlar Kurulu kararı ile bu tartışmalı vakfın kontrolüne veriliyor ki bu çok yanlış.
* Türkiye'de hiçbir okulda, bazı derslerin dışında tam anlamıyla yabancı dille eğitim yapılmazken, hem de ilköğretimde, bu vakfa bu yetki veriliyor. Üstelik Bakanlar Kurulu kararıyla.
* Üniversitenin kurulması için vakfın ve Almanların ortaya koyduğu pek bir şey yok. Bir taahhütte de bulunmuyorlar. Harcamaları TC ve veliler yapacak, birileri de bunun keyfini sürecek!
* Almanlar, üniversite kurma konusunda madem bu kadar hevesliler, eşit koşullarda, eşit hükümlülüklerde aynı üniversitenin bir benzerini de Berlin, Frankfurt ya da Münih'te kursunlar. Zaten talibi de var. En azından onlara izin versinler...
Özetin özeti: Bir öğretim kurumunun açılmasına karşı çıkmak, yapacağımız en son iş olur. Yeni üniversiteler elbette açılmalı. Hem de çok. Ama yeni sorunlar yaratmayacak ve birilerinin oyuncağı olmayacak şekilde. Hükümete ve milletvekillerine gelince: neyin doğru, neyin yanlış olduğunu önce kendi aranızda tartışsanız nasıl olur? Hiç olmazsa hükümete, milletvekillerine duyulan saygıyı zedelememiş olursunuz.