Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Davut-oğlu’ndan eğitime yönelik ilk sözler, yeni öğretim yılıyla birlikte geldi. Bir anlamda, eğitime bakış açısını görmüş olduk...
Satır aralarında ilginç mesajlar var. Eğitime, sıcak bakıyor ama görünen o ki o da kendisine söylenenlerle yetiniyor. Keşke, biraz da dışarıdan biri, örneğin bir baba, bir veli, bir öğretmen olarak konuya yaklaşsaydı, çok daha iyi olurdu...
Gelin isterseniz önce neler demiş ona bir göz atalım, sonra da söylediklerini hep birlikte irdeleyelim.

Keşke öyle olsaydı!
Başbakan Davutoğlu, İlköğretim Haftası ve yeni eğitim-öğretim yılının başlaması dolayısıyla yayımladığı mesajda, bir ülkenin kalkınması ve müreffeh milletler arasında yer alması için sağlam bir eğitim sistemine sahip olmasının önemine dikkati çekti.
Mesajında, “Bizler bu şuurla, son yıllarda ülkemizin en büyük eğitim atılımlarını gerçekleştirmek ve geleceğimize yön verecek projeler üretmek gayreti içinde olduk” ifadesine yer veren Davutoğlu, Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde yapılan büyük yatırımlarla maddi yetersizlikler nedeniyle eğitim-öğretim olanakları yetersiz olan, kültür, sanat ve bilim etkinliklerinden mahrum kalan çocuklara birçok imkân sağlandığını vurguladı.
Gerçekleştirilen bir dizi reform sonucunda, eğitim sisteminin daha modern ve daha özgürlükçü bir yapıya kavuştuğunu kaydeden Davutoğlu, mesajında “Böylece hangi dine mensup olduğuna, hangi dili konuştuğuna bakılmaksızın çocuklarımız, değerlerinden ayrılmayarak eşit ve özgür eğitim haklarına kavuştular” değerlendirmesini yaptı.
Son 10 yılda, eğitimde teknoloji ve bilimin ön plana çıkarıldığını, Türkiye’nin her köşesine bilgisayar ve elektronik ekipmanlar gönderildiğini ifade eden Davutoğlu, öğrencilerin teoride değil pratikte de bilimi öğrenme ve uygulama imkânı bulduğunu belirtti.
Başbakan Davutoğlu, mesajını şöyle sürdürdü:
“Gayemiz, geleceğimizin teminatı çocuklarımızı ve gençlerimizi birey olma bilincine sevk eden, onların birer vatandaş olarak ülkelerine ve milletine faydalı olma idrakiyle yetişmelerini sağlayacak bir eğitim sistemidir. Bu itibarla, sahip olduğumuz birikimle daha bilinçli, daha demokratik ve dünyadaki diğer ülkelerin çocukları ve gençleriyle her alanda rekabet gücü olan bir nesil yetiştireceğimize inancım tamdır.”
Fatih Projesi
Başbakan Davutoğlu ismini vermeden FATİH Projesi’ne atıfta bulunuyor ve ülkenin her köşesine, bilgisayar ve elektronik ekipmanlar gönderildiğini söylüyor. Çok doğru. Peki, o ekipmanlar ne kadar işi yarıyor, keşke bu konuda tarafsız bir gözlemci gruptan da rapor istese, ne güzel olurdu...
Öğrencilerin eşit ve özgür eğitime kavuşmaları konusunda da keşke sadece, MEB bürokratlarını değil de öğrenci ve velileri dinleseydi...
Kültüre, sanata, bilime vurgu yapan Başbakan, keşke aynı vurguyu, spor ve öğretmenler için de yapsaydı. Çünkü, onlar da eğitimin ve gelişmenin olmazsa olmazları arasında geliyor!..
Eminiz ki eğitime olan ilgisi önümüzdeki günlerde daha da artacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıcak ilgisi ve büyük ekonomik desteği hiçbir zaman yeterince hizmete dönüşmedi, bakalım şimdi ne olacak?..

Yurt sorunu
Üniversiteler açılmaya başladı ama ek yerleştirme hâlâ başlamadı. Yazık çok yazık. Öğretmen atamalarında olduğu gibi bütün yaz yatıldı, şimdi sürekli ertelemeye gidiliyor.
Eğitim adına sürekli ertelenen konulardan biri de yurt sorunu. Başbakan Yardımcısı Arınç, bu sorunu 5 yıl içerisinde çözeceğiz demiş. Peki, şimdiye kadar niye çözülmedi? Kaldı ki istenilse bir yıl içinde bile çözülebilir.
Ülkemizin bu konuda gücü de, birikimi de, donanımı da fazlasıyla var..
60 bin kişi civarında bir açığın olduğunu aktaran Arınç, bunların da yeni kiralanacak yurtlarla ve bazı devlet misafirhaneleri kullanılarak, ocak ayına kadar büyük ölçüde kapatılabileceğini düşündüklerini anlatmış.
Keşke bu söylediklerini yaz aylarında yapsalardı. Bundan sonra atılacak adımlar çok geç kalmış olacak!..
CHP Milletvekili Mahmut Tanal, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya verdiği yazılı soru önergesiyle konuyu Meclis gündemine getirdi ve çok çarpıcı sorular sordu. Bakalım ne cevaplar verilecek?

Özetin özeti: Artık herkes söylenenlere değil, yapılanlara bakıyor. Keşke, daha az “keşke”li yazılar yazabilsek!..