Bayram coşkusu diye bir şey kalmayalı çok oldu.
Hiç, kendimizi kandırmayalım ama en azından bayramı, bayram tadında yaşayalım.
Bayram öncesindeki sorunlar, hiç korkmayın, bayram sonrasında da yine sizi bekliyor olacak.
Bol, bol konuşur, bol bol şikâyetçi olursunuz.
Dün, dündür deyip, sorunları, orada bırakıp, bugüne ve önümüzdeki haftaya odaklanıp, tadını çıkartalım.
Hani elinden telefonu düşünmeyenlerin, şarj süresince, “Aa telefonsuz da bir hayat varmış” deyip, sağa sola bakıp, çevresindekilerle konuştukları gibi bize de önümüzdeki birkaç günü,
geçen haftadan farklı yaşayalım.
Sadece ortam değiştirmekle kalmayıp, konuştuğumuz konuları, yediğimiz yemekleri, içtiğimiz içecekleri, giydiğimiz giysileri, konuştuğumuz kişileri, gittiğimiz yerleri, bakış açımızı ve
soluduğumuz havayı da değiştirelim.
Hoşgörü, keyif, mutluluk, empati, sempati, coşku, sizinle olsun. Fark yaratın, fark edilin, siz mutlu olursanız, çevriniz de mutlu olur...
Öğretmen atamaları
Öğretmenler, eğitimin onurudur. Onlar ne kadar güçlüyse, eğitim sistemimiz o kadar güçlüdür.
Bu yüzden, onları, nadide bir çiçek gibi korumamız, kollamamız gerekir. Peki, biz ne yapıyoruz?
En idealist olanları bile meslekten nefret eder hele getiriyoruz. Bu konuda bugüne kadar binlerce yazı yazdık, yazmaya da devam edeceğiz. Ta ki hak ettikleri değere kavuşuncaya kadar!
Öğretmen yetiştirme ve atama sistemi, tümüyle değişmelidir.
Atama bekleyen yüzbinler eritilmeli ve bir daha böylesi büyük yığılmalara ortam hazırlan- mamalıdır.
Ülkemizin yıllık öğretmen ihtiyacı, ortalama olarak belli. Bunun çok üzerinde kontenjan vermek, bu mesleğin itibarını zedeler ki, buna müsaade edilmemeli.
KPSS gibi öğretmenleri, mesleklerinden uzaklaştıracak sınavlar değil, yeterlilik ve yetkinliklerini artıracak çok daha farklı yöntemler bulunmalıdır.
Doktor, doktorluğunu, avukat ya da hâkim, hukukçuluğunu, mühendis, mühendisliğini sorgulayacak yeni bir sınava giriyor mu ki, öğretmenler için böyle bir dayatmalar söz konusu!..
Öğretmenlik, kutsal bir meslektir ve öyle kalmalıdır...
Onlara vereceğimiz önem, aslında çocuklarımıza ve ülkemizin geleceğine vereceğimiz önemdir.
Ne olur, bu konuda cimri olmayalım.
O ki bir peygamberlik mesleğidir, o ki Mustafa Kemal’in hayalidir.
Hepimizi, hayata onlar hazırladı, hepimizin hayatına onlar yön verdi.
Bazen minik bir dokunuşları tüm hayatımızı değiştirdi, bazen onların gösterdiği yönde yürüyerek hayatlarımıza yeni bir heyecan kattık...
Çeşit çeşit öğretmenlik olmaz.
Aynı Bakanlıkta görev yapacak, aynı puanla atanacak, aynı okulda görev yapacak ve aynı dersi vereceksiniz ama kiminiz uzman, kiminiz kadrolu, kiminiz, sözleşmeli, kiminiz ücretli olacaksınız.
Böyle bir saçmalık olmaz. Olmamalı da.
İyi ki varsınız Öğretmenim…
Özetin özeti: Mutlu bayramlar...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025