Ülkemizde bilim adına güzel gelişmeler oluyor. Ama ne kadar yeterli, işte o tartışılır. Hiç yoktan iyidir diyenler çoğunlukta. Yani oldukça tartışmalı bir konu.
Hele hele bilim toplumu olma konusunda herkesin hem fikir olacağı ortak bir noktaya ulaşmak mümkün değil. Çünkü her şeyden önce kavramlar üzerinde anlaşamıyoruz. Sokağa çıkmanıza gerek yok, üniversite öğrencilerine ya da bilim insanlarına, sizce bilim nedir diye sorun, bin çeşit cevap alırsınız. Ve istisnasız cevapların çok önemli bir kısmı, evrensel değerlere göre değil, kalıplaşmış ön yargılara göre şekillenir.
Partilerin, üniversitelerin, işadamlarının, medyanın, sivil toplum örgütlerinin ve diğer farklı grupların eğitime, ahlaka, insani değerlere, yargıya, temel hak ve hürriyetlere bakış açısı neyse bilime bakış açıları da o. Herkes bilime bile kendi tarafından bakıyor. İşte bu yüzden de bir türlü yol alamıyoruz, kıyıda köşede bu konuda çok önemli gelişmeler olsa da hak ettiği değeri görmüyor.
Bilim politikası?
Her ülkenin eğitim ve bilim politikası olur. Partiler üstüdür ve iktidarlara göre değişmez. Eğer ille de bir revizyon yapılacaksa yine ortak kararlar alınır. Ama bizde bırakın devletin eğitim ve bilim politikasını, iktidarların bile yok.
Son 11 yılda beş Milli Eğitim Bakanı değişti. Her gelen kafasına göre bir politika izledi. Bilim Bakanlığı ise başka bir bakanlığın kuyruğuna eklendi ama ara ki bulasınız.... Anlayacağınız bu konuda daha çoooooooookkkkk yol kat etmemiz gerekiyor. Bu arada Üsküdar Üniversitesi’nin beyin konusundaki kararlı açılımlarını da alkışlıyoruz. Bakalım devamı gelecek mi? Dünyada ses getirecek mi?...