Dershaneler nedeniyle gündeme gelen eğitim sistemimiz, umarız biraz da içeriğiyle sorgulanır.
Niye mi?
İsterseniz gelin OECD uluslararası eğitim liginde, 65 ülke arasında sıralamamız nasıl önce ona bir göz atalım.
Matematik: 1- Şanghay-Çin, 2-Singapur, 3-Hong Kong-Çin, 4-Çin Taipei, 5-Kore, 6-Macao-Çin, 7-Japonya, 8-Liechtenstein, 9-İsviçre, 10-Hollanda, 44-Türkiye
Okuma-Anlama: 1-Şanghay-Çin, 2-Hong Kong-Çin, 3-Singapur, 4-Japonya, 5-Kore, 6-Finlandiya, 7-Çin-Taipei-İrlanda-Kanada, 8-Polonya, 9- Liechtenstein-Estonya, 10- Avustralya-Yeni Zelanda, 42-Türkiye
Fen Bilimleri: 1- Şanghay-Çin, 2- Hong Kong-Çin, 3-Singapur, 4- Japonya, 5- Finlandiya, 6-Estonya, 7-Kore, 8-Vietnam, 9-Polonya, 10-Kanada, Liechtenstein, 43-Türkiye
Eskiden Finlandiya gibi ülkeler ilk sırada yer aldığında, nüfusları az, o yüzden başarılılar diye kendimizi teselli ederdik. Ama bu yılki liste çok çarpıcı, başta Çin olmak üzere Uzakdoğu ülkeleri ilk beşi paylaşırken biz yine 40’lı sıraların üzerine çıkamadık!..
Söz konusu tablo ile ilgili olarak hemen herkes öyle ya da böyle görüş açıkladı. En iyimser olan Bakan Avcı’nın söyledikleri:
Önceki yıllara göre daha iyiyiz. Öğretmen arkadaşlarımızı kutluyorum...
Bu da bir bakış açısı!..
Utanın, utanın!..
PİSA sonuçlarıyla ilgili olarak mail yağıyor. Zehir zemberek eleştiriler geliyor. İşte Almanya’dan gelen bir mail:
“Vietnam, Sırbistan gibi ülkelerin, Türkiye’den daha başarılı olduğu bir sıralamada bunun uluslararası bir utanç tablosu olduğu kanaatindeyim!
Matematik’te sondan üçüncü sırada yer alıyoruz.
Bu konuyu senelerdir takip eden bir vatandaş olarak şunları söylemek isterim; Almanya bundan üç sene önce yapılan bir değerlendirmede, 10’uncu sırada yer aldıkları için ülkede olağanüstü hal ilan edilmişti. Bilim insanları, akademisyenler, medya, yani anlayacağınız bütün kurumlar, hep bir ağızdan bunun utanç tablosu olduğuna kanaat getirip durumu analiz etmeye yoğunlaştılar.
Hatalar nerde yapıldı, hangi imkanlar verildi veya verilmedi bütün bunlar çok ayrıntılı bir şekilde araştırıldı...
Siyasiler, akademisyenler, akil insanlar, medya neden bu konuyu çok ciddiye almaz?
Bu yazıyı gönderdiğim her kişiye ve her kuruma soruyorum; ortada böyle bir başarısızlık varken, evinize nasıl böyle rahat gidebiliyorsunuz, eşinizin, annenizin, çocuklarınızın karşısına nasıl çıkıyorsunuz?
Yaptıklarınızı, yapmadıklarınızı, yazdıklarınızı yazmadıklarınızı, adalet terazisine koyuyor musunuz?
Kendinizle hesaplaşıyor musunuz?
Rahat uyuyor ve aynaya gönül rahatlığıyla bakabiliyor musunuz?
Eğer varsa, vicdanınız rahat mı?
Ben utanıyorum, siz de utanıyor musunuz?..”
Sınav cumhuriyeti olduk
Eğitim deyince aklımıza hep sınavlar geliyor. Başarının ölçütü de yine hep sınavlar.
Eğitim sistemimizle iyi bir insan, iyi bir yurttaş, kendisiyle ve çevresiyle barışık, mutlu, başarılı, üretken bir nesil yetişiyor mu, bu hiç kimsenin umurunda değil. Oysa dünyanın her yerinde eğitimin birinci önceliği bütün bunlar...
Peki, sınavlarla yatıp, sınavlarla kalkıyoruz da, bu konuda başarılı mıyız? İşte sonuçlar ortada...
Buna rağmen, sınav sayıları azalacak denildikçe, yük daha da artıyor.
Bu yılki sınavlarda, yaklaşık 10 milyon aday ter dökecek.
Bu yüzden ne çocuklar çocukluklarını, ne de gençler gençliklerini yaşayabilecekler...
Eziyet çeken sadece onlar mı?
Anne-babalar da eziyetin her türlüsünü yaşıyorlar.
Hem maddi hem de manevi yönden. Ve geldiğimiz nokta:
PİSA’da yerlerde sürünüyoruz.
Yani eğitimde lime lime dökülüyoruz.
Keşke dershanelerle yatıp kalktığımız şu günlerde biraz da eğitimin kalitesini konuşuyor olabilseydik...
Görünen o ki daha uzun yıllar sınavları konuşmaya devam edeceğiz...
Üniversite giriş sınavlarına yaklaşık iki milyon, kamuda bir işe girmek için kıyasıya yarışın gerçekleştiği KPSS’ye bu yıl 3.5 milyon yakın aday girecek. Yani sadece iki sınavın yarışanı 5 milyon!
KPSS ve YGS, LYS’de yüzü gülen sayısı yani üniversiteye ve işe gireceklerin sayısı birkaç yüz bini bulmuyor.
İşleri zor hem de çok zor.
Adaylara ve ailelerine her şeyden önce sabır diliyoruz.
Umarız önümüzdeki seçimlerin ana konularından birisi de eğitim ve çocuklarımızın geleceği olur. Bakalım hangi parti, bu konuda, hangi projelerle kamuoyunun karşısına çıkacak?...
Özetin özeti: Eğitimi, bilimi ve çocuklarının geleceğini ciddiye almayan hiçbir ülke, dünya birinci liginde yer almıyor! Herkesi bu konuda samimiyete ve taşın altına elini koymaya davet ediyoruz...
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025