Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Her şerde bir hayır vardır derler. Tıpkı savaşların da dostluğun bir aracı olabileceği gibi.
Çanakkale’de amansızca savaştığımız Avustralyalı Anzaklar ve Yeni Zelandalı askerler, niye savaştıklarını bile bilmeden gelip bu topraklarda can verdiler.
Onların torunları, şimdi en yakın dostlarımız. Bunu her vesileyle dile getiriyorlar.
3. Çanakkale Resim Yarışması da, işte bu dostluğun daha da pekişmesi için atılan önemli adımlardan biri. Avustralya Büyükelçiliği, Çanakkale Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin işbirliği çerçevesinde düzenleniyor. 10 yıl devam edecek ve birinci olan eserler 2015 yılında Çanakkale Savaşları’nın 100. yılında hem Türkiye’de hem de Avustralya ve Yeni Zelanda’da sergilenecek.
Aynı proje kapsamında benzer bir yarışma da Gelibolu Resim Yarışması adı altında Avustralya’da gerçekleştiriliyor. Yani bir anlamda Çanakkale ölümsüz hale getiriliyor.
Katılım ve tema serbest. Ödül de var. Başvurular dün başladı, 6 Ekim’e kadar devam edecek. Ayrıntılar www.gelibolumemorial.net adresinde bulunabilir.
Jüride Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rahmi Aksungur, Çanakkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akdemir, Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan ve ünlü sanatçımız Bedri Baykam ve Çanakkale Avustralya Başkonsolosu Peter Rennert bulunuyor.
Tema arayanlara, Atatürk’ün Avustralyalı ve Yeni Zelandalı annelerin acısını dindirmek için kaleme aldığı şu satırlardan daha önemli ne olabilir ki:
“Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar!
Burada bir dost vatanın toprağındasınız, huzur içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarınızı siliniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır.
Huzur içindedirler, onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır...”

Zorunlu bağışlar
Kayıt dönemlerinin en önemli sorunu, okul aile birliklerinin adeta dayatarak istediği zorunlu bağışlar. Bazıları öyle ileri gidiyor ki bağış varsa kayıt var, bağış yoksa kayıt yok noktasına getiriyor. Velinin ödeme gücü var mı yok mu, bazen hiç dikkate alınmıyor.
Oysa konuyu iyi bir şekilde anlatsalar, eminim ki her veli, gücü oranında, çorbada kendi tuzu da olsun ister.
MEB, okullara ne güvenlik için, ne de temizlik ve günlük harcamalar için ödenek gönderiyor. Başınızın çaresine bakın diyor. Onların da tek kaynağı bağışlar. Ama abartılmadan. Bunu hiç kimseyi kırmadan, dökmeden yapanlar da var. Zorbalığı tercih edenler de. Her iki tarafın da bu konuda daha anlayışlı olmaları gerekiyor. Çünkü sonuçta etkilenen öğrenciler oluyor...

MEB sözünde durmuyor!
Bakanlıktan şikâyetler diz boyu. İşte gelen mail’ler:
“Sözleşmeli ilköğretim matematik öğretmeni olarak Samsun’un bir köyünde çalışıyorum. Eş durumu atamalarına başvuruda bulundum. Kılavuzda sonuçların 29’unda açıklanacağı belirtildi. Ancak 2 Eylül oldu, hâlâ açıklanmasını bekliyoruz. Bu nasıl bir psikoloji bozmaktır! İki gündür uykusuzluktan hap kullanmaya başladım. Bu psikolojiyle nasıl eğitim öğretim yapacağım!”
“MEB Fen Liseleri, Spor Liseleri ile Her Türlü Anadolu Liselerine Öğretmen Başvuru ve Atama Kılavuzu 2008-2” http://personel.meb.gov.tr adresinde yayımlandı. Sınav kazanan öğretmenler 01 Eylül-04 Eylül 2008 tarihleri arasında http://ilsis.meb.gov.tr adresinden başvurularını yapacaklar. Ancak, ikinci gün olmasına rağmen bakanlığın ilgili internet adresinde elektronik ağ bağlantısı olmadığı için işlem gerçekleştirilemiyor. Başvuru süresinin dolmasına iki gün kaldı. İlgili siteye ağ bağlantısı konulsa bile, sistemde kilitlenme meydana gelebilir. Şu anda ağ bağlantısı olmadığı için herhangi bir işlem yapılamıyor. Sınav kazanan öğretmenler mağdurdur. Bakanlık telefonları sürekli meşgul, derdimizi anlatacak muhatap bulamıyoruz.”
Özetin özeti: MEB’in bilgisayarlarına bir haller oldu. Bu kaçıncı!..