Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Liselere girişte her yaz kaos yaşanıyor. Öğrenci, veli ve okul yöneticilerinin yaz tatilleri zehir oluyor. Ama buna rağmen yine her yıl en iyi fen ve anadolu liselerinde bile binlerce kontenjan boş kalıyor. Bunun tek nedeni ise kolejlerin kendilerine özgü ayrı bir sınav takvimi uygulamaları. Kendi alacakları 20-30 bin öğrenci yüzünden öte yanda bir milyon öğrencinin kaderini etkiliyorlar.
Bu kaosa son vermek isteyen çok oldu. Ama arkası gelmedi.
Hüseyin Çelik, sınavları da tercih listelerini de birleştireceğini ilan etti. Ancak, özel okul sahipleri bir yolunu bulup kendisini ikna ettiler ve sınavlar birleşse de puanlama, tercih listesi ve kayıt takvimleri yine kendilerine özgü oldu. Böyle olunca da anadolu liseleri ile özel okullar arasındaki gelgitler yüzünden hem velilerin yaz tatilleri zehir oldu hem de yine 4 bin civarında kontenjan boş kaldı.
Velilerin ve okulların bu yönde çektikleri eziyeti en yakından görenlerden biri de Bakan Çubukçu oldu. Ağustosta ekstradan yeni bir kayıt dönemi daha tanısa da kontenjanlar yine dolmadı. Ve yaz aylarından kararını verdi:
“Tek sınav, tek tercih listesi ve tek kayıt takvimi olacak...”
Ama özel okullar hâlâ bu durumu kabullenebilmiş değiller. Yine ayrı kayıt takvimi için bastırıyorlar. Çünkü özel okullar derneğinin en büyük gelir kaynağı, öğrencilerden alınan başvuru ücretleri. Ayrıca, sanki merkezi yerleştirme olursa, kontenjanları dolmayacak gibi yanlış bir düşünceye sahipler.
Bakan Çubukçu, tıpkı üniversiteye girişte olduğu gibi merkezi bir sınav ve tüm okulları içine alan merkezi yerleştirme istiyor. Doğru olan da. Ama özel okullar hâlâ kulis peşindeler.

Çubukçu geri adım atar mı?
Bakan Çubukçu, bunu bildiği için onlarla bir araya gelmemek için özel çaba harcıyor ve “Kararım kesin” diyor.
Bu kadar kararlı olduğunu görünce, önceki gece bir yemekte kendisine şu soruyu yönelttim:
“Peki devreye Başbakan Erdoğan girip, sizden bu kararı yeniden gözden geçirmenizi ister ve mevcut sistemin devamından yana ağırlığını koyarsa, tavrınız ne olur? Çünkü Çelik döneminde de benzeri bir durum yaşanmıştı!”
Önce bir sessizlik ve sonrasında, işi şakaya vurup, “Başbakanım benden böyle bir şey istemez” diyerek topu taca attı.
Bakan Çubukçu eğer bu konuda geri adım atarsa, öğretmenlerin nezdindeki güvenirliğini yitirir. Ağustosta tek atama kararı alarak, bu yıl, şubat atamasını kaldırdı. Hem de binde birlik puanlarla aralık atamasını kaçırıp, şubatı bekleyen on binlerce öğretmen varken.

Yahşi Batı?
Alınan kararın doğruluğuna kimsenin bir diyeceği yok. Ama zamanlaması yanlış. Başbakan Erdoğan’ın da, daha önce, AB yöneticilerine seslendiği gibi “Maç ortasında kural değişmez.” Ama Çubukçu değiştirdi. Ve on binlerce öğretmenin, “Bu kararı seneye erteleyin” imzasına rağmen, geri adım atmadı. Şimdi şubat atamaları konusunda atmadığı geri adımı, özel okulcular için atarsa, “Ne oldu sayın Bakan?” diye ilk soran biz oluruz!..
Hafta sonu Yahşi Batı’ya gittim. Önce bilet bulamayız diye panik olduk. Sonra baktık ki salonun yarısı boş. Çok yağmur yağıyordu. Herhalde ondandır dedik. Ama dakikalar ilerledikçe gördük ki, ortada bir beğeni sorunu var. Cem Yılmaz da yönetmen Ömer Faruk Sorak da başarılı isimler. Cem Yılmaz’ın önceki filmlerini izlemedim ama Sorak’ı tanıyorum. Yani her ikisinin bir araya gelip de çok başarılı bir şey çıkarmamaları olanaksız diye düşündüm. Ama beğendim desem yalan olur. Maçlara gittiğimde yaptığım gibi, sinemada da izleyenleri izlerim. Çoğunluğun aradığını bulduğunu söyleyemem. Sanki yüksek beklentiler yaratıldı, karşılığı bulunamadı izlenimi vardı. Esprilerin çoğu bilindikti. Küfrün ise bini bir para. Küfrederek güldürme dönemi artık çok gerilerde kaldı. Cem Yılmaz, kıvrak zekânın, farklılığın temsilcisiydi. Filmde onları göremedim. Liseli öğrencilerin aklında kalan sadece küfürler olacak. Ben de bizim ufaklığa (lisede), evde, okulda edilmediğine göre, bu küfürleri nereden öğreniyorsun diyordum. En azından adresi öğrendim...
Özetin özeti: Cem Yılmaz ve Ömer Faruk Sorak’ı Yahşi Batı ile değerlendirmek yanlış olur. Ama eminim her ikisi de yeni filmleriyle çizdirdikleri bu imajı en iyi şekilde toparlayacaklardır...