Hürriyet Pazar’da Emel Armutçu’nun ilginç bir röportajı vardı. Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Oğuz Özerden’le Alo 900’lü seks hatlarıyla başlayıp Bilgi Üniversitesi’yle noktalanan serüveni konuşmuş.
Gazeteci olarak bu serüvenin en yakın tanıklarından biri olarak ilgiyle okudum. Konunun uzağında olanlar için ilginç hatta cilalı bir söyleşi olmuş. Ama pas geçilen hatta haksız payelere neden olabilecek o kadar çok eksikler var ki, madem konu açıldı ben de onları tamamlayayım.
Her şeyden önce Özerden’i her ne şekilde olursa olsun kazandığı parayı başka alanlara değil de eğitime yatırdığı için kutlamak gerekir. Ama bütün bu olanları bitenleri sıradan bir vatandaş olarak başardım ya da başardık derse yanıltıcı olur.
Para yok diye ağlayan devlet üniversitelerini eleştirerek "Biz, devlet yardımı almayı reddeden ilk ve şu anda tek vakıf üniversitesiyiz. Bu bir prensip meselesi..." diyor. Okuyan da helal olsun. Genç yaşta neler başarmış diye düşünüyor. Ama kazın ayağı farklı. Acaba kendisine ya da kendilerine şu destekler sağlanmasaydı Bilgi Üniversitesi bugün böyle konuşabilir miydi?..
Örneğin Kuştepe’deki merkez kampüsün yeri kimin? Elimdeki belgeler İstanbul’un orta yerindeki bu arazinin yıllığı 1.000.000 liradan, evet evet yanlış okumadınız yılığı bir milyon liradan, hani hakkında bin tane yolsuzluk suçlaması ve mahkumiyet kararı olduğu için yurtdışına kaçan Gülay Atığ’ın Şişli Belediye Başkanlığı döneminde 49 yıllığına, toplam 49 milyon liraya tahsis edildiğini gösteriyor. Bu bir kamu desteği değil mi?..
Zafer Mutlu’nun, dolayısıyla Sabah grubunun desteği ve yayınları olmadan herhangi bir yatırımcı bu kadar kolay mesafe kaydedebilir miydi?
Oğuz Özerden’in ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcalı’nın yeğeni olmasının Alo 900’lü hatlardan Bilgi Üniversitesi’ne gelinceye kadarki yapılanmada hiç mi önemi olmadı?
Mehmet Sağlam’ın katı tutumundan sonra YÖK Başkanlığı koltuğuna oturan Kemal Gürüz’ün, olağanüstü desteğinin yanı sıra Bilgi’den önce korsan üniversite olarak anılan İSİS’le ilgili konularda üç maymunu oynaması tesadüf müydü?
Devlet üniversitelerinin hocaları bir yandan kurucu hoca olarak bütün günlerini Bilgi Üniversitesi’nde geçirirken, üniversiteyi tanıtan broşürler için boy boy fotoğraflar çektirirken acaba kendi öğrencilerini hiç mi ihmal etmediler? Örneğin Toktamış Ateş Hoca! Dahası; Özerden’in İstanbul Üniversitesi’nde yaptığı doktorada danışmanlığını yine Toktamış Hoca’nın yapması ne kadar etik?
Bilgi’de öğrenci başına 7385 dolar alınıyor. Yani 10 milyarı aşkın bir para. Binlerce öğrencisi var. Sanki fabrika gibi. Yani oluk gibi para akıyor. Şimdi bu durumda öğrenciden 300 dolar bile almayan devlet üniversitelerini ağlıyorlar diye eleştirmek ne kadar doğru?
Özerden, röportajın yine bir yerlerde internet üzerinden sanal mastır programı sadece bizde var diyor. Bu da gösteriyor ki Türkiye’yi iyi tanımıyor.
Bilgi Üniversitesi kuruluşundan bugüne kadar hep arkasında birilerinin desteğini buldu. Bulmaya da devam ediyor. Ama havaya girmemeli. Ayakları yerden kesildiğinde onca yılın emeğine zarar verirler.
Özetin özeti: Oğuz Özerden dünya tatlısı bir insan. Latif Mutlu ve diğer kurucular da. Ama birileri onları hep yanlış yöne götürmeye devam ediyor!..
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025