Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Genç Bakış’ta çuvaldızı bu kez medyaya, yani kendimize batırmak istedik. Mesleğin duayenleri ile geleceğin gazetecileri, 60. yılını kutlayan İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde bir araya geldi. Eleştiri de vardı, nasihat de. Ama en önemlisi samimi özeleştirilerdi. İşte programdan satır başları:
Nuri Çolakoğlu (Gazeteci-televizyoncu)
- NTV’yi kurarken herkes bizimle dalga geçti, 24 saat yayımlayacak haberi nereden bulacaksınız diye. Ama şimdi 16 tane 24 saat yayın yapan haber kanalı var.
- Avrupalı bir gazeteci arkadaşım “Sizin bir günlük gündeminizle biz bir hafta idare ederiz” demişti. Yani Türkiye bir haber cenneti.
- Gerçek gündem, bu gürültü patırtı içerisinde kaynayıp gidiyor. Türkiye’nin gerçek gündemi işsizlik.
- Özellikle çocukları ve gençleri korumak için bazı programların erken saatlerde yayımlanmasına şiddetle karşıyım. Ama o programlar gece 11’de yayımlanıyor ve çocuklar izliyorsa o noktada hatayı yayıncıda değil ailede aramamız lazım.
- Teknoloji sayesinde televizyonda demokratikleşme yaşıyoruz. Çok sayıda kanal, çok çeşitli yayınlar var. Elinizdeki uzaktan kumandayla istediğiniz yayını seçebiliyorsunuz. Mesela Aşk-ı Memnu başladığında beğenmiyorsanız başka kanala geçmenize bir mani yok.
- Genç Bakış sabah namazına kalkanlar için özel olarak eğitici program diye yayımlanıyor! Ramazan’da da sahura kalkanlar için ideal bir program.
- Medya tüketiminde bilinçli olmak gerek. Medya okuryazarlığı eğitimi bu yüzden çok önemli. İnsanların seçme becerileri geliştirilmeli.
- Yorgun argın işten gelen insanlar bir masal dinlemek istiyor. Televizyonlar bu masalı anlatıyor. Ve şu anda çok ciddi bir dizi sektörü oluştu. Şu an seyredilen dizi sayısı günlük 17-18.
- 2009 yılında ilk defa reklam pastasında her zaman ezici çoğunluğu olan televizyonu tehdit eden iki mecra çıktı; biri internet, diğeri açık hava reklamları. Geleceğin mecrası internet olacak.
Nail Güreli (Milliyet gazetesi yazarı)
- TEKEL işçilerine destek için Ankara’da 10 bin kişi yürüdü. Türkiye’nin hangi gazetesinde manşet oldu?
- 12 Eylül Türkiye’nin kurumlarını haşat etti. O dönemden sonra medya da siyasete bağlı hale geldi. Ve günümüzde bir yandaş medya meydana geldi.
- Medyanın işlevi eleştirmek muhalefet etmektir. Eskiden muhalefet eden gazeteler çok satardı. Şimdi muhalefete muhalefet eden medya çok satmıyor ama çok kazançlı çıkıyor.
- Bugün iletişim fakültelerinde anlatılan gazetecilikle Türkiye’de yaşanan gazetecilik büyük bir çelişki içerisinde. İletişim fakülteleri güncel gazeteciliğin çok gerisinde kaldı.
- Medya okuryazarlığı derslerinin ilkokullarda iletişim fakültesi mezunları tarafından verilmesinin sağlanması gerek. Çünkü medya okuryazarlığı dersi sorgulayan, eleştiren, tartışan insan yetiştirmenin temel direğidir.
- Diziler çok izleniyor. Bu bir arz-talep meselesi. Televizyonlar haklı olarak bu yapımlara yöneliyorlar.
- Altan Öymen CHP’nin başında olduğu dönemde centilmenliği, uygarlığıyla kendi kuyusunu kazacak olanlara imkân sağladı. Ama radikal bir değişiklik yapıp tüm yönetimi değiştirseydi bugün CHP de Türkiye de değişirdi.
- Türkiye’nin asıl sorunu bir sol iktidarın, halktan yana olan bir iktidarın yönetime gelmemesi.
- Şu an Türkiye’deki durum içler acısı değil. Ama tabii büyük sıkıntılardan geçiyoruz. Millet iradesi Meclis’te tam olarak temsil edilmeli, parti içi demokrasi gelişmeli ve hukukun üstünlüğü sağlanmalı. Ayrıca medyanın mali yapısı şeffaf olmalı.
Altan Öymen (Radikal gazetesi yazarı)
- Yargıyı da Meclis’teki oylama suretiyle yine Başbakan tayin etmek istiyor. Böyle giderse rejim demokrasi olmaktan çıkıp, tek adam rejimi olur.
- TEKEL işçilerinin grevi gibi grevlerin arkası gelebilir. Çünkü ekonomik kriz Türkiye’de çok ciddiye alınmadı.
- Türkiye’de gündemi medya değil Ankara belirliyor.
- Medya her dönemde günah keçisidir. Geçmişte de medyaya hücumlar oldu.
- Türkiye’de basın başka ülkelerdeki gibi homojen değil. Mesela bazıları TEKEL işçilerini yazmak istemiyor. Bazıları istiyor. Ama yayımlamak isteyenlerin de istediklerini yapamayacakları bir durum var.
- Medya çeşitleniyor. Mesela Ergenekon’a bakıyorsunuz, Cumhuriyet gazetesi ayrı vermiş, başka bir gazete ayrı vermiş. Bu sağlıklı bir durum. Önemli olan, tarafsızlık iddiasında olan gazetelerin iki tarafın görüşünü de dengeli bir şekilde vermesi. Ama maalesef iktidarın baskısıyla bu manzara değiştiriliyor.
- Bugün bir grup gazeteye 4.7 milyar lira vergi cezası kesiliyor. Bu dünyada görülmemiş bir şey. Deniz Feneri Davası’nın ne aşamada olduğunu yazan yok. Çünkü gazetecilerin bir kısmı kurumlarına zarar vermeme adına kendilerine otosansür uyguluyorlar.
- Gençlere hitap eden bu programın bu kadar geç saatlerde yayımlanmasının bir anlamı var mı? Daha erken saatlerde yayımlansa çok daha büyük ilgiyle takip edilir.
- Tartışma programlarına bakıyorum, hep yaşını başını almış konuklar konuşuyor. Onların yanında daha genç insanların da konuşması gerek.
Özetin özeti: Gazeteci olmak eskiden zordu. Ama sanki gelecekte çok daha zor olacak. Ortaya çıkan tablo buydu!..

Duayen gazeteciler ile geleceğin gazetecileri bir araya gelince..