Ekonomik durgunluğun ciddi anlamda etkilediği sektörlerden biri de eğitim. Eğitime yatırım yapan girişimciler bu sektöre girdiklerine neredeyse bin pişman durumdalar. Yıllardır bu sektörün içinde olanların tespiti ise aynen şöyle: Hiç bu kadar sıkıntılı bir dönem geçirmemiştik.
Vakıf üniversitelerinde boş kontenjan sayısı beklentilerin çok üzerinde. Kazananların çok önemli bir bölümü gelecek yıl ortaöğretim başarı puanları yarı yarıya düşecek olmasına rağmen ekonomik nedenlerle kayıt yaptıramıyor. Dershanelerdeki ödenmeyen çek, senet, taksit oranları ise kurumları batıracak noktaya gelmiş.
İşte kırk yıldır dershanecilik yapan bir dershaneler zinciri patronunun söyledikleri:
Ücretleri ne kadar aşağıya çekerseniz çekin velilerin ödeme gücü her geçen gün azalıyor. Taksitlerin çoğu ödenmiyor. Öyle zor durumdayız ki ne senetleri icraya verebiliyoruz ne de çocukları kapı önüne koyabiliyoruz. Ama bu çarkın da dönmesi gerekiyor...
Ve bir vakıf üniversitesi rektörünün anlattıkları:
Tercih eden çok ama kayıt yaptıran yok. Baraj puanı aşağıya çekilmesine rağmen kontenjanlar dolmadı. Dolacağa da benzemiyor. Vakıf üniversitelerinin çoğu da bu durumda. İşte bu yüzden öğrencileri finanse edecek, vakıf üniversitelerini ayakta tutacak yeni ekonomik modellerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Yoksa işimiz çok zor...
Öğrenciler, rektörler, veliler, dershaneciler ekonomik darboğazdan yakınıyor da vakıf üniversitelerinin kurucuları onlardan farklı mı düşüyor? Kesinlikle hayır. İşte onlardan birinin gözlemleri:
Diğer pek çok sektörde teşvik söz konusu. Ama iş eğitim yatırımları olunca, hiçbir ayrıcalık yok. Oysa eğitim kamusal bir alan. Arazi tahsisinden düşük faizli yatırım kredisine kadar pek çok seçenek bugüne kadar gündeme gelmeliydi. YÖK ve hükümet bizlere sıradan tüccarlar gibi bakıyor.
Veli ve öğrencilere gelince. Onlara bir dokun bin ah işit. Eğitim için her türlü fedakârlığa hazırlar. Ama ne yaparsa yapsınlar, bugünkü sistemin gereklerini yerine getirmeleri mümkün değil.
İşte size çok çarpıcı bir örnek:
A çok iyi bir liseden mezun oldu, ÖSS’de çok iyi bir puan elde etti ve iyi bir vakıf üniversitesinden öğrenim ücreti, yemek ve yurt da dahil tam burs daveti aldı. Ama kabul etmedi. Çünkü ailesinin beş kuruşluk katkıda bulunacak bir gücü yoktu. Liseyi yatılı ve burslu okuyup cebine biraz da harçlık konduğu için fazla bir sıkıntısı olmamıştı. Ama üniversite öyle mi, yol parası bile sorun diyor. Üniversiteler ise cep harçlığı verme konusunda sıkıntılılar. Daha ne vereceğiz görüşündeler. Almamız gerekenleri almıyoruz, bir de üste para mı verelim diye düşünüyorlar...
İlk ve orta dereceli okullarda ise bağışlar nedeniyle büyük sıkıntılar yaşanıyor. Okullar, Ankara’dan para gelmediği için velilere yükleniyor, veliler ise 50, 100 YTL bile verecek durumda olmadıkları için bir kaç bin YTL’lik zorunlu bağışlara isyan ediyor.
Gelinen nokta, nereden bakarsanız bakın, vahimin de ötesinde. Tıpkı ekonomide pembe tablolar çizilirken, insanların iftar çadırlarına koştuğu gibi eğitimde çağ atladık nutukları atılırken, sektör derin bir ekonomik krizin eşiğinde.
Nasıl olur, kim yapar onu bilmiyoruz. Çünkü çok yönlü kararların alınması gerekiyor. Eminim Milli Eğitim Bakanı, YÖK Başkanı ve eğitime yön veren diğer tüm yetkililer de bu sıkıntıların fazlasıyla farkında. Ama maliyecileri aşmak, onları ikna etmek çok ama çok zor.
Başbakan Erdoğan, yeni öğretim yılının açılış nedeniyle de olsa hazır eğitime ilgi duyuyorken, sektörün ekonomik sıkıntılarına da kulak verirse çok büyük bir hayır işlemiş olur.
Özetin özeti: Çağı ve mutluluğu yakalamanın yolu iyi bir eğitimden geçiyor. Ama maddi ve manevi olarak en yüksek fedakârlıkların gerçekleştiği bu alanda bile deniz bitmek üzere. Lütfen destek!..
Bu arada merak edenler için, Başbakan Erdoğan, dün İTÜ’de, içeride, kürsüde özgürlük nutukları atarken, dışarıda protestocu öğrenciler gözaltına alındı!..
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025