Günümüzün en büyük sorunlarından birisinin de sağlıksız beslenme olduğu konusunda kuşku yok. Ama öylesine farklı çözüm önerileri getiriliyor ki, hemen hepsi de kafaları daha da karıştırmanın ötesinde hiçbir işe yaramıyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde, önceki gece, Genç Bakış’ta bu konuyu ele aldık. Kendisini bu işlere adayan üç değerli konuğumuz vardı. Her biri bir sivil toplum örgütü gibi tek başına insan sağlığı ve doğanın daha fazla tahrip edilmemesi için mücadele veriyor. Enteresan tespit ve önerileri oldu. Sağlığınızı, çocuklarınızı ve yaşadığımız dünyayı biraz olsun ciddiye alıyorsanız, bu yazıyı sonuna kadar okumalısınız. İşte programdan satır başları:
Prof. Dr. Kenan Demirkol: Ömür kısalıyor
- Aslında insan ömrü uzamıyor. İnsan ömrü biyolojik olarak zaten 120 yıldır. Biz yaptığımız hatalarla bu 120 yıldan tavizler veriyoruz.
- Tereyağı aklandı lafları yalan. Eğer hayvan sentetik yemle, pancar küspesi, mısır silajı ile beslenirse süt ağının bileşimi bozulur ve o sütten yapılan tereyağı bizi kalp hastası yapar.
- Diyetisyenlik Yüksek Okulu insan sağlığı eğitimi vermeyen bir yüksek okul. Ne yazık ki zamanında Sağlık Bakanlığı bu meslektaşlara muayenehane açma etkisi vermiş.
- Doğru beslenmeyi anneannelerinizden öğrenirsiniz, diyetlerden değil.
- Biz vücudumuzun tolere edebileceğinden dört kat fazla şeker yiyoruz. İnsan vücudunun şekere hiç ihtiyacı yok. 1700 yılında İngiltere’de kişi başına yıllık şeker tüketimi 4 gramdı bugün 70 kilo.
- Bedeniniz zarar görmeden günde tüketebileceğiniz şeker miktarı sekiz kesme şeker kadardır. Bu sekiz şekere kahvaltıda yediğiniz bal, reçel ve hatta meyvedeki şeker de dahil.
Tereyağı yenmeli mi?
- Mera sütünden yapılmış tereyağı zeytinyağından da daha değerlidir.
- 7 milyar insanın 1 milyarı aç. Ama Dünya Tarım ve Gıda Örgütü’ne göre dünyada 10 milyar insanı besleyecek kadar gıda var. Dünyada açlığın sebebi gıda eksikliği değil.
- Sadece İngiltere’de son kullanma tarihi geçtiği için bir yılda çöpe giden gıda miktarı 18 milyon ton. İngiltere, Almanya ve Danimarka’da ambalajı açılmadan çöpe giden gıdayla Afrika tümüyle doyabilir.
- Tarım ilaçları en az sigara kadar kanser yapıcıdır. Ve yiyecekleri tahta fırçasıyla bile yıkasanız tarım ilacının sadece yüzde 40’ını arındırabilirsiniz.
- Merada otlayan hayvanın sütünde omega 3 vardır. Ahırdan çıkmayan hayvanın sütünde asla yoktur.
Kırmızı et masum mu?
- Biz hekimler yıllarca kırmızı et yemeyin kolesterol yapıyor diye bir saplantıya girdik. Kırmızı etten elde edeceğiniz demir sizin zihinsel performansınız için son derece önemli. Türkiye’de gençlerin yüzde 50’sinde demir eksikliğine bağlı kansızlık var.
- Rahatlıkla etrafındaki yağı alınmış, depo yağı uzaklaştırılmış parça eti yiyebilirsiniz. Ama Adana kebap yemeğin. Adana Ticaret Odası Adana kebabı koruma altına aldı. Gerçek Adana kebabı sadece merada otlayan hayvanın etinden ve kuyruk yağından yapılır. Eğer bu nizamnameye uymuş bir lokantada Adana kebap yiyorsanız isterseniz dört tane yiyin.
- Her sabah evde kahvaltı yapın ve kahvaltıda yumurta yiyin, yumurtanın kolesterolünden korkmanıza gerek yok.
- Dünya tarım ilacı piyasası 40 milyar dolarlık bir piyasadır. Ve bugün çocukluk çağı kan kanserinin en önemli nedeni tarım ilaçlarıdır.
Dr. Yavuz Dizdar: Anneannemin yemekleri
- Erkekler de dahil, annelerinizden hatta anneannelerinizden neyin nasıl yapıldığını öğrenmek zorundasınız. Bunu yapmadığınız takdirde nasıl beslenmeniz gerektiği konusunda bir bilginiz olmayacak. Çünkü bunun yazılı bir kitabı yok. Geleneğinizde olanın dışına taşmayacaksınız. Bunun haricinde vücudunuzu dinlemeniz gerekiyor. Vücudunuzu dinlerseniz o size eksik kalmış ya da yenmemesi gereken ne varsa söylüyor.
- Hamburger karşıtlığım yok. Ama yedikleriniz hamburger değil. Endüstri bunları almış, köfte ekmek formundan çıkarmış, yüksek basınç işlemleri, içine koydukları mısır şekerleri ve rengini koyultmak için kattıkları nitratlarla köfte şeklini verip önünüze koyuyorlar.
- UHT süt, yani uzun ömürlü, bozulmayan, ekşimeyen, kokmayan, fazla tadı olmadığı için çocuklarınızın kolayca içtiği süt. Biz bunu istemiyoruz. Bunun okul sütü olarak dağıtılmasını kabul etmiyoruz. Bu benim değil halkın görüşüdür. Eğer hayvanlar meralarda salına salına dolaşıyor, istediklerini yiyorlarsa kaliteli süt böyle elde edilir. Bundan yapılan yoğurdu yiyeceksiniz. Bu yoğurt ekşiyebilir olacak çünkü tarım ilaçlarının etkisinin giderilmesinin tek yolu, ekşiyebilir yoğurt ve ayrandır.
- Sütmatik ne dahiyane bir proje. Sokak sütçüleri dedikleri insanlar güğümle süt satan vatandaşlar. Korktukları da işte budur. Sütün içerisine insan emeğinin girmesini istemezler. Böyle bir mantıksızlığın karşılığında o zaman biz de otururuz güğüm sütçülerini organize ederiz. Bu zor bir şey değil yeter ki doğru düzgün süt gelsin, çocuklarınız süt içsin.
Hayrettin Karaca: Tüketmeye hakkım yok
- Bugün reklama ödenen para 1 trilyon 100 milyar dolar. Nereden bu para? Kim verdi? Hayrettin verdi. Ben kendi kendimin katiliyim. Benden aldı o parayı. Tüket, tüket, yok et diyerek.
- Bugün devletleri sermaye idare ediyor. Amerika diye bir şey yok. Sermaye var. Ama çaresi var. Dünyayı ben kurtaracağım. Nasıl? Kendi ihtiyacımdan fazlasını tüketmeyerek. Batıracağım o ekonomiyi ve benim ihtiyacım kadar üreten bir ekonomi kuracağım. Nedir benim ihtiyacım? Doymak, barınmak, sağlık, eğitim. Ondan başka tüketmem. Ben bu kültürü yaşadım gençliğimde. Zengindik ama tüketmezdik.
- Bir giydiğinizi 5 sene giyebilirsiniz. Almayın yenisini. Benim üzerimdeki kazak 36 yıllık. Param var ama hakkım yok tüketmeye.
- Enerji ve teknolojiye karşıyım. Çünkü teknoloji işsizlik üretir. Ben fabrikamda 840 kişi çalıştırıyordum. Fuarlara gitmeye başladım, teknolojiyi gördüm, aldıkça işçi çıkardım. 320 kişiye kadar indik.
- Bugün Türkiye’de ilaç ve gübre kullanmadan tarım başlamıştır. Ve bu gittikçe büyüyor. Üretim düşmüyor, aksine artıyor. Nikaragua ve Honduras’ta gübre ve ilaç kullanmadan mısır üretimini 0.4 tondan 4.5 tona çıkardılar. Fasulyeyi 170 kilodan 1500 kiloya çıkardılar.
- Ben Türkiye’yi geziyorum. Mera diye bir şey kalmadı. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu gün 45 milyon hektar meramız vardı. Şimdi resmen 12 milyon hektara, bana göre ise 7 milyon hektara indik. Ve meralara inşaat yapmak için yasa çıkardılar.
Özetin özeti: Hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da doğrular, yanlışlar birbirine girdi. Peki, kim haklı? Nereden baktığına bağlı. Ona da siz karar verin...