Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ajansların gündeminde dün çok önemli bir haber vardı ama bu hengamede güme gitti. Haber şöyle:
Genç issizler korkutuyor.
2000 sonu itibariyle 730 bin 496 olarak gerçekleşen kayıtlı işsizlerin yüzde 80'ini 15 / 29 yaş grubundakiler oluşturuyor...
Kayıtlı işsizlerde durum böyle de, sayıları 3 milyonu aştığı bilinen kayıtsız işsizlerde durum farklı mı? Kesinlikle hayır. Kayıtsız işsizlerin çok önemli bir bölümü de yine gençlerden oluşuyor...
Ama bu kimin umurunda? Hükümetin mi yoksa muhalefetin mi?
Hangi biri çıkıp da gündeme getirdi ya da getirmeyi düşünüyor?..
Dünkü yazımın yarısı Ankara'daki krizle, diğer yarısı da öğretmen alımıyla ilgiliydi.
Yüzlerce mail geldi. Birazı krizle, birazı genel konularla, yarıdan çoğu da öğretmen atamalarında fen edebiyat fakültelerine getirilen kısıtlama ile ilgiliydi.
Mesaj gayet açık:
Her ne kadar yaptığınız kavganın kazığı bize girse de, alıştık artık. Aranızdaki sürtüşme de bizi hiç ilgilendirmiyor. Aylardır, yıllardır işsiziz. Ne ailemizin, ne de arkadaşlarımızın yüzüne bakacak halimiz kaldı. İnsan içine çıkamıyoruz. Eğer bizim için, eğer Türkiye için bir şeyler yapmak istiyorsanız, mevcut kaynakları, kaprislerinizle tüketme yerine yatırıma dönüştürün...
Evet mesaj çok açık. Ama Ankara anlayacak mı? İşte o şüpheli.
O haklı olsa ne olacak? Öbürü haklı olsa ne değişecek?..

Krizden ders aldık mı? Önemli olan bu. Ecevit hala, efendim bana hakaret edildi, o lafların yeri orası mıydı diyor. Aynı Ecevit'e sormak gerekir: Peki sizin o gelişmelerden sonra konuşacağınız yer, böylesine kritik bir dönemde kameraların karşısı mıydı? Hem de defalarca. Dahası; kendinize karşı saygı sınırlarının aşılmasını halka duyuruyorsunuz da, Cumhurbaşkanı'na karşı yapılan saygı sınırlarını zorlayan hareketi neden kamuoyundan gizlediniz?..
Cumhurbaşkanı Sezer de eminim bu olaydan önemli dersler çıkarmıştır. Söyleyeceklerini bir daha MGK'da değil, Ecevit'in yaptığı gibi kameraların karşısına geçer söyler. Tabii ki, ellinci uyarıdan da sonuç almazsa...
Devlet zirvesindeki gerilimi, takım tutar gibi tırmandırmanın hiç kimseye bir faydası yok. Ama hiç olmamış da sayamayız. Son kriz, dün dündür bugün bugündür dönemini yerle bir etmiştir. Böyle gelip, böyle gitmeyeceğini göstermiştir. Üslup tartışılabilir ama Türkiye değişiyor. Siyasetçiler ne kadar dirense de, toplum bu değişimin arkasında. Umarız bunu görmekte geç kalmazlar...
Halk adına efelik yapma dönemi de artık biti. Yapılanlar yapanın yanına kar kalmıyor. Eğer ortada bir yanlış varsa, artık uzun süre saklanamıyor. Hele hele örtbas hiç edilemiyor...
Özetin özeti: Gerekçesi ne olursa olsun Türkiye'nin sorunlarını daha da artırmaya hiç kimsenin hakkı yok. Gerilim ne işsize iş, ne de fakire fukaraya aş oluyor. Kandırma dönemleri de artık çok gerilerde kaldı.