Eskiden okullarda tasarruf öğretilirdi. Yerli malı yurdum malı diye başlayan nakaratlarla da üretim ve yerli malı kullanılması teşvik edilirdi.
Doları, euro’yu, ithalatı, ihracatı bilmezdik ama, dışarıya borçlanmanın ülke açısından hiç de hoş bir şey olmadığı anlatılırdı. O yüzden bizden önceki nesiller vitrinlere hep o gözle bakardı. Aynı malın yerlisi varsa önce o tercih edilirdi. Sonraki kuşaklarda ise bir ara her şeyin yabancısı kabul gördü. Şu anda ise kafalar iyice karışmış durumda.
Küresel kriz tüm dünyayı etkisi altına aldı. Ama nedense Başbakan’ından sokaktaki vatandaşa kadar, küresel kriz hiçbirimizin umurunda değil. Oysa 2001 ve öncesinde çok derin acılar yaşamıştık.
Dış borç almış başını gidiyor. Ama ithal ürünlerine duyulan talebe ne bir fren var ne de alternatif. Allah sonumuzu hayırlı etsin.
Doğalgaza yapılan son zam, eminim ki Türkiye’de yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Eğer bir şey olmamış gibi devam edersek, yakında felaket senaryolarına hazır olalım.
Doğalgaz zammı demek, elektrik zammı demek. Çünkü yüzde 60’ı doğalgazla üretiliyormuş. Elektrik zammı demek her şeye zam demek. Bu ise krizin boyutlarının daha da can yakıcı hale gelmesi demek.
İşte bu yüzden artık birilerinin tasarruf için düğmeye basması gerekiyor.
Bu konuda öncü olması gereken kim varsa hemen hepsine teklif götürdüm. Ama hepsi dudak ucuyla evet deyip görevi başkalarına havale etti.
Durum böyle olunca da iş başa düştü. Hiç kimse kampanya başlatmıyorsa, biz yapalım dedik. Önce bu köşede, ardında da Genç Bakış’ta herkesi tasarruf yapmaya davet etme kararı aldık.
Katılım ne kadar olur bilmiyorum. Ama eğer tek başına tasarruf yapmam gerekirse de ben yapacağım. Yanan her ampulden birini söndüreceğim, ithal ürünlerden uzak duracağım, mümkün olduğunca arabaya tek başına binmeyeceğim, bir damladan ne olur demeyip tüm muslukları elden geçireceğim, zorunlu ihtiyacım olmayan hiçbir şey almayacağım.
Ama bu elbette tüketimi kısıp üreticileri zor düşürme anlamına gelmemeli. Tam aksine, üretimi artırıcı, üreticiyi ve çalışanı koruyucu bir tasarruf anlayışıyla kampanyayı dalga dalga büyütmeliyiz. Bu konuda sizlerden öneriler bekliyoruz. İleride daha büyük zorunlu tasarruflara gerek kalmaması için...
Sloganlar, tedbirler, yasaysa teklifleri...
Haydi şimdi hemen bir bir tasarruf eylem planı yapın ve hayata geçirin. Ve bize de bildirin ki herkesle paylaşalım...
Şimdiden canı gönülden teşekkürler.
Söz Can Dündar da
Bugüne kadar hiçbir film üzerine böylesine yoğun bir tartışma yapıldı mı hatırlamıyorum. Mustafa vizyona gireli daha bir hafta bile olmadı. Ama yarım milyonu aşkın seyirci topladı. Rekor kırarsa hiç şaşırmamak gerekir. En dikkat çekici olanı ise hakkında yazılanlar ve konuşulanlar. Şu anda, Türkiye’de en çok tartışılan konuların başında o geliyor.
Mustafa ile ilgili o kadar çok şey söylendi ki, şimdi cevap zamanı. En hafifinden en ağırına kadar bütün bu eleştirileri Can Dündar nasıl değerlendiriyor? Filmi yaptığına bin pişman mı? Yoksa iyi ki yapmışım mı diyor?..
Bu gece Yeditepe Üniversitesi’nde gerçekleştireceğimiz Genç Bakış’ın konuğu Can Dündar, Konusu da Mustafa. Öğrencilerin ilgisi müthiş. Türkiye’nin en büyük salonlarından biri olmasına rağmen, talebi karşılaması zor gözüküyor. Atatürk gençleri seviyordu. Gençler de onu. Bu ilgi asıl ona.
Bugüne kadar filmle ilgili yapılan eleştiriler ve bu eleştirilere birinci elden verilecek cevaplar, eminim ki film kadar ses getirecek. Geceyi iple çekiyoruz. Sizi de bekleriz...
Genç Bakış, Kanal D, 00.15
Özetin özeti: Hemen her konuda olduğu gibi Atatürk konusunda da anlaşamıyoruz. Mustafa’yı, her şey bir yana, Atatürk’ü yeniden hatırlamak için bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Yanlışlar, bazen doğruların feneri olur.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025