Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Katsayı sorununun çözümü konusunda kim ne kadar samimi? Bunu anlayabilmek için yapılan tartışmalara bakmak yeter de artar. 1998’de bu uygulamayı başlatanlar samimi miydi? Kesinlikle hayır. 7 yıldır iktidarda olan Ak Parti ve onun uzantısı YÖK samimi mi? O da kesinlikle hayır.
Sınav sistemi, Başbakan Erdoğan’ın da vurguladığı gibi, tam bir “garabet”. Milli Eğitim Bakanı ve YÖK Başkanı da dahil bu sistemi anlayan, bilen ve Türk Eğitim Sistemi’ne bir bütün olarak bakıp, gençlerimizin geleceğini ona göre inşa eden bir karar verici bulmak da çok zor.
Sistemi bilmeden, veli ve öğrencilerin beklentilerinden haberdar olmadan, tüm sistemi imam hatip karşıtlığına ya da destekleyiciliğine indirgemek hataların en büyüğü olur. Bu kısır tartışma yüzünden yüz binlerce genç yıllardır mağdur oluyor.
Meslek lisesi mezunlarına üniversiteye girişte sınırsız olanaklar sunmak, herkese dünya seyahati önermek gibi bir şey. Eğer cebinizde paranız yoksa bırakın dünyanın öbür ucuna, en yakındaki bir ile bile gidemezsiniz. Meslek liselilerin durumu da aynen öyle.
“İsteyen tıbba, hukuka, ya da siyasala girsin” diyoruz. Ama gerekli bilgilerle donatılmazlarsa bu nasıl olacak?
ÖSS’de, fakültelerin puan durumuna göre yoğun bir şekilde Matematik, Türkçe, Fen ve Sosyal Bilimler’e yönelik sorular var. Ama meslek lisesi öğrencileri, bu derslerin çoğunu görmüyor. Yani 4-5 yıl boyunca aldığı derslerden değil, hiç almadığı derslerden sınava giriyor. Bu yüzden de siz istediğiniz kadar sınav hakkı tanıyın, eğer dershaneye gitmezse başarılı olmaları mümkün değil.
Zaten bu sistemin en büyük adaletsizliği de parası olana avantaj sağlaması.
İşte o zaman da fakir fukaranın oyuyla iktidara gelen Ak Parti’ye sorarlar:
Hani nerede kaldı sizin sosyal devlet anlayışınız?
Zaten Danıştay’ın iptal kararıyla dikkatleri çekmeye çalıştığı konulardan biri de bu.
Ben de meslek lisesi ve teknik eğitim fakültesi mezunu olduğum için bu sıkıntıların tümünü yaşadım. İşte onun için ille de çözüm yolu aranıyorsa, gelin bunu dershaneler ve yanlış olduğu bin defa kanıtlanmış ÖSS ve benzeri sınavlar yerine, MEB bünyesinde, liselerde halledelim.
Öğrenciler lise çağında istediği zaman okul da değiştirebilsin, alan da. Sosyal’den Fen’e mi kaymak istiyor ya da meslek lisesinden düz liselere veya fen liselerine mi geçmek istiyor, istediği zaman geçsin. Liselerde alacağı fark derslerle bu açığını kapatsın. Yani dershaneye hiç gerek kalmadan bu sorun eğitim sisteminin kendi içinde çözülsün. Bu o kadar zor mu?
Zaten Sayın Başbakan da “Çocuklarımızı bu dershane ve sınav garabetinden kurtarın” demedi mi? O halde niye tam aksi yönde çözüm yolları aranıyor ki!..
Yok eğer bu olup bitenleri görmezden gelip, ille de katsayılar kalksın derseniz, sadece meslek liselilere değil, eğitimin bütününe zarar verilir.
Danıştay’ca iptal edilen yeni sınav sisteminin en büyük handikaplarından biri de, meslek lisesi mezunlarının meslek yüksek okullarına sınavsız geçişini sağlayan yasanın hâlâ yürürlükte olması.
Bu yüzden de başka veliler mahkemeye gitmeye hazırlanıyor. “Eğer herkesin eşit koşullarda yarışacağı bir sınav sistemi getiriyorsanız, o zaman, meslek liselerine sağlanan sınavsız geçiş avantajı da kaldırılsın” diyorlar. Diğer liseler açısından bakıldığında haklı bir gerekçe. Ama eğer kalkarsa, meslek liselerine asıl darbe o zaman indirilmiş olur.
1998 öncesinde, meslek lisesi mezunları, Tıp’tan Siyasal’a istedikleri fakültelere girebiliyordu. Ama kazanma oranları binde 6’ydı. Yani devede kulak. Sonra sınavsız geçiş hakkı geldi, yarıdan fazlası meslek yüksek okullarına sınavsız girebildi. Onlardan da yüzde 10’u, yine yasalar çerçevesinde 4 yıllık fakültelere geçiş yaptı. Yani, meslek liseliler 98’den sonra mağdur değil, çok daha avantajlı hale geldi. Şimdi bu ellerinden alınırsa, onlara yapılacak en büyük kötülük o olur.
İki maddelik bir düzenlemeyle tüm tartışmalar anında biter. İlki, öğrencilere lise ve alan değiştirme özgürlüğü, ikincisi ise meslek lisesi mezunlarına alanlarıyla ilgili fakültelere girişte eşit koşullarda yarışma olanağı. Bu ikisi yapılsın, ortada ne tartışma kalır ne de siyasetçilere malzeme.
Özetin özeti: Amaç çözümse, çözüm bulunur.