Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Meslek lisesi mezunları başta olmak üzere tüm üniversite adaylarıyla adeta dalga geçiliyor. YÖK Başkanı Özcan’ın ifade ettiği gibi, “hukukun arkasından dolanılarak” yeni kararlar alınıyor. Ama bu kararlar da sanki yine yargıdan dönecek. Çünkü değişen hiçbir şey yok.
YÖK yeni kararıyla, 0.3, 0.8’lik katsayıları 0.13, 0.15 yaptı. Yani neredeyse yok hale getirdi.
ÖSYM Başkanı Yarımağan’ın bu konudaki teknik analizi aynen şöyle:
“Eski sistemde bir öğrencinin alan içi tercihiyle alan dışı tercihi arasında yaklaşık 50 puanlık fark bulunuyor ve bu da soruların yüzde 29.6’sına denk geliyordu. Yeni sistemde bu farkın çok azaldığını göreceğiz. Şimdi bu fark yaklaşık 10 puana indi, bu da soruların ortalama yüzde 2.5’ine denk geliyor.”
Yukarıdaki analizde de görüldüğü gibi, bir öğrencinin artık alan dışı bir tercihte diğer adaylardan hiçbir farkı kalmıyor.
Örneğin, 100 üzerinden 100 alan bir öğrencinin Orta Öğretim Başarı Puanı (OÖBP), kendi alanıyla ilgili bir tercih yaptığında 100 x 0.15: 15, alan dışına çıktığında ise 100 x 0.13: 13 puan olacak. Aradaki puan farkı 15-13 = 2. Ortalaması 50 olan bir öğrencide bu puan bire kadar inecek. 500’lük sistemde de, aradaki fark, bir soru daha fazladan çözülerek rahatlıkla kapatılabilecek.
Yeni kararla, meslek liselerine sadece, neredeyse eşit koşullarda yarışma hakkı getirilmedi. Eski avantajları da aynen korundu. Örneğin, kendi alanlarıyla tercih yaptıklarında yine bu katsayıların dışında fazladan puan alacaklar ve yine üniversiteye sınavsız olarak girmeye devam edecekler. İşte bu noktada, meslek lisesi mezunlarına ekstra avantajlar sağlandığı için, söz konusu yeni kararın yargıdan döneceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Peki, YÖK bütün bunları bilmiyor mu? Bal gibi biliyor. MEB’e yazı göndererek, meslek lisesi mezunlarının üniversiteye sınavsız geçişlerine olanak sağlayan yasanın kaldırılmasını istemesi bu yüzden. Ama MEB bunu hiç kaale almadı. Çünkü, çok büyük tepki görmekten çekiniyor. YÖK’e gelince, onlar da olayı farklı boyutlara taşımak istiyor. Bakın biz değiştirmek istiyoruz ama yargı izin vermiyor diyerek, iktidarı rahatlatmanın peşinde.
Bu konuda imam hatiplerden endüstri meslek liselerine, fen liselerinden anadolu liselerine tüm üniversite adayları mağdur edildi. Edilmeye de devam ediyor.
Meslek liseleriyle adeta dalga geçiliyor. Yarın, sınavsız geçiş hakları da ellerinden giderse ne olacak? Bunun hesabını kim verecek?
Danıştay, bu kez de, Milli Eğitim Bakanlığı’nı referans göstererek, “Okul başarı puanı çok önemli, bunu sıfıra yakın hale getiremezsiniz, en az yüzde 30 dolayında olması gerekir, işte örneği de ortada. Liselere girişte uygulanan SBS sistemine bakın“ derse ne olacak?
Hükümet bu konuda bir karar vermeli: Sınavla öğrenci alan öğretim kurumlarına girişte, okul başarı puanı dikkate alınacak mı, alınmayacak mı?
Liselere girişte farklı, üniversiteye girişte farklı bir sistem olamaz.
Yine eğer “Tek seçici sınav olacaksa, neden o zaman bu kadar çok lise çeşitliliği ve liselerde farklı alanlar var?” sorusu da gündeme gelebilir.
Yine bir başka öğrenci yargıya başvurup, “Sınavda benim hiç görmediğim derslerden soru soruluyor, dershaneye gidecek param da yok, bu hiç adil bir durum değil“ derse ne olacak?
YÖK bu konuda samimiyet sınavından geçiyor ve şu ana kadarki performansıyla dünkü dayatmacı YÖK’ten hiçbir farkı yok. Sadece bir uçtan diğer uca geldi. Öğrenciler de, üniversiteler de umurunda değil. Umurunda olsa, bu yıl, 110 bin kontenjanın göz göre göre boş kalmasına seyirci olur muydu!..
Mevcut üniversite sistemi öylesine saçma sapan bir sistem ki, bir mağduriyeti önlerken, bir başkasını mağdur etmeniz gerekiyor. Yani birine elma şekeri verirken, diğerinin elindekini almanız söz konusu. Yani birini sevindirirken, diğerini üzüyorsunuz,
Bugüne kadar meslek lisesi mezunları üzüldü, biraz da diğerlerinin anası ağlasın demek doğru bir mantık değildir. Kaldı ki, bu kafayla gidilirse, yeni sistem, önümüzdeki birkaç yıllık süreçte, meslek lisesi mezunlarını bırakın ihya etmeyi daha da mağdur duruma düşürecek. Bunu da hep birlikte göreceğiz.
Özetin özeti: Hemen her konuda son sözü yargı söyler hale geldi. Bu sizce de garip değil mi?..