Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Eğitim ciddi bir iş. Tıpkı diğer sektörler gibi. Hatta onlardan da önemli. Eğer eğitimi hafife alırsanız, iyi doktor, iyi mühendis, iyi yargıç, iyi ekonomist yetiştiremezsiniz. Onlar iyi olmayınca da yaşam kaliteniz ve refah seviyeniz dibe vurur...

Eğitime, artık eğitimciler değil, hasbelkader eğitimin direksiyonunda olanlar yön veriyor. Ve o direksiyon, o kadar çok el değiştiriyor ki, kör kütük sarhoşların sürdüğü arabalar bile daha az zikzak yapıyor.

30 yılda neredeyse 30 tane bakan, müsteşar, YÖK Başkanı ve Talim Terbiye Kurulu Başkanı gördük. Kişisel olarak baktığınızda hemen hepsi de birbirinden değerli insanlardı. Ama eğitime olan ilgileri, koltuğa oturduklarında başladı, indiklerinde bitti. Yani hiç biri, eğitimi hak ettiği ölçüde, ciddiye almadı. Onlar almayınca da gerisi gelmedi...

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan’ın, muhtemeldir ki, iktidarı süresince, yeterince başarılı göremediği tek alan eğitimdir. Bu yüzden, Milli Eğitim bakanlarını sürekli değiştirdi. Bu yüzden, yıllardan beri, “Çocuklarımızı şu dershane ve sınav garabetinden kurtarın“ demesine rağmen sonuç alamadı. Bu yüzden, “Liderler hedef koyar, teknokratlar gereğini yerine getirir“ demek zorunda kaldı!..

Gazeteci olarak eğitimin son 30 yılını çok yakından izlediğim için biliyorum. Adeta proje manyağı olduk. Her gelen bakan Amerika’yı yeniden keşfedercesine, eğitime, yeni bir yön vermeye kalktı. Bırakın farklı iktidarları, aynı iktidarın farklı bakanları bile kendinden önce yapılanları yok saydı. Enkaz edebiyatının dik alasını yapıyorlar...

Liselerde yeni düzenmiş!

Bakan Dinçer, eğitime ciddi anlamda çeki düzen vermek isteyen ender bakanlardan birisi. Elini nereye atsa, lime lime döküldüğü için, topyekzn bir reform hareketine girişti. Her şeyi değiştiriyor. Ama bunu yaparken de çoğu zaman dozunu kaçırıyor...

Eğitim, dün, yine bütün gazetelerde manşet, ana haber bültenlerinde de ilk haberdi. Çünkü çok önemli kararlardan söz ediliyor. Orta Öğretim Kurumları Yönetmeliği değiştirilerek, devamsızlıktan, sınıf geçme sistemine kadar çok önemli düzenlemelere imza atılacakmış.

Haberin Devamı

Peki, bu düzenlemeler, eğitimi rahatlatır, kaliteyi yükseltir mi? Daha da önemlisi kalıcı olur mu? Evet demek o kadar zor ki!..

45 gün devamsızlık

Yeni düzenlemeye göre, devamsızlık süresi 20 günden 45 güne çıkartılacakmış. İlk tepkim yuh oldu. Dünyadaki en kısa eğitim süresi zaten bizde. 180 iş günü. Yani okula gidilmeyen gün sayısı, gidilenden daha fazla. Bu 180 günün 20 günü, zaten, açılış, kapanış, bayram, seyran, kar tatili derken gidiyor. Şimdi buna 45 gün devamsızlığı da indirdiğinizde geriye 115 gün kalır ki, sınavlar için ayrılan günleri de çıkardığınızda, ders için ayrılan süre 100 günün altına düşüyor. Okulların yarından fazlasında, tam gün değil, yarım gün eğitim yapıldığı dikkate alındığında, durumun ne kadar içler acısı hale geleceğini, ne siz sorun, ne de ben anlatayım.

Yeni sistemle YGS’de sıfır alan sayısı 100 binlere tırmanırsa hiç şaşırmayalım ve kabahati de uzakta aramayalım!..

Ha şimdi birileri çıkıp da, bugünkü bu sistemle 365 gün eğitim olsa ne yazar diyebilirler. Ne olur demesinler! Yoksa tuz da kokar!..

Haberin Devamı

6 zayıfla sınıf geç

Yeni sisteme göre, sınıf geçme notunun iyice indirilerek, 6 zayıfı olanlar da sorumlu olarak bir üst sınıfa geçebilecekmiş. Oh ne ala. Keşke hiç okula gidilmeden, yılsonunda bir sınava girilip sınıf geçilse. Hatta diploma verilse. İşte o zaman hiç bu ayrıntılara gerek kalmaz...

MEB dünden bugüne, sınıfta kalmayı neden imkânsız hale getiriyor, hiç düşündünüz mü? Okullarda yer yok, bu yüzden. Bir milyon öğrencinin sınıfta kalması demek, artı bir milyon kontenjan demek ve siz bırakın sınıfta kalanları, okula yeni başlayanlara derslik bulmak mümkün değil...

Eğitim bir disiplin ve ölçme, değerlendirme işi. Çalışanla, çalışmayanı birbirinden ayırmadığınızda, tembelliğe pirim vermenin ötesine geçemezsiniz. Ve maalesef bize sistem diye dayatılan da bundan farklı bir şey değil!..

Erken mezuniyet!

Liseler 4 yerine 3 yılda bitirilebilecekmiş. Ne güzel. Şişirilmiş notlar, demek ki daha da şişirilecek! MEB sistemle sürekli oynarken, Temel Eğitim Kanunu açıp bir kez daha okumalı. Başbakan Erdoğan da son yıllarda sık sık telaffuz ediyor. Hadi öğretim tamam da, eğitim ne olacak?..

Özetin özeti: Eğitimde çağ atlıyormuşuz. Ne güzel. Allah daim etsin!..