Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cumhuriyet'in ilk yıllarında okuma / yazma biliyor olmak işe girmek için önemli bir avantajdı. Sonraki yıllarda ilkokul, ortaokul diplomaları revaçta oldu. Uzunca bir süre de lise diploması pek çok kapıyı aralamak için yetti de arttı...
On yıl öncesine kadar üniversite diplomasının bir ayrıcalığı vardı. Ne zaman ki YÖK'le birlikte üniversite sayısı üçe katlandı, işte o zamandan beri yüksek öğrenim diplomaları da sorgulanmaya başlandı. İş ilanları, şu şu üniversitelerden mezun olanlar tercih edilir diye verilir oldu...
Özel üniversitelerin pıtırak gibi çoğalmasından sonra ise günümüzde üniversite diplomasının artık pek bir önemi kalmadı. En gözde üniversitelerin diplomaları bile, eğer aynı iş için başvuran Avrupa ya da ABD'den mezun biri varsa ikinci plana itildi. Ama yabancı diplomaların saltanatı da uzun sürmedi. Dışarıya öylesine çok öğrenci gitti ki, Türk üniversiteleri gibi yabancıların da gözde olanları tercih edilmeye başlandı...
Son yıllardaki trend ise üniversite diploması tamam da artı neyin var yönünde. İngilizcenin yanında ikinci bir dil, mastır, doktora, sanal alemi çok iyi biliyor olma, dünyayı çok iyi tanıma gibi pek çok meziyet aranır oldu...
Üst bir diploma istenir de öğrenciler hayır der mi? Ne de olsa dünyanın en iyi mesleği öğrencilik. Eğitim devletten, harçlıklar Babamatik'ten. Bu yüzden daha üniversite bitmeden mastır planları yapılıyor. En gözde olanlar da MBA programları. Artık öyle yurtdışına gitmeye de gerek yok. Paranız varsa vakıf üniversitelerinin kapıları sonuna dek açık size. Tezlisi, tezsizi, internetlisi, ne ararsanız var. Siz yeter ki 15, 20 bin doları gözden çıkarın...

Üniversite gençliği ile sürekli iç içeyiz. Çoğu mutsuz. Yeniler kazandıkları fakülteden memnun değil. Mezuniyet aşamasına gelenleri ise gelecek korkusu sarmış durumda. Mevcut koşullarda iş bulabileceklerine kesinlikle inanmıyorlar. Bu yüzden okulunu uzatanların sayısı hiç de az değil. Mezunların iş bulamama gerekçeleri de hazır. Mastır olmadan olmuyor. Peki mastırı bitirdikten sonra iş bulabileceğinize inanıyor musunuz sorusuna gönül rahatlığıyla evet diyenlerin sayısı da pek fazla değil.
En garibi ise niye mastır yaptıklarını, niye ekstradan emek ve para harcamaları gerektiğini kendileri de bilmiyorlar...
Mastır olmadan olmuyor söylentisi kulaktan kulağa yayıldıkça bu işin ticaretini yapanlar da atıyor. Peki mastır programları öğrencilere fazladan bir şey kazandırıyor mu? İşte o tartışılır!..
İşsizlik öylesine ürkütücü boyutlardaki en gözde üniversitelerin öğrencileri bile gönüllerinde yatan ya da öğrenimini gördükleri mesleğin arayışı içinde değiller. Ne bulsa ona razılar. Israrla ben şu alanda çalışmak istiyorum diyenlerin sayısı o kadar az ki! Oysa işverenlerin en çok aradığı özellik bu. İşini seven, gözü dışarıda olmayan, o işte gelecek gören gençler arıyorlar. Ne iş olsa yaparım abi diyenler, daha baştan kaybediyor...