Hatırlarsınız, Semra Sezer, öğrenimleri yarım kalan ya da hiç okul yüzü görmeyen gençler için bir proje başlatmış ve Milli Eğitim Bakanlığı'ndan destek istemişti. Ama bu mektup da tıpkı öğretmen, öğrenci ve velilerden gelen mektuplar gibi ciddiye alınmamış olacak ki, aradan haftalar geçmesine karşın cevap verilmemişti...
Çankaya'daki yılbaşı resepsiyonunda Semra Hanım'a projenin akıbetini sorduğumuzda kırgınlığını dile getirmiş ve ikinci bir mektubun hazırlığı içinde olduğunu söylemişti. Start için 19 Mayıs sözü verilmişti ve zaman giderek daralıyordu. Bu yüzden biraz hayal kırıklığı yaşıyordu...
Yazılanlar etkili oldu ki Bakan Bostancıoğlu, Semra Hanım'ın 1 Aralık 2000'de gönderdiği mektuba, 22 Ocak 2001'de cevap verdi. Cevabi mektup, her ne kadar Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü antetli kağıda yazılmış olsa da bakan imzasını taşıyor ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne hitaben yazılmış. Birlikte okuyalım:
"Cumhurbaşkanımız adına Sayın Semra Sezer önderliğinde yürütülmesine karar verilen Ulusal Eğitime Destek Kampanyası ile ilgili proje taslağı incelenmiştir.
Bakanlığımız, Anayasa ve kanunlar çerçevesinde yürütmekte olduğu görevlere destek amacıyla yapılan bu çalışmayı saygıyla karşılamaktadır.
Sayın Semra Sezer'in önderliğinde hazırlanan Ulusal Eğitime Destek Kampanyası ile ilgili proje taslağı amaç itibari ile yararlı bulunmuştur. Proje taslağı üzerinde çalışmak üzere Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü görevlendirilmiştir. Projenin teknik detaylarının yapılması sırasında bu birimden de bir görevlinin çalışmalara katılması talimatı verilmiştir. Yapılacak çalışmalarda ilgili birimle koordine kurulmasında yarar görülmektedir.
Kampanyanın gerek hazırlık gerekse uygulama safhasında Bakanlığımızın desteği sağlanacaktır."
Cevabi mektuba neresinden bakarsanız bakın buz gibi. 52 gün bekleyip konunun medyaya yansımasından sonra cevap verilmesi, zaten ben bu işe sıcak bakmıyorum mesajı veriyor. Mektuptaki ifadeler ise aynı sözcüklerin tekrarından başka bir şey değil...
Kerhen "evet" söz konusu. Onlarca sivil toplum örgütünün yürüttüğü projeye, bir görevlinin de katılması için talimat verilmiş. Ne büyük katkı!..
Bize ulaşan bilgiler, resmi açıklamanın aksine, bakanlığın projeye çok sıcak bakmadığı yönünde. Öyle olmasaydı bizzat Bostancıoğlu'nun kendisi projeye dört ele sarılırdı...
Milli Eğitim'e bağışta bulunan hayırseverlerin başına gelen Semra Hanım'ın da başına geldi. El üstünde tutulacaklarına hep moralleri bozuluyor. Yaptıklarına yapacaklarına pişman ediliyorlar. Umarız Semra Hanım ve arkadaşlarının da hevesi kırılmaz...
Özetin özeti: Böyle bir proje hem MEB için hem de Türkiye için müthiş bir fırsat. En iyi şekilde değerlendirilmesi gerekir. MEB desteği elbette önemli. Ama kamuoyu desteği çok daha önemli! Bizden söylemesi.