Mesleki eğitimin geliştirilmesi için Cumhuriyet'in ilk yıllarından günümüze çok emek harcandı. Ama şimdi hepsi boşa gidiyor...
Amele okulları olarak görülen meslek liselerinin, Robert, Galatasaray, İstanbul Lisesi gibi en gözde okullara girebilecek öğrencilerin bile tercih ettiği teknik kolejler haline gelmeleri kolay olmadı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın son 50 yılda gerçekleştirdiği en büyük hamle, önünde kuyrukların oluştuğu bu okullardı. Ama yılların emeği ve harcanan katrilyonların artık bir önemi yok. Bırakın en iyi öğrencileri, sıradan öğrenciler bile en son çare olarak düşünüyor, birkaç yıl öncesinin en popüler okullarını...
Nasıl bu noktaya gelindiğini defalarca yazdık. Bu konuda Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a, YÖK'e, ÖSYM'ye parti liderlerine on binlerce mektup yazıldı. Ama hala bir sonuç yok!..
Meslek liselerine olan talebi azaltmak için YÖK'ün tezgahladığı bu senaryoda, maalesef en zararlı çıkan teknik liseler oldu. İmam hatibi bitirenler kendileriyle ilgili fakültelere, yani ilahiyat fakültelerine avantajlı bir şekilde girerken, meslek liseleri bu haktan mahrum bırakıldı...
İletişimi bitiren iletişim fakültesine, elektriği bitiren elektrik mühendisliğine, ticaret lisesini bitiren iktisat fakültesine giremiyor...
Bir yıl İngilizce hazırlık, 4 yıl da bilgisayar okuyan bir öğrenci, düz liseden mezun olan bir öğrenciyle bırakın eşit koşullarda yarışmayı en az 20 puan geriden yarışa başlıyor. Bir puanda ortalama on bin kişinin yer değiştirdiği dikkate alındığında, 200 bin kişinin gerisinden yarışa katılan bu öğrencilere atılan kazığın boyutlarını atık siz düşünün.
Teknolojinin böylesine hızlı geliştiği bir ortamda, meslek liselerini, en iyi öğrencilerin de seçtiği konumdan çıkarmak bir ihanettir. Bu yanlıştan en kısa zamanda dönülmelidir.
Hazır bu konu açılmışken imam hatiplerin durumunu da ele almak gerekir. Bugüne kadar ki iddialar, halkın imam hatiplere yönelik çok büyük bir ilgisi var yönündeydi. İddia sahiplerine göre, anne babalar da, gençler de klasik eğitim değil dini eğitim almak istiyorlardı. Ama YÖK'ün ufak bir operasyonu bu okulların çökmesi için yetti de arttı. Demek ki amaç dini eğitim almak değil, bu okulların sağladığı olanaklardan yararlanmakmış. İlahiyat fakültelerine devamları mümkünken, imam hatipleri bırakıp düz liselere yöneldiler. Kabak da meslek liselerinin başında patladı.
Mesleki ve teknik eğitimi geliştirmeden, en iyi öğrencileri bu okullara çekmeden, bir ülkenin kalkınması mümkün değildir. Ama nedense bu hep göz ardı ediliyor. Dahası, YÖK'ün ve birkaç MEB bürokratının verdiği yalan yanlış bilgilerle yetiniliyor.
Cumhurbaşkanı Sezer pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da doğru yolun bulunmasına yardımcı olmalıdır. Örneğin Devlet Denetleme Kurulu'na görev verip atılan bu yanlış adımla devlete olan güvenin nasıl sarsıldığını gözler önüne serebilir.
Özetin özeti: Onların tek istediği; her fakülteye girmek değil, kendi mesleklerinde yükselmek. Bu da ezilecek değil, alkışlanacak bir durum.