Şubat atama döneminin aniden kaldırılması, yüz binlerce öğretmeni derinden etkiledi. Milli Eğitim Bakanı Çubukçu’nun aldığı “ağustos’ta tek atama” kararı yanlış mı? Hayır. Ama zamanlaması yanlış. Karar şimdi alındıysa, uygulaması, gelecek öğretim yılında olmalıydı. Başbakan Erdoğan eski futbolcu olduğu için bilir ve sık sık da dile getirir: Maç ortasında kural değişmez!
Üstelik bu atama yıllardır devam ediyor ve bu yönde beklenti yaratılmışsa!..
MEB’in Maliye’den kadro alması her dönemde çok zor oldu. Bakan Çubukçu, aralık ayındaki 10 bin kadro için az uğraşmadı. Ama yoruldu. Belki de tek atama kararını almasının en önemli gerekçelerinden biri Maliye ile yaşanan bu kadro mücadelesi.
Tek atama dönemine geçildiğinde, bu sorun da dahil pek çok sorun çözülmüş olacak. Ve bu konuda atama bekleyen 300 binden fazla öğretmenin tek dileği var. O da son kez de olsa şubat ataması. Muhtemelen 10-15 bini sevinecek. Ama hepsinin yüreğine su serpilmiş olacak. Ve en önemlisi de devletin umurunda değiliz önyargısından kurtulmuş olacaklar.
İşte Başbakan Erdoğan’a ısrarla ulaştırmamızı istedikleri satırlar:
Lütfen Bizi Dinleyin!
İlk mezun olduğumda hayallerim vardı, öğretmen olmak, kendi paramı kazanmak, ailemin yüzüne gururla bakmak, insanlara hizmet etmek istiyordum. Şimdi hayal kurmaktan yorulmuş, öğretmenlik ideallerinden vazgeçmiş, ailemin değil konu komşunun bile yüzüne bakamayan bir öğretmen adayıyım. Ama bunların hepsini bir kenara bırakıp şubat atamasına gelmek istiyorum.
Çünkü fark ettim ki benim ve binlerce arkadaşımın bu sıkıntıları kimse tarafından umursanmıyor.
Her sene yapılan şubat ataması da elimizden alınırsa, bizlerin zerre kadar kıymetinin olmadığını anlarım. Biz 300 bin kişiyiz, hepimizi alın demiyoruz. Haddimizi bilmemiz (!) öğretildi bize, azla yetinmeyi öğrendik. Ama 15-20 bin kişi de mi alınamaz? Eğitim aksıyormuş! Bunca yıl aksamadı da şimdi mi aksıyor? Madem aksıyordu bunu bize niçin ağustosta söylemediniz de şubata birkaç ay kala haber verdiniz? Böyle bir haksızlığı kabul etmemizi beklemeyin bizden.
Bu kadar sıkıntıyı da hak etmiyoruz. Binlerce öğretmen adayı, hayal kurmak, başı dik yürümek, artık enerjisini sınava değil öğrencilerine harcamak, hatta evlenip yuva kurmak için bu atamayı bekliyor. Lütfen elinizi vicdanınıza götürün ve çok bir şey değil, sadece her sene olan şubat atamasını yapın.
Sorunun kaynağı
Öğretmen yetiştirme sisteminde arz-talep dengesizliği mevcuttur. Her yıl 40 bin öğretmen adayı mezun olmakta, üstelik bu sayıya ilaveten 20 bin fen-edebiyat mezunu da formasyon alarak bu yarışa katılmaktadır.
Toplamda bekleyen 300 bin öğretmen adayına her yıl mezun olan 60 bin öğretmen adayı eklenince arz-talep dengesi bozulmakta, özel sektörde karın tokluğuna çalıştırılmakta, MEB’in kısıtlı öğretmen ataması yüzünden de 80-90 puanlarla işsiz psikolojisi bozulmuş bireyler haline dönüşmekteyiz.
Hep atama yapıldı
2009 Şubat: 8 bin, 2008 Şubat: 7 bin, 2007 Şubat: 10 bin, 2006 Şubat: 20 bin, 2005 Şubat: 10 bin, 2004 Şubat: 10 bin atama yapıldı. İşte bu durum rutin bir hal almıştır. Bundan vazgeçmek için muhataplarına çok önceden haber vermek, idarenin zorunlu görevidir...
Bu karar, maalesef binlerce öğretmen adayını ve ailelerini çok üzmüştür. Çünkü;
- Şubatta atama olmayacağı kararı aralık atamalarından sonra alındı. Bu da şubatta atama olacağına inanarak ona göre tercih yapan öğretmen adaylarını hayal kırıklığına uğrattı. Aralık atamasını kıl payıyla kaçırıp şubatı bekleyen öğretmen adayları da bu karardan son derece muzdarip. Çünkü; belki bu onların son şansıydı ve içlerinde puanlarının geçerliliği şubattan sonra bitecek çok sayıda öğretmen adayı var.
Hayat düzenimiz altüst oldu. Birçoğumuz nişan, düğün, askerlik, yüksek lisans, vb hayatını etkileyecek durumları ertelemek zorunda kaldı. Lütfen bütün bunları göz önünde tutarak şubat atamasının son kez de olsa yapılması için yanımızda olun.
Özetin özeti: Umarız bu yoğun programı arasında bu satırları birileri Başbakan Erdoğan’a iletir. Okursa gereğini yerine getireceğinden eminim...