Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Gökseli Göde’nin sınav kâğıdını kaybedip işi pişkinliğe vuran ÖSYM, ÖSS’de Türkiye 10’uncusu olan Alperen Toprak’ın hayatını bakın nasıl kararttı?..
Alperen, Ankara Fen Lisesi’ni bu yıl 5 üzerinden 5 ortalamayla bitiren süper bir öğrenci. Bilim Olimpiyatları’nda TÜBİTAK takımında yer aldı. ÖSS’de her üç puan türünde de ilk 100’e girdi. 1.5 milyon aday arasında Sözel’de 10, Eşit Ağırlık’ta 57, Sayısal’da da 81’inci oldu.
Puanı istediği yere girebilmesine yettiği için tek tercih yaptı: ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği. Kod numarası: 1421252. Bunu kendi el yazısıyla gerekli kutucuğa yazdı. Bir de alttaki boş kutucukları işaretlemesi gerekiyordu. Onu da yaptı...
O da Gökseli gibi istediği fakülteyi kazanacağından yüzde yüz emin bir şekilde yaz tatilini keyifle geçirdi. Ne zaman ki sınav sonuçları açıklandı. Tüm dünyası yıkıldı. Kazananlar listesinde ismi yoktu. Hiçbir yeri kazanamadığı belirtiliyordu. Şoke oldu.
Öğretmen babası ile birlikte ilk buldukları araca binerek ikamet ettikleri Sivas’tan Ankara’ya geldiler. ÖSYM yetkilileriyle görüşmeye çalıştılar. Ama ne mümkün. Sekreter duvarını aşamadılar ve kapı önünde yazdıkları dilekçeyi vermekle yetindiler.
Aradan 20 gün geçmesine karşın dilekçelerine hâlâ bir cevap alabilmiş değiller. Ama ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut’un samimi gayretleriyle başlarına gelen felaketin nedenini öğrenebildiler.
Alperen’in Türkiye 10’uncusu olmasına rağmen açıkta kalmasına neden olan hata meğerse ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği’ni kodlarken 1 yerine 0’ı işaretlemesiymiş. İşte bu yüzden eğer ÖSYM insafa gelmezse bir yılı heba olacak.
ODTÜ Rektörü Akbulut da baba Mustafa Toprak gibi böyle gaddarlık olmaz görüşünde. Alperen’in tek tercih yaptığını, üstte bunu yazdığını, ufacık bir kodlama hatası nedeniyle böylesi bir cezayı hak etmediğini söylüyor. Üstelik yanlış kodlanan yer bir başka fakülteye de ait değil ki bir başkasının hakkını gasp ettiği için bir cezayı hak etsin yorumunu getiriyor...
Yukarıdaki iki örnekte de görüldüğü gibi ÖSYM kendisi olağanüstü boyutlarda hata yaptığı zaman, burası Türkiye, olur böyle vakalar deyip hiçbir sorumluluk üstlenmiyor ve hiçbir kusuru olmayan öğrencinin bir yılını yakıyor. Kendi elemanlarına ise hiçbir cezai müeyyide uygulamıyor. Ama öğrenci minnacık bir hata yaptığında en ağır şekilde cezalandırıyor. İşte isyan ettiğimiz nokta bu.
Adam gibi çalışan, kendine güvenen, insanları seven bir kurum her iki hatayı da çok kolay çözüme kavuşturabilir. Ama onların niyeti çözüm değil. Tek bildikleri şey: ceza. Her yıl böylesi nedenlerle binlerce öğrencinin hayatı karartılıyor. Sonuç: Başbakanların yargılandığı bir ülkede bu derebeyliği yapanların yaptıkları hâlâ yanlarına kâr kalmaya devam ediyor...

Okullar açılıyor ama...
Okullar pazartesi günü açılıyor. Ama hâlâ sorunları bitmiş değil. Ne öğretmen atamaları tamamlanabildi ne de badana boya ve okul sıralarının tamiri. Anlaşılan o ki bir haftalık ertelemenin ardından bir hafta da öğrenime hazırlıkla geçecek. Bakan Tekin, fen edebiyatlılara tayin yolunun açıldığını, alınacak ek kadroyla da atamalara devam edileceğini söyledi. Top şimdi Maliye Bakanı Sümer Oral’da, dersler iyice aksamadan 5 bin kişilik ek kadroyu bir an önce vermelidir...