Gül’ün rektör atamalarındaki rahatsızlığını ortaya koymasından sonra, önceki hafta, bu konuda bir tartışma başlatmış ve farklı görüşlere yer vereceğimizi söylemiştik. Çok sayıda öneri geldi. Bunlardan biri de Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ekrem Gürel’e ait. Seçim sisteminin kaldırılmasını istiyor. Haklı gerekçeleri var. Hayata geçer mi bilinmez ama dünya da pek çok ülkede uygulandığı kesin. İşte öneri:
“Rektör görevlendirmelerinin, seçimle değil atamayla yapılması mutlaka sağlanmalıdır. Bugün, çok az ülkede rektörler seçimle işbaşına gelmekte, bu ülkelerin bir kısmında ise zaten kademeli olarak atama sistemine geçilmektedir.
Seçimin, üniversitelerimizdeki çalışma huzuru üzerindeki olumsuz etkileri herkesçe bilinmektedir. Bilimsel çalışmaların tarafsız bir şekilde yürütülmesi gereken bu kurumlarda, seçim öncesi ve seçim sonrası sendromlar diye tanımlanabilecek gerginlikler, çoğu zaman endişe verici boyutlara ulaşmakta, üniversiteleri gereğinden fazla meşgul etmektedir.
Kimi üniversitelerde, bu sendromlar atanan rektörün görev süresi olan dört yıl boyunca şiddetini azaltmadan devam etmektedir. Bunun yarattığı emek ve insan kaynağı kaybını hesaplamak, telafi etmek mümkün değildir.
Ayrıca, çıkar çatışması veya siyasal mücadele içinde olan tarafların yönetime geldiklerinde, diğerleri üzerindeki baskı ve yıldırma çabaları bir süreklilik kazanmakta ve bir sonraki seçimin hesabına yönelik olarak üniversitenin genel politikası ile insan kaynaklarını değerlendirmede ciddi isabetsizlikler ve yanlışlıklar sergilenmektedir.
Böylece, üniversiteler bu şekliyle ister istemez siyasallaşmakta ve daha benzeri birçok olumsuzluklar baş göstermektedir. Bütün bunlar, ülkemizde yükseköğretimin verim ve kalitesini önemli ölçüde azaltmaktadır. Bu nedenle, rektörlerin atamayla göreve gelmelerini sağlamak bir gereksinim haline gelmiştir.
Yeni bir rektörün atanması sürecinde, şöyle bir model önerilebilir:
Oluşturulacak yeni bir yasayla, akademiya basta olmak üzere değişik sektörlerde evrensel düzeyde başarı ve saygınlık kazanmış, her biri kendi alanında bağımsız bir kamu hakemi (ombudsman) gibi kabul edilebilecek tarafsız ve yetkin üyelerden oluşan bir Rektör Adaylarını Değerlendirme Kurulu (RADEK) oluşturulmalıdır.
Bu kurul, önceden oluşturulacak ve yasal bir metin haline getirilecek objektif kriterler (hizmet yılı, yönetim deneyimi, bilimsel başarısı, uluslararası deneyimi vb.) açısından minimum koşulları yerine getirerek başvuran adayları dosya üzerinden değerlendirerek, gerekirse nitelikleri itibariyle üst sıralara çıkan adaylarla mülakat da yaparak, başarılı buldukları aday(lar)ı onay için Cumhurbaşkanı’na sunmalıdır.
Herhangi bir üniversitenin rektörlüğü için başvuru yurt içinde veya dışında görev yapan tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğretim üyelerine açık olmalıdır. Bu şekilde, objektif bir değerlendirme ve liyakate dayalı atama yapıldıktan sonra, rektörün kaç yıllığına ve kaç defa üst üste atandığının bir önemi kalmayacağı gibi, başarılı olduğu sürece ve görev süresinin sonunda kendisinden daha iyi bir aday başvuru yapmadığı sürece, RADEK’in aynı kişiyi tekrar atama için önermesinin bir sakıncası olmayacaktır.
Söz konusu kurulun, nasıl, kimlerden ve kaç kişiden oluşacağı, Türk yükseköğretiminde yapılması kaçınılmaz hale gelen reform çalışmaları kapsamında düzenlenecek yeni bir yasayla belirlenmelidir. Önerilen bu sistemden herkes kârlı çıkacaktır:
Öğretim üyeleri, adına tam da seçim denilmeyen (eğilim yoklaması), sorunlu bir sorumluluktan kurtulmuş olacak;
YÖK, üniversitelere yönetici atama süreciyle boşuna zaman ve enerji harcamaktan kurtulup daha çok yükseköğretimin akademik niteliğinin geliştirilmesine yönelik çabalara odaklanmış olacak;
Cumhurbaşkanımız da her atamadan sonra ‘siyasi davrandı’ şeklindeki ithamlardan uzak kalarak bu konudaki saygınlığını koruyacak;
Özetin özeti: Cumhurbaşkanı’ndan öğretim üyesine herkes hem fikirse YÖK yasası neden değişmiyor ki!..
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025