Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hemen herkes saatlerce konuşabilir. Ama çok az kimse Sunay Akın kadar bu işi ustalıkla yapabilir. Tek kişilik senfoni orkestrası gibi her an farklı bir konu, bir bir anekdot ve farklı ses tonuyla, sözcüklere hayat veriyor. Kocaeli Üniversitesi’nde, önceki gece, konuk olduğu Genç Bakış’a öğrenci ve ekran başındakilerin ilgisi müthişti. Program hiç bitmesin istediler. İşte birbirinden ilginç yaşam öykülerinin satır aralarında söylediklerinden anedotlar:

Herkes akil insan
* Öğrencilerin harç meselesinden tutun da sağlığa kadar, hangi alanda adalet var ki? Ama ben adalete inanıyorum. Hangi alanda olursa olsun, adalet isteyenler sakın vazgeçmesinler. Cumartesi annelerinden, Balyoz sanıklarının ailelerine kadar, Trabzonspor taraftarından içeride olan gazetecilere kadar hepsi... Asıl akil adamlar onlardır. Böyle seçmece akil insanlar yok. Herhangi bir konuda çıkıp akıl verecek birilerine gerek yok. Hiçbir millet sütten çıkmış ak kaşık değildir. Ama birbirini böyle yumurta gibi tokuşturan da başka bir toplum var mı sanıyorsunuz yeryüzünde?
* Bu böyle meydanlarda kutlanacak bir şey değil. Her iki tarafa da. Bu işin Türkü Kürdü yok, insanı var. Eğer insan olarak bakıyorsak biz bu konuya, bu işin böyle bayrak sallayacak, sevinecek tarafı yok, o bayrak var bu bayrak yok meselesi değil bu. Sadece yas ilan edelim ve bu topraklarda doğup, bu topraklarda sevgiyle yaşarken kaybettiğimiz insanların acısını hissedelim. Çok konuşup bağırma zamanı değil. Eğer barışsa gerçekten, oturup düşünelim. Üzülelim. Gencecik insanlar toprak altında. Bu bir hüzündür. Bunun kutlaması, toplu gösterisi filan olamaz.

Bayrağımızın hikâyesi
* Biz bayrağımızı çerçeveletip asarız. Biri de benim bunlardan. Ben Apollo 5’in aya götürdüğü Türk bayrağını çerçeveletip astım. Ama hiçbir zaman o gezegenlere giden aranızdan birinin fotoğrafını asamayacağız. Çünkü biz bağımsızlığımızın simgesi olan bayrağımızı bile bugüne kadar bu ülkenin okullarında bir kez olsun anlatmadık. Hiçbir ders kitabında bu yoktur. Bayrağına bakan ama göremeyen bir toplum ne hale gelir?
* Tarih cımbızlanamaz. Hitler iktidara geldiğinde Almanya güçlü ya, hemen onun yanında yer alalım, savaşa girelim tavrı ortaya çıkıyor. Nazizim ari ırk kavramını savunur ya, bizde kitaplar yazılıyor ‘Ne mutlu Türk yaratılana’ diye. Her yerde bu cümle. Yani Türk Tanrı tarafından seçilen bir üstün ırk kavramıdır. Ve aynı yıl, Atatürk 29 Ekim’de yaptığı bir konuşmayı ‘Ne mutlu Türküm diyene!’ diye bitiriyor. Sen 1933 yılında Hitler iktidardayken söylenmiş en antifaşist sözü cımbızla getir bugüne. Televizyon programlarında izliyorum ben de o yarı aydınları, Atatürk de şöyle dedi diyenleri.
* 2010 yılında Japonya’ya gittiğimde Tokyo Camii’ni Atatürk’ün yaptırdığını öğrendim Japonlardan. Bunu anlattım ve bir gazete yazarı çıktı; böyle bir şey yok dedi. Ben bir çalışma yaparken, eğer karşımdaki başka bir şey söylüyorsa ben onu dinlerim. Onun dedikleri benim için önemlidir. Ama hadi canım böyle bir palavra yok demek bir kere bilimsel bir üslup değildir. Saygısızlığı içerir. Yeni bir kitap yazıyorum her şeyi orada göreceksiniz.

Sunay Akın: Neden akil adam olmam


Futbolu niye bıraktım?
* Bir zamanlar futbolda çamur yalnızca sahalarda vardı. Ben futbolu o dönemde bıraktım. Artık takip etmiyorum. Trabzon bence lige katılmamalıydı.
* Şenol Güneş’e yapılan haksızlık kimseye yapılmamıştır. 6 şampiyonluk, Milli Takım, Trabzonspor... Bugün çok deli teknik direktörlerimiz var. Peki Şenol Güneş gibi, bir Anadolu takımının başında başarılı olanı getir bana? Mesele odur. Yoksa para, güç her şey senin elinde, yapsana. Başarı budur.
* Trabzonspor 6 şampiyona aldığı yıllarda, Trabzon kitap dağıtımcılarından en çok kitap çeken illerden biriydi. Bugün bakın kaçıncı sırada. Mesele bu. Bunları tartışmalıyız.

Okulu hiç sevmedim
* Ben okulu hiç sevmedim. Sevenin aklından zoru var. Öğretmenlerden bahsetmiyorum ama müfredat. Bilgi, bilim, gençlerin hayallerinin yok edildiği bir mayın tarlasında dönüştürülemez. Hala sabah çocuğum kalkıp okula gittiğinde içim daralır. İyi okul yok, öğrenci vardır ve okullar hocaların değil öğrencilerindir. Tabii ki değerli bilim insanlarını tenzih ediyorum ama bu ülkede şu gençleri al üniversitelere koy her şey daha güzel olur. Onlar bu üniversiteleri yönetsinler, her şey daha güzel ve doğru olur.
* 6 yaşımda yazdım ilk şiirimi. Boş bir elbise askısına. Evimizin gardırobunda elbiseler asılıydı. Ben onları seyretmeyi çok severdim. Ve orada bir askı boştu. ‘Üşümüyor musun?’ diye sormuştum ona.

İstanbul’u, İstanbul yapan
* İstanbul’u İstanbul yapan Anadolu’dur. Anadolu’nun çok renkliliği olmasaydı İstanbul olmazdı. İstanbul bunu bilir. ‘Biz yedi göbek İstanbulluyuz’ derler. Zavallı. Ben yedi göbek Anadoluluyum.
* Dünyada hiçbir müze para kazanmamıştır. Amaç o değil ki. Para kazanan kütüphane olur mu? Bütün müzeler zarar eder. Diyorlar ki bana ‘E o zaman niye yapıyorsun?’ anlamıyorsan ben sana ne diyeyim.
Özetin özeti: Sunay Akın, sular seller gibi konuşuyor. Hem de boş laflarla değil. Şiirsel bir dille ve birbirinden enteresan hikâyelerle süsleyerek. Söz sanatı bu olsa gerek...