Boğaziçi Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Ayşe Soysal’ın, TÜBİTAK Bilim Kurulu’na üye olarak atanması, akademik çevrelerde en çok konuşulan konulardan biri haline geldi.
Bilim çevreleri, neden, niye atandı sorularına cevap ararken, TÜBİTAK’ın internet sayfasına, Soysal’ın hem neden atandığına ilişkin gerekçeler hem de biyografisi konuldu.
Enteresan bilgiler var. Önce şu bilgilere göz atalım:
“278 sayılı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanunun 4’üncü maddesinin ‘Başkanın Bilim Kurulu üyeleri arasından atanması halinde, boşalan Bilim Kurulu üyeliği için aynı kontenjandan yukarıda belirlenen usul ve esaslara göre yeni üye seçilir‘ hükmü gereğince, Bilim Kurulu üyesi iken, 20 Ağustos 2008 tarihinde TÜBİTAK Başkanı olarak atanan Prof. Dr. Nüket YETİŞ’ten boşalan Bilim Kurulu üyeliği için seçim yapıldı.
Prof. Dr. Nüket YETİŞ 2005 yılında, “bilimsel ve teknolojik alanlarda eser, araştırma ve buluşlarıyla temayüz etmiş ve/veya araştırma ve teknoloji yönetimi konusunda yetkinliği olan, bilimsel ve teknolojik sistem, kurum ve birimleri başarı ile kurmuş ve/veya yönetmiş kişiler“ kontenjanından Bilim Kurulu üyesi olarak atanmıştı.
Bilim Kurulu, 6 Eylül 2008 tarih ve 167 sayılı toplantısında, anılan kanunla belirlenen nitelikleri taşıyan Bilim Kurulu üye adaylarını Başbakanlığa sundu. Başbakan, adaylardan Boğaziçi Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Ayşe SOYSAL’ı TÜBİTAK Bilim Kurulu Üyesi olarak seçti.”
TÜBİTAK internet sitesi, hemen bu bilgilerin altına, “Prof. Dr. Ayşe SOYSAL’ın özgeçmişi için tıklayın“ notunu düşmüş. Tıkladığınızda Soysal ile ilgili tüm bilgiler geliyor.
Dikkat çeken en önemli husus, hiç kitabının bulunmaması. İkinci dikkat çeken nokta ise biri 1979, diğeri de 1980’de olmak üzere sadece iki uluslararası yayının bulunması. Ki onların da isimleri yok. Örneğin bazı bilim insanları, özellikle bu makalelerin adlarını öğrenmek istiyor. Araştırdık bulamadık diyorlar. Herhalde, yakında, biyografiye o da eklenir!..
TÜBİTAK’ın yeni üyesi Soysal, 1980’den sonra, yani son 28 yıldır, bilimsel anlamda hiç çalışma yapmamış. Olabilir. Ama TÜBİTAK’a atanma kriterlerine baktığınızda bambaşka özellikler aranıyor. İnsanın kafasını karıştıran da bu. Yoksa, rektörlük dönemindeki “hoşgörüsü” nedeniyle ödüllendirildi diyenler seslerini bu kadar yükseltebilirler miydi?
Hazır TÜBİTAK’ın internet sitesine girmişken, Başkan Nüket Yetiş, acaba bugüne kadar hangi bilimsel çalışmalarda bulunmuş diye merak ettim. Özgeçmişini inceleyince, hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur.
Kocaman bir başlık var: Prof. Dr. Nüket Yetiş’in Yayınları diye. Heyecanla açtım. Kitaplarını taradım. Sadece iki tane çıktı. Biri fakültenin başvuru dosyası, ikincisi ise bir kongrenin bildiri kitabı. Yorumu size ait. İşte eserleri:
1. “Avrupa Kalite Ödülü 2000, Kamu Sektörü Kategorisinde Türkiye’den İlk Başvuru: Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi”, Marmara Üniversitesi Teknoloji Vakfı, İstanbul, Mayıs 2002.
2. “XI. Ulusal Yöneylem Araştırması Kongresi Bildiri Kitabı“ Marmara Üniversitesi, İstanbul, Mart 1988.
Makaleler, bildiriler, seminerler, konferanslar listesine baktığınızda ise yok, yok. Bu verileri, bırakın TÜBİTAK Başkanı olmak için, asistanlık başvurusu için bile sunsanız, jüri üyeleri size ya güler ya da okkalı bir fırça çeker. Ama TÜBİTAK Başkanı, bunları, hem de TÜBİTAK sitesinde gururla sergiliyor.
Son günlerde üniversiteler ve TÜBİTAK ile ilgili pek çok bilgiye yer veriyoruz. Çünkü, çeşitli vesilelerle farklı kişilerce kamuoyuna, çok farklı bilgiler sunuluyor:
YÖK ve TÜBİTAK’ta düzen değişti. Başarısız olanlar gitti. Başarılı olanlar geldi. Bundan sonra Türkiye hem ilk 500’e daha fazla üniversite sokacak hem de bilim ve teknolojide çağ atlayacak...
Keşke. Bunun böyle olmasını canı gönülden isteriz. Ama çarşambanın gelişi perşembeden belli olurmuş...
Özetin özeti: Üniversiteler ve bilim konusuna devam edeceğiz. Çünkü ülke meselesi. Sizlerin de katkısını bekliyoruz.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025