Üniversite birinci basamak sınavı YGS için geri sayım başladı. 1 Nisan’da gerçekleşecek sınav öncesinde adayların heyecanı doruğa çıktı. Bu arada liseler boşaldı; öğrenciler tümüyle dershanelere yöneldi. Peki, bu kadar heyecan doğal mı? Şu günlerde adayların cevabını en çok merak ettikleri soru bu. Sınav öncesi heyecan aşırıya kaçmamak koşuluyla her zaman için iyidir.
Ders çalışmaya motive eder, başarıya ulaştırır. Asıl kaygı duyulması gereken hiç heyecanın olmaması. Örneğin sınava iyi hazırlanmayanlar da böylesi bir heyecan hiç yoktur. Çünkü kaybedecekleri ne emekleri ne de harcadıkları para…
Bu noktada ailelere ve öğretmenlere önemli görevler düşüyor. Okulda, evde, dershanede sürekli sınavların konuşuluyor olması ve beklenti çıtasının yükseltilmesi adaylar üzerinde baskı ve heyecan yaratıyor. Bu yüzden son iki haftayı mümkün olduğunca sınav sohbetlerinden uzak bir şekilde geçirmekte yarar var. İki haftalık süreçte yapılacak son değerlendirmeler sınavın akışını değiştirebilir. Son günleri sıfırdan ders çalışma ya da konu eksiklerini tamamlama yerine bol bol soru çözerek değerlendirmek gerekir. Ama bunu yaparken de hangi noktada hangi hataların olduğu bir bir tespit edilerek gerçek sınavda aynı yanılgıya düşmemek gerekir. Örneğin süre yetmiyorsa, tempoyu hızlandırmak gerekiyor. Dikkat eksikliğinden kaynaklanan hatalar varsa soruları daha dikkatli okumak gerekiyor...
Bu arada sınava gireceğiniz merkezi gidip görmeyi de sakın ihmal etmeyin!