Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YÖK ile Danıştay arasındaki katsayı krizi, görünen o ki daha uzun süre devam edecek. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, dün, yeni bir sistem daha açıkladı ve “Yapacağımız şey, daha basit bir sistem olacak. Alanında gidene mesela 10 puan eklenecek, alanında gitmeyene eklenmeyecek” dedi.
Konun teknik analizi bir yana, çözüm madem bu kadar basitti niye bugüne kadar bu sistemi önermediniz diye adama sorarlar. Ama biz sormayacağız. Çünkü belki sonradan akıllarına gelmiştir.

YÖK’ün yeni önerisi
İsterseniz gelin önce YÖK Başkanı’nın yeni önerisine bir göz atalım. Ardından da neden Danıştay’dan dönebileceğini hep birlikte irdeleyelim:
“Öğrencilere puan vermek gerekiyorsa, ilave katsayıdan dolayı bir rakamı, bir sabiti eklemek daha iyidir. Bu konuda sistemin 3 bileşeni var. AOBP, katsayı ve testlerden alınan skorlar. Bunları herkesin anlayacağı, basit hale getireceğiz. Eski sistemde çarpılmalar söz konusuydu. Ancak çarptığımızda öğrenciler arasında eşitlik bozulur. Türkiye’de mesela yıllardan beri yapılan budur. AOBP’nin çarpılması. Eğer öğrencilere puan vermek gerekiyorsa ilave, katsayıdan dolayı bir rakamı bir sabite eklemek daha iyidir. İstatistiksel olarak daha doğru sonuçlar verir. Elimizde fırsat varken bunu düzeltmiş oluruz.”
“Alana gidene mesela 10 puan verilecek. Sadece sistemin hesaplaması çok basit olacak. Alanında gidene puan var. Gitmeyene yok. AOBP zaten geliyor, ona dokunmuyoruz. Katsayıdan gelen bir şey. Yani alan değiştirirse hiçbir şey yok. Alanında kalırsa ekstra bir puan alacak. Alanında giderse 10 puan, gitmezse 0 gibi. Burada toplama işlemi yapıyorsunuz. Çarpma yok.”
Yasa ortaöğretim başarı puanını bir şekilde yansıtın diyor. Orta öğretim başarı puanını değiştirmeyeceğiz, oynamayacağız...”

Neden yine veto yer?
Bugüne kadar alan farklılığına itiraz eden YÖK, artık bu fikrinden vazgeçmiş gözüküyor. Önemli bir gelişme. Ama hâlâ sistemin özünü anlayabilmiş değiller. Her ne kadar, Danıştay üyelerini konuyu bilmemekle itham etseler de kendileri de tümüyle kavrayabilmiş gözükmüyorlar.
YÖK diyor ki:
Alanıyla ilgili bir fakülte seçene artı 10 puan, alan dışı bir tercih yapana sıfır puan vereceğiz.
Yeni sistemin özü bu. Ama bu noktaya gelinceye kadar çözülmesi gereken pek çok sorun var. İşte onlardan birkaçı:
- Ortaöğretim başarı puanı, öğrencinin lise dönemindeki başarısını ifade ediyor. Bunu ham haliyle yerleştirme puanına eklemek büyük sakınca yaratır. Örneğin SBS’de olduğu gibi şişirilmiş puanlar ortaya çıkar ve bu da ciddi eğitim yapan okullar aleyhine bir durum yaratır.
- Kaç puan üzerinden 10 puan verilecek? Bu çok önemli. 500 üzerinde verilecek bir 10 puanın hiç bir anlamı olmaz. Ama 100 üzerinden verilecek 10 puan çok etkili olur. Bu yüzden öncelikle şuna karar vermek gerekir:
Yerleştirme puanının yüzde kaçı alan seçimine, yüzde kaçı okul başarı puanına, yüzde kaçı sınavdaki başarıya ayrılacak?
- En önemli konu ise alanların belirlenmesi. Ama Özcan, ona hiç dokunmayacağız diyor. Oysa en büyük çelişki zaten orada. Eğer zamanında alanlar iyi belirlenseydi yani iyi eşleşme yapılsaydı, katsayı krizi hiç bu boyutlara gelmezdi. Örneğin meslek lisesinin elektrik bölümünden mezun olan bir öğrenci, elektrik mühendisliğini seçtiğinde, yeni önerilen sisteme göre artı 10 puan alacak mı, almayacak mı? Kesinlikle alması gerekir. Bunun için de alanların ve o alana göre öğrenci alacak fakültelerin yeniden eşleşmesi gerekir. Yoksa yapılacak tüm bu düzenlemeler boşa gider.
- Eski sistem, şişirilmiş notları ve değişik manipülasyonları önlemek için çok farklı güvenlik yöntemlerini de beraberinde getiriyordu. Örneğin, ağırlıklı ortaöğretim başarı puanı hesaplanırken okulun genel not ortalaması ve ÖSS’deki genel başarısı da göz önünde bulunduruluyordu. Şimdi onlar tümüyle kalkacak mı?
- Meslek liselerine sağlanan sınavsız geçiş avantajı devam ederken, fazladan verilecek her hak yargıya takılmaz mı?
Özetin özeti: YÖK öyle bir sistem getirmeli ki, artık ne Danıştay iptal edebilmeli ne de herhangi bir öğrenci mağdur duruma düşmeli. Bu o kadar zor mu? Kesinlikle hayır!..