Okan Üniversitesi 15’inci, Özyeğin Üniversitesi de 5’inci kuruluş yıldönümünü kutluyor.
Boğaziçi’nin 150. yıl törenleri ise uzun zamandır devam ediyor...
Vakıf üniversiteleri içerisinde ilk kurulan Bilkent oldu. Uzun süre tek başına yoluna devam etti.
Sonra patır patır arkası geldi...
Şimdi sayıları, 70 civarında.
Okan ve Özyeğin’in kuruluşlarını da dün gibi hatırlıyorum. Zaman ne kadar da hızlı geçiyor. Peki, her iki üniversite de kuruluşta açıkladıkları hedeflerine ulaşabildiler mi? Her ikisinin de performansı, çok iyi ama daha kat edecekleri çok yol var... Çünkü her iki üniversitenin hedefi de yerel olarak kalmak değil bir dünya üniversitesi olmaktı.
Her ikisi de farklı yönden dünyaya açıldı. Ve her ikisi de kendi alanlarında iddialı. Peki diğer vakıf üniversitelerine göre bir adım öndeler mi? Önde oldukları üniversiteler de var, geride kaldıkları da.
İyi tarafı, her iki kurucunun da yani Bekir Okan ve Hüsnü Özyeğin’in eğitime gönül vermeleri.
Para kazanmak için değil, isimlerini yaşatmak için yola çıkmaları.
Hedefleri yüksek ama her iki üniversitenin de daha profesyonelce yöneltilmeleri gerekiyor. Patronların bu kadar işin içinde olması, avantaj kadar handikap da yaratıyor olabilir!
İki üniversitemize de daha nice nice yıllar diliyoruz... İyi ki açıldılar, iyi ki varlar ve iyi ki iddialılar...
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025