Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Toprağın altını üstüne getirenleri yerinde gördük. Altın nasıl çıkarılıyor an an şahit olduk. O kadar kolay bir süreç olmadığını 1 ton cevherin içinde olduğu kayadan 0.6 gram altına ulaşılmasıyla anlıyorsunuz...

İVRİNDİ

Değerli bir element olan altın nasıl çıkar? Hangi süreçlerden geçer? Çıkarılırken çevreye zarar verir mi? Denetlemeleri nasıl yapılır? Geçen hafta altın nasıl çıkarılıyor an an şahit oldum. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in İvrindi’deki resmi açılışını yaptığı TÜMAD Madencilik altın ve gümüş madeni işletmesini gezerek altın nasıl çıkarılıyor yerinde gördüm. Ama sanıldığı gibi kolay bir süreç değil altına ulaşmak. Bir ton cevherin içinde olduğu kayadan 0.6 gram altına ulaşılıyor. O da uzun bir işleme süreciyle. Balıkesir’in İvrindi ilçesinin sınırlarında olan maden 1200 rakımda. Geçen hafta İvrindi’de hava artılarda iken maden alanında eksi 10 dereceydi ve tipi vardı. Maden alanı 2 ay kar altında 4-5 ay ise sürekli sisli oluyormuş. Ana yoldan ayrılarak yaklaşık 25 km dağa doğru tırmandık. Yolun sonlarına doğru kar açma araçlarının sürekli çalışmasını gördük.

Haberin Devamı

Bir altın hikâyesi

1200 kişi çalışıyor

İşletmede 24 saat 3 vardiya halinde toplam 1200 kişi çalışıyor. Çalışanların yüzde 81’i de civar köylerden alınarak bölge halkına istihdam olanağı sağlanmış. Maden sahası bizi sisle ve tipiyle karşıladı. Önce özel kıyafetleri giydik. TÜMAD Sürdürülebilirlik Müdürü Bilge Küçükaytan eşlik etti Milliyet’e maden turunda. Önce maden alanına gittik. Orada kamyonlar sürekli yükleme yapıyordu. Kamyonlarla stok alanına taşınan cevher, 1200 ton/saat kapasiteli kırıcılardan geçirilerek, kaya boyutundaki malzeme mıcır boyutuna indiriliyormuş. Küçükaytan altının nasıl elde edildiğini şöyle anlattı:

Sürekli test ediliyor

“Ardından bir dizi işleme tabi tutularak leblebi boyutuna getiriliyor ve çimento su karışımı ile birleştirilip, sıkıştırılmış kil ve yüksek yoğunluklu jeomembran ile tamamen geçirimsiz hale getirilen yığın liç alanına seriliyor. Yığın liç alanının, geçirimsiz olduğu da kamu, bağımsız ve uluslararası denetçiler tarafından sürekli test edilerek sertifikalandırıyor. Bu alanda serilen cevhere seyreltilmiş siyanür içeren çözelti damlama yöntemiyle verilerek katı haldeki altın gümüş metali sıvı hale getiriliyor. Basit şekliyle metal içeren bu çözelti, elektroliz işlemine tabi tutularak altın ve gümüş dore elde ediliyor. Bu çözelti kapalı devre sistemle sürekli devir daim yapmakta ve kesinlikle doğaya herhangi bir şekilde deşarj yapılmamaktadır.”

Haberin Devamı

Siyanür kullanımı

Altının sıvı haline getirildiği yere de kayıt altına alınarak ve imza atarak girdik. Orada da altının sıvıdan son külçe haline gelişi anlatıldı. Altın madenlerine yönelik siyanür protestolarını ve siyanürün nasıl kullanıldığını soruyorum Küçükaytan’a. Küçükaytan şunları söyledi:

“Üretimde kullanılan siyanür seyreltik siyanürdür, bir başka ifade ile 10 bin damla su içerisinde sadece 3-5 damla siyanür bulunuyor. Sahada tüm tesis çalışanlarının yakalarında seyyar gaz detektörleri var. Bir çalışanın vardiyası boyunca hiçbir gaza maruz kalmadığı, sürekli kalibrasyonları yapılan sabit ve seyyar gaz detektörleriyle takip ediliyor. Siyanür katı halde, üç kat muhafazalı özel ambalajlarda sahaya sevk ediliyor. Bu üç katman sırasıyla; geçirimsizliği sağlamak için polietilen torba, dışında 1 tonluk büyük çuvallar ve son olarak darbe ve düşmeye dayanıklı tahta sandıklar. Tahta sandıklar ise konteynırlarda sevk edilir. Maden sahasında, tel ile çevrili, tamamen sızdırmaz zemin üzerinde ve sürekli havalandırılarak gaz ölçümü yapılan bir alanda, diğer kimyasallardan ayrı olarak kilit altında depolanır.”

Haberin Devamı

Küçükaytan maden arama faaliyetlerinde kesinlikle siyanür kullanılmadığının altını çizi ve yüzey numunelere, sondaj, jeofizik gibi bilimsel yöntemlerle gerçekleştirilen maden aramaları faaliyetlerinde hiçbir kimyasal kullanılmadığını söyledi.

‘Çevreye zarar vermiyoruz’

Enerji Bakanı Fatih Dönmez altın madenciliğine yönelik şunları kaydetti:

“Son zamanlarda madenciliğe, özellikle de altın ve gümüş madenciliğine yönelik oluşturulmaya çalışılan olumsuz algının farkındayız. Öyle ki kimi yerde iş makinalarının yakılması, tehdit ve şantajlarla çalışanların yıldırılmaya çalışılması gibi şeylere de şahit oluyoruz. Bu eylemleri düzenleyen, finanse eden ya da başka yerlerden buralara adam taşıyanların çevre mevzuatından bihaber olduklarının farkındayız. Her yıl maden ürünlerine ciddi ithalat bedelleri ödüyoruz. Bunu bir yerde azaltmamız gerekiyor. Madencilik sektörü kilit bir öneme sahip. Madencilik hem sanayinin ihtiyaç duyduğu ham maddeyi sağlıyor hem de uç ürünlerle önemli bir dış ticaret geliri sağlıyor. Biz ne madenlerimizden vazgeçeceğiz ne de çevremizden. TÜMAD’ın faaliyetleri bu anlamda bir örnek.”

Nurol Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Oğuz Çarmıklı da TÜMAD’ın çevre ve ekosisteme zarar vermeden çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirdi.

Bir altın hikâyesi

TÜMAD Sürdürülebilirlik Müdürü Bilge Küçükaytan, Karakuş’a madeni gezdirdi.

Madende 25 kilometre LED lamba

4-5 ay sisli geçtiği için maden alanı LED kablolarla aydınlatılıyor. Yollar da dahil olmak üzere toplam 25 km LED lamba koyulmuş. Kamyonların ve diğer araçların gidiş geliş güzergahlarına göre de yeşil, kırmızı ve sarı LED’ler yön bulmayı sağlıyormuş. Dışarda tipide yürümek bile zorken 24 saat çalışma olması dikkatimi çekti. 1 tondan 0,6 gram altına ulaşılması ve şartların zorlayıcıları da altının öyle kolay çıkarılmadığını gösteriyor. Bugüne kadar yaklaşık 7.5 ton altın ve 25 ton gümüş üretimi gerçekleştirilerek ülke ekonomisine kazandırılan İvrindi işletmesinin ömrünün şimdilik 15 yıl olarak hedeflendiği belirtiliyor. Bu işletmede toplamda 32 ton altın, 73 ton gümüş üretilmesi hedefleniyormuş.

Kaplumbağa için özel geçit

Bilge Küçükaytan, çevreye duyarlı olduklarını da dile getirerek şunları vurguladı:

“Maden üretim faaliyetiyle birlikte, doğal yaşamın korunması ve sürdürülebilirliği için bitki, hayvan, sucul yaşam ve kuş türlerine ait, veriler alanında uzman ekipler tarafından düzenli izlenerek raporlanıyor. Bu raporlara istinaden, sürekli etki azaltıcı önlemler alınmakta ve bu önlemlerin uygunluğu ise uluslararası bağımsız denetçiler tarafından kontrol edilerek onaylanıyor. Örneğin bir kaplumbağanın maden sahası içerisine yolun bir tarafından diğer tarafına güvenle geçebilmesi için kaplumbağa geçitleri inşaa ediyoruz. Bu bölgeye ‘kaplumbağa çıkabilir’ levhası koyuyoruz. Geçim kaynaklarının iyileştirilmesi planları doğrultusunda, bölgedeki hayvancılığın desteklenmesi için yem yardımları, küçük baş hayvan ırkının ıslahı ve et-süt veriminin arttırılması için damızlık koç projesi, tarımsal faaliyetleri destekleme amaçlı, ekilebilir boş arazilerin tarıma kazandırılması ve hayvancılık desteği anlamında yem bitkileri üretimi, çilek, aromatik bitkiler ve mantar yetiştiriciliğinin desteklenip kadın ve gençlere iş alanı oluşturulmasına yönelik faaliyetler yürütüyoruz.”