Serap Korkmaz adlı 29 yaşındaki genç bir tasarımcı, Türk kültürünün vazgeçilmezi ince belli çay bardağına kattığı yorumla, dünyada markalaşma yolunda. Istituto Europeo di Design’da (IED) iç mimari tasarımı okuyan, Scuola Politecnica di Design’da (SPD) yüksek lisans yapan, katıldığı uluslararası yarışmalardan birçok ödül kazanan Serap Korkmaz’a Ekonomi Bakanlığı da sahip çıktı.
Korkmaz, şimdiye kadar dünyanın önde gelen tasarım fuarlarına kendi imkanlarıyla katılıp, ürünlerini tanıtıyordu. Milano’dan sonra İstanbul’da da stüdyo açan Korkmaz’a bakanlığın fuarlara katılım konusunda destek vermesi söz konusu. ‘Survivor 2016’nın birincisi Avatar Atakan’ın da sevgilisi olan Korkmaz, Ayasofya’dan esinlenip ‘Sofia’ adını verdiği porselen çay setine, yurt dışında büyük talep olduğunu söyledi. Bir Arap şeyhinin fiyatı 478 euro olan çay setinden 300 takım aldığını açıklayan Korkmaz, “Milano’nun en ünlü restoranlarından biriyle de el sıkıştık. Dünyaca ünlü markaların olduğu caddenin en ünlü restoranı pek yakında müşterilerine benim tasarladığım, Made in Turkey yazan porselen bardaklardan çay ikram edecek” dedi.
Korkmaz, tasarımlarının Türkiye’deki ilk lansmanını önümüzdeki aylarda,
“Ben, bugün- den itibaren sosyal medyada ülkemizin içinde bulunduğu bu zor durum; tehdit, patlama, saldırı, mekân boşaltılma veya bunun gibi haberleri izlememeye çalışacağım. Özellikle bu tarz olayların bilgi ve veya resimlerini (‘Bak ben herkesten önce öğrendim’ egosu) açmayacağım ve kimseye iletmeyeceğim. (En başta şehit yakınlarına saygıdan)
Bilgi kirliliği ve bilgi yanlışlığı yüzünden zaten çok endişeli olduğumuz bu dönemde, yüzlerce işyerinin, çalışanının, birçok sektörün ve o sektörlere bağlı yan sanayilerin zor durumda kalmalarını hatta çöküşlerini görmek istemiyorum.
Ülkeme bir birey olarak yapabileceğimiz ilk katkı onu, tüm yaşam damarlarıyla korumaktır. Ülkeme bunu borçluyum.
Doğruluğu kanıtlanmamış sosyal medya foto ve bilgilendirmelerine tepkisiz kalacağım ve hiç kimseyle paylaşmayacağım.”
Cuma sabahı işkadını Demet Sabancı Çetindoğan’ın Instagram’ında okudum bu satırları...
Metni Demet Hanım mı yazdı, yoksa paylaşan birinden görüp, yazılanlara katıldığı için altına imza atarcasına mı paylaştı, bilmiyorum?
Hafızam beni yanıltmıyorsa Instagram’da düne kadar böyle bir kampanya yapılmadı.
Perşembe ne oldu da, cuma günü başladı böyle bir kampanya?
ATV’de 10.00’da başlayıp 13.00’te biten “Müge Anlı ile Tatlı Sert”, yine bir yığın prime time programını geride bırakıp, reytingde üçüncü oldu.
Anlı, ilk defa başarmıyor bunu. Daha önce de oldu. Çünkü onlarda Anlı, aranan katilleri bulmuştu.
Bu defa bulunan katil yok, buna rağmen nasıl oldu bu? İşte böyle:
İmam nikâhıyla evlendikleri aynı kadın ve aracılara 15 bin ile 25 bin lira arasında para ve ziynet eşyası kaptıran iki “yurdum insanı” stüdyoda.
Sadece stüdyodaki iki kişi mi Ayşe adlı kadının mağduru?
Canlı yayına telefon yağdı. “O kadın beni de kandırdı, dolandırdı” diyenlerin sayısı anında 22’ye çıktı.
Kimi Hatay’dan, kimi Isparta’dan, kimi Yozgat’tan, kimi Muğla’dan...
Televizyon kanallarının reytinglerini ölçen Kantar Media’nın 2016 yılına dair verileri belli oldu.
Buna göre ATV, Total Tüm Gün, Total Prime Time ve reklamcıların önemsediği 20 + ABC1’i 2016’nın birincisi olarak tamamladı.
20 + ABC1 - Prime Time ve AB Prime Time’da “Yılın en çok izlenen kanalı” TV8...
Kanal D, AB Tüm Gün’de 2016’yı birinci bitirdi.
Star TV, Show TV, FOX ve TRT1 hiçbir kulvarda “Yılın en çok izlenen kanalı” olamadı.
‘İSTANBUL MARKASINI SESSİZLİĞE HAPSETME’
Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği’nin (TURYİD) Reina’daki terör saldırısı için yaptığı sessiz yürüyüşü izledim.
Kabus gibi geçen 2016’dan kurtulup yepyeni umutlarla 2017’ye “merhaba” dediğimiz saatlerde geldi acı haber...
Kalaşnikoflu bir alçak, yılbaşı gecesi eğlenmek için Reina’ya gidenlere kurşun yağdırdı.
2017’yi arkadaşı, eşi, dostu, sevgilisiyle eğlenerek karşılamak isteyen yüzlerce insandan 39’u öldü, 65’i yaralandı.
Terörist, binlerce eğlence mekanının olduğu İstanbul’da, niye Reina’yı seçti?
Yeni yılın ilk gününde terör yorgunu bir milletin yaşam tarzını hedef alarak moralini yeniden sıfıra indirmekti amaç.
Sadece o mu?
Değil tabii ki...
Bir kişinin, açtığı tazminat davası sonuçlanmadan, kazanacağı parayı, sosyal sorumluluk projeleri yürüten bir kuruma bağışlayacağını açıklaması doğru mu?
Bence değil...
Çünkü o davaya bakan hakimler de gazete okuyan, televizyon izleyen, sosyal medya takip eden insanlar. Baktıkları davanın taraflarından birinin, parayı değil, onurunu ve hayır kurumunu düşündüğünü açıklamasından etkilenme ihtimalleri söz konusu.
O nedenle davalı tarafların, yargılanma sonuçlanmadan, bu tür beyanlarda bulunmaları sakıncalı.
Birincisi; mahkeme heyetini etkileyecek bir hamledir bu...
İkincisi, tazminat kazanılmadığında ‘kaybedenler’ hanesine o kişiyle birlikte, “Bağış yapacağım” dediği kurum da katılmış olur.
Sıla, Yenikapı’daki Demokrasi Mitingi’ne katılmadığı için kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle tazminat davası açtığı Davut Güloğlu’ndan kazanacağı parayı Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na (TEGV) bağışlayacağını açıkladı.
Sadece yarışma tutkunlarının değil, rakip kanal yöneticilerinin de merakla beklediği ‘Survivor 2017’nin kadrosu belli oldu.
Acun Ilıcalı, ‘Survivor 2017’de yarışacak ünlülerden Serhat Akın ve İlhan Mansız’ı sosyal medya hesaplarından açıklamıştı.
İşte Ali’ce farkıyla ‘Survivor 2017’de yarışacak ‘Ünlüler’in tam listesi:
Erkekler: İlhan Mansız, Serhat Akın, Şakşuka Tarık Mengüç, Çılgın Sedat, Furkan Kızılay ve boksör Adem Kılıççı.
Kadınlar: Milli dalgıç Şahika Ercümen, DJ Berna Öztürk, atlet Sema Apak, milli atlet Pınar Saka, dizi oyuncusu Seda Demir, kickboksçu Sabriye Şengül.
Yarışmanın bir de ‘Gönüllüler’ takımı var. Bu yıl da Dominik’te yapılacak yarışmaya ‘Survivor Türkiye’ tarihinde görülmemiş bir başvuru oldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sinemaya verdiği yıllık desteği artırması üzerine 26 Aralık’ta kaleme aldığım, “Kredili ve ödüllü filmlerin gişesi” başlıklı yazımın özeti şuydu:
“Bakanlığın desteğini 28.5 milyondan 40 milyona çıkarması yetmez. Bakanlık, Sinema Destekleme Kurulu üyelerini belirlerken de radikal değişikliğe gitmeli.
Aksi takdirde 40 milyon lira da yine seyirciye ulaşmayacak filmlere gider.
Çekilen film sayısıyla birlikte, gişede zarar ettiği için bakanlıktan aldığı parayı iade edemeyenler arasına yeni isimler katılır, o kadar!”
Günaydın’dan Mevlüt Tezel, buna karşın “Sanat filmleri çekilmesin mi?” başlıklı bir yazı yazdı hakkımda.
Sevgili Mevlüt, o yazıdan niye ve nasıl böyle bir sonuç çıkardı, bilmiyorum.
Yazdıklarımdan sorumluyum, ama okuyanın ne anladığı beni aşan bir mevzu.
Derinlemesine bilgi sahibi olmadığım konularda yazmam. Sinema Destekleme Kurulu ve kararları, ilgilendiğim ve bildiğim bir konu. Yıllar içinde yazdıklarım da Milliyet arşivinde.