Robert Kolej ve Boğaziçi Üniver-sitesi’nde okumuş, 13 yıl çalıştığı Procter & Gamble’ın Avrupa Pazarlama Direktörü’yken bir seyahat dönüşünde 2.5 yaşındaki oğlunun attığı tokat yüzünden kariyerine ara vermiş beyaz yakalı bir kadın...
Ömrünü adadığı oğlu belli bir yaşa gelince aldığı bir dizi eğitim sonrası yaşam koçluğuna başlamış, binlerce insana kişisel gelişim konusunda eğitim vermiş, “Melekler ile Yaşamak” ve “Yeni Çağın Çocukları” kitaplarını yazmış Beki İkala Erikli, önceki akşam “Hayal Dünyası” adlı ofisinin bulunduğu apartmanın girişinde bir kadının silahından çıkan üç kurşunla öldü.
Erikli ile tanışıklığım yoktu ama ikimiz de Mona Kitap yazarıydık. O yüzden “Ali Eyüboğlu’na ışık olsun” notuyla imzalayıp yollamıştı bana son kitabı “Yeni Çağın Çocukları”nı.
Zanzibar seyahatinde yanıma aldığım kitaplardan biriydi Erikli’ninki.
İstanbul’a döndüğüm günün akşamında Erikli’nin öldürüldüğünü öğrenince şoke oldum. Kadın olduğu söylenen katilin biri, Erikli’nin ergenlik çağına getirdiği oğluyla mutlu bir hayat sürmesine izin vermedi.
Bir canın bir mermi kadar değeri olduğu bir dünyadan erken ayrılan Erikli’nin mekânı cennet, kitabını yazdığı melekler yoldaşı olsun.
APPLE’A GÖRE
Türk Hava Yolları’nın Afrika’da 50’nci uçuş noktası olarak belirleyip, haftada karşılıklı üç sefer düzenlemeye başladığı Zanzibar’da geçirdiğim iki günlük izlenimlerimi paylaşacağım.
Zanzibar, daha önce dünyada gittiğim Kenya’nın Hint Okyanusu kıyısındaki Mombasa ile Dominik’le benzerlikleri olan bir yer.
Dünyada köleliğin kalktığı son yer olmasından mı, sıcak ve denizin yaydığı iyottan mı bilmiyorum, halkı fakir, ama mutlu...
Hayat felsefeleri “Hakuna matata”... “Sıkıntı yok” anlamında kullanılan bir söz bu.
Yaşadıkları coğrafyanın iklimi gibi sıcak ve cana yakın insanlar hepsi.
Zanzibar’da yolların çoğunda kaldırım yok.
Eski minibüs ve kamyonetlerin toplu taşıma aracı olarak kullanıldığı, insanların baraka dükkânlar veya yollara kurulmuş tezgâhlardan alışveriş yaptığı, ağaç gölgelerinde uzanıp yatanların bolca olduğu Zanzibar’da dikkatimi çeken şeyler şunlar:
Görülecek yerler
Bayrak taşıyıcı havayolu olarak dünyanın en fazla ülkesine uçan Türk Hava Yolları, bir ilke daha imza attı.
THY, Afrika ülkelerinden Tanzanya’nın şimdiye kadar iki şehrine uçuyordu. THY, 13 Aralık’tan itibaren Tanzanya’da uçuş yaptığı şehir sayısını üçe çıkardı. Altı yıldır “Avrupa’nın En İyi Havayolu Şirketi” seçilen THY, Dar Es Selam ve Kilimanjaro’dan sonra Tanzanya’nın özerk turizm adası Zanzibar’a da uçmaya başladı. Böylece THY, Afrika’da 32 ülkede 50 destinasyona sefer düzenleyen havayolu oldu.
THY’nin pazartesi, çarşamba ve cumartesi günleri karşılıklı düzenlediği uçuşların bilet fiyatları gidiş - dönüş 636 dolardan başlıyor.
Abeid Amani Karume Uluslararası Havalimanı’na ilk seferini yapan THY’nın uçağı ve yolcularına Zanzibar yetkilileri özel bir karşılama töreni düzenledi.
141 yolcusuyla havalimanına inen THY uçağının iki cephesini itfaiye araçlarıyla su sıkarak yıkayan yetkililer, yolcuları piste serdikleri kırmızı halıda karşıladı.
Zanzibar’daki karşılama sadece bununla da sınırlı değildi.
Yerel kıyafetler giymiş müzisyenler çaldı, ellerinde rengârenk şemsiyeler olan milli kıyafet giymiş kadınlar dans edip, şarkı söyledi THY yolcularına...
İstanbul’daki bombalı terör saldırısı onlarca insanımızı aldı aramızdan… Şehit olanların çoğu hayatlarının baharındaydı… Patlayan iki bomba yine onlarca eve ateş düşürdü, hepimizin yüreğini parçaladı…
Avrupa’da veya Amerika’da benzeri bir eylem olduğunda terörü lanetleyen dünya starları, İstanbul’daki patlamayı nedense duymadı.
Bu satırları yazdığım saatlerde yabancı yıldızlardan sadece Lindsay Lohan vardı #TerörüLanetliyoruz hashtag’i ve Türk bayraklı fotoğrafıyla acımızı paylaşan…
Bir süre önce Türkiye’ye gelip, uzunca bir süre kalmamış olsa belki o da duymayacaktı İstanbul’da patlayan bombaları…
Yıllarca Suriye’de ölen yüzbinlerce sivilin ölümünü görmezden gelenlerin Müslüman Türklerin yaşadığı acıya kayıtsız kalmasının sebebi ne olabilir?
Aramızdaki mesafe mi, yoksa din ve ırk farklılığı mı?
Yaşadığımız bir dizi acı nedeniyle çoğu kez müziğin bile sustuğu 2016’nın son günleri… Yeni umutlarla “Merhaba” demeye hazırlandığımız 2017’ye ise sayılı günler var artık... Yıl boyunca konserleri iptal edilen ya da kıyıda köşede unutulan şarkıcıların neredeyse tümü, 2017’yi sahnede karşılayacak. Müzik dünyasının ünlüleri İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Afyon, Kayseri ve Sapanca gibi şehirlerin yanı sıra Kıbrıs, Azerbaycan, Bulgaristan, Almanya ve Hollanda’da sahne alacak. “Bir şey nasıl başlarsa öyle gider” derler. Umarım 2017, başladığı gibi müziğin susmadığı bir yıl olur.
ŞARKICILAR VE MEKANLARI
Alişan: Kıbrıs Colony Hotel
Altay: Kuşadası Palmwings Otel
Aşkın Nur Yengi: Afyon Akrones Hotel
Ayşe Hatun Önal: Azerbaycan
Bengü: İstanbul Hilton
Berkay: Ankara Holiday Inn
Gayrettepe’de ofisi olan bir arkadaşım telefon açtı ve “Tam senlik bir konu var burada” dedi. Neymiş o benlik konu diye sorunca arkadaşım anlatmaya başladı:
“Bizim burada Migros’un önünde bir sokak simitçisi var. Kanal D’deki ‘Kısmetse Olur’un sponsorlarından biri o simitçi. Müsait olduğun zaman gel de tanıştırayım seni.”
Telefonu kapattıktan sonra “Kısmetse Olur”un final jeneriğini izledim. Programın sponsor ve co.sponsorlarının yayınlandığı bölümde arkadaşımız sözünü ettiği simitçi de vardı.
İlk fırsatta atlayıp gittim Gayrettepe’ye. Arkadaşımla buluştuktan sonra birlikte gittik el arabasında simit satan Sebahattin Alçı’nın yanına...
Haftanın beş günü “Kısmetse Olur” ekibine, 80 simit ile 80 poğaça ve açma veren Simitçi Sebo’ya, sordum bu ilginç sponsorluk macerasını...
16 yıldır sokak simitçiliği yapan, günde ortalama 300 civarında ürün satarak ayda 4 ile 6 bin lira arasında kazanan Simitçi Sebo, şunları söyledi:
Bugün vizyona giren “Sen Benim Her Şeyimsin” filminin galası salı akşamı Kanyon’da yapıldı.
Epeydir görüşemediğimiz Elif Güven’le konuştuk gündüz. O da davetlileri arasında olunca, Kanyon’da buluşalım, bir şeyler atıştırır, sonra galaya geçeriz diye randevulaştık.
Saat 19.00’da sinema katındaki Welldone’da buluştuk Güven’le.
Çok geçmeden galasına gideceğimiz filmin başrol oyuncusu Tolga Çevik, ailesi ve yönetmen Tolga Örnek girdi içeriye. Onların ardından Cem Yılmaz, annesi, babası ve abisi de geldi ekibin yanına. Köşedeki uzun masada, bir yandan sohbet edip, bir yandan bir şeyler atıştırdılar gala öncesi...
Önce Tolga Çevik, ardından Cem Yılmaz ve ailesi geçtiler galaya. Ayak üstü tokalaşıp selamlaştığımız Tolga Çevik ve Cem Yılmaz’dan sonra biz de geçtik sinemaya.
“Sen Benim Her Şeyimsin”; dram, hüzün ve komedinin iç içe geçtiği, konusu itibarıyla alışık olmadığımız bir film... Tek gecelik kaçamağa, annesinin pusette bıraktığı bebeğe sadece babalık değil annelik de yaparak ağır bir fatura ödeyen kaç erkek tanıyorsunuz?
Nurgül Yeşilçay, Metin Akdülger ve Farah Zeynep Abdullah’ın başrollerini paylaştığı “Muhteşem Yüzyıl Kösem”in çekildiği Hadımköy’deki platoları dolaştık önceki gün. “Muhteşem Yüzyıl”, TEM Stüdyoları’nda yapılan platoda çekilmişti. “Muhteşem Yüzyıl Kösem”in çekildiği platoların yanında TEM, müştemilat...
“Muhteşem”in yapımcısı Timur Savcı, Hadımköy’de dizi için yaptıkları platoların 45 milyon liraya mal olduğunu söyledi ve ekledi:
“Geçenlerde Hollywood’dan bir ekibi ağırladık. Seti dolaştıktan sonra, ’Avrupa’da bir dizi için yapılmış en büyük plato burası’ dediler.”
Tims, “Muhteşem” için üç plato yapmış Hadımköy’de...
3 bin 200 metrekarelik Kırmızı Plato’da Has Oda, Kösem Daire, Harem, Hamam, Mutfak, Silahtar Oda, İncili Köşk, Şehzade Daireleri, Altınyol, Zindan, Galata Kulesi gibi ana mekânlar var.
26 bin 600 metrekarelik Hadımköy Açık Plato’daki çekim alanları şunlar:
Çarşı, sokaklar, Arz Odası, Divan, Kösem Vakfı - Avlusu, Culüs Meydanı.