Ali Eyüboğlu

Beyaz Show’daki “Ayşe öğretmen protestosu”ndan sonra benzer bir eylem de bu hafta Okan Bayülgen’in “Dada”sında yaşandı.

Seyirciler arasından genç bir kız Bayülgen ve konuklarının olduğu masanın etrafına geldi, üstündeki kazağı çıkarıp sütyeniyle kaldı. Bayülgen, “Konuşabilirsin, ama soyunma. Soyunursan başımı belaya sokabilirsin” deyip, onu bir tık kenara çekti ve kadrajdan çıkardı.

Yönetmenine, “Yayını kesmeyin, ben hallederim”, güvenlik görevlilerine de, “Hayır, dışarı almayın” diyen Bayülgen, eylemciye ne söylemek istediğini sordu.

“Teşekkür etmek istiyorum AKP vekillerine ve…” der demez eylemcinin sözünü kesen Bayülgen, “Bunu yaparsan olmaz. Kazağını giy de konuşalım” deyip, onu yerine davet etti.

Videoyu defalarca izleyince fark ettim konuklarından birinin yanındakilere “Şaka mı bu?” diye sorduğunu.

Tribute albümü yapılan sanatçılar arasına yakında Zeki Müren de katılacak.

Satışların dibe vurduğu bir dönemde Orhan Gencebay, Kayahan ve Aysel Gürel için yapılan tribute albümler, yapımcılarına iyi para kazandırdı. Hâl böyle olunca Murat Yıldırım’ın DMC Müzik’le ortaklaşa yaptığı

‘Zeki Müren’e Saygı Albümü’, müzik dünyasının en çok konuşulan konularından biri oldu.

‘Sanat Güneşi’, servetini Türk Eğitim Vakfı (TEV) ve Mehmetçik Vakfı’na bağışladığı için Yıldırım, izni onlardan aldı.

Yıldırım, Zeki Müren şarkıları için iki vakfa toplam 40 bin TL ödedi.

Bu paranın, çifte Zeki Müren albümünün CD ve dijital satışlardan elde edeceği muhtemel gelir karşısında çok az olduğunu düşünenler ve konuşanlar var. Müzik dünyasında konuşulanları Yıldırım’a sordum.

Yıldırım, “Herkes Orhan Gencebay, Kayahan ve Aysel Gürel tributelerini konuşuyor. Çünkü onlar iyi sattı, ama her tribute satacak diye bir kural yok. Ahmet Kaya, Musa Eroğlu, Barış Manço gibi değerli sanatçılar için de yapıldı ama onlar satmadı” dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile önceki akşam Ümraniye Trabzon Park’taki yemekte bir araya geldik. Üyesi olduğum Trabzonlu İşadamları ve Bürokratları Derneği’nin (TİAB) Fevzi Usta’daki yemeğinde eski bakanlardan Osman Pepe, Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can’ın yanı sıra 80 civarında TİAB üyesi vardı. Bunların çoğu müteahhit, sanayici yani işadamıydı.

TİAB Başkanı Atalay Şahinoğlu, “İş dünyası; asgari ücretin 1.300 liraya çıkmasının işverene getirdiği maliyet yükünü değil, terörün ne zaman biteceğini merak ediyor. Sizden moralimizi yükseltecek bir şeyler duyabilir miyiz?” diyerek mikrofonu Soylu’ya verdi.

Soylu önce, katıldığı her şehit cenazesinde ocaklarına ateş düşenlerin vakur duruşları ve sessiz çığlığına tanık olduğunu söyledi.



‘Bahar’a az kaldı!

Soylu, ardından da hükümetin terörle mücadeledeki kararlılığını ve başarısını anlattı:

CHP’de patlak veren Atatürk resmi krizinde nihayet sona yaklaşıldı. Oysa CHP yönetimi, gazeteci Talat Atilla bu konuyu yazdığında, iddianın sahibi Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’ya, “Odasındaki Atatürk resmini indiren milletvekili kim?” diye sorsa, o gün bitecek bir mevzu bugüne kadar uzandı.

Günlerce konuyu savsaklayan CHP yönetimi birçok yazar konuya el atınca meseleyi kurduğu üç kişilik komisyona havale etti. Komisyon üyeleri birçok milletvekiliyle görüştü. Bu isimler arasında bu iddiayı ortaya atan Nazlıaka da vardı. Nazlıaka, komisyon üyelerine o ismi söylemedi.

Komisyon üyelerinin hazırladığı raporu değerlendiren CHP’nin Parti Meclisi, Nazlıaka’yı “kesin ihraç” istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na havale etti.

Nazlıaka’nın önünde iki seçenek var şimdi.

Ya o ismi verip ihraç edilmekten kurtulacak ya da vereceği ismin CHP’den ihraç edilmesini sağlayacak.

Nazlıaka, olayı araştıran komisyona o ismi vermediğine göre Yüksek Disiplin Kurulu’na da söylemeyecek ve CHP’den ihraç edilecek.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuya dair yaptığı açıklama da bu yönde:

“Aylin Hanım, resmi indiren milletvekili varsa, gördüyse bunu bize söylemeli. Atatürk re

Sofya’da yeni açılan Hotel Marinela’nın balo salonundayız. Garanti Koza Sofia Open’ın açılış daveti var salonda. Her yer tıklım tıklım. Salon 1.500 kişiyi almayınca lobiye kadar taştı kalabalık.

O kalabalıkta 30’lu yaşlarda bir Bulgar yanıma gelip şöyle dedi:

“Mister Ali?”

Hafif bir şaşkınlıkla yes der demez, “Milliyet, journalist” diye devam etti.

Ardından birkaç metre ötede duran kadına, “Tsvetelina yes. Journalist Ali” dedi. Bunun üzerine sonradan eşi olduğunu öğrendiğim kadını çağırdı. Kadın çantasından bir kâğıt çıkardı. Kâğıtta benim Sofya’ya gidince sosyal medyadan paylaştığım fotoğrafım ve altına yazdıklarım vardı.

Generali Sofya’nın finans direktörü Ventsisliav Todorov, eşinin Tuba Büyüküstün hayranı olduğunu söyleyip, şöyle dedi:

“Eşim magazin yazarı olduğunuzu biliyor ve sizi sosyal medyadan takip ediyor. Bu gecenin davetlileri arasındaydık, ama eşim sırf sizden Tuba Büyüküstün hakkında bilgi almak için

geldi. Yakında yeni bir diziyle ekrana gelecek mi diye çok merak ediyor. ‘Sofya’daki

Hafta sonu Barcelona’daydım. Siz bu satırları okuduğunuzda da Allah kısmet ederse “Garanti Koza Sofia Open” için Sofya’da olacağım. Barcelona’ya gitmemin sebebi Türk Telekom’un TV platformu tivibu’nun davetiydi.

Şu günlerde “Fiber gücü” kampanyasıyla gündem oluşturan Türk Telekom, dünyanın en ünlü futbol kulüplerinden Barcelona’nın proje ortağı. 6 - 14 yaş arasındaki yetenekli çocukların alındığı futbol okulu FCBEscola’nın Türkiye’de açılmasını sağlayan Türk Telekom’un Barça’da oynayan milli futbolcumuza destek amacıyla düzenlediği seyahatte üç gazeteciydik. Sabah’tan Yüksel Aytuğ, Posta’dan Mehmet Coşkundeniz ve Türk Telekom yetkilileriyle birlikte cumartesi günü Barselona formalarımızı giyip, Camp Nou’nun tribünlerindeki yerimizi aldık.

Dünyanın sayılı futbol mabedlerinden biri olan Camp Nou’da ilk kez maç izledim.

Bizim arka sıramızda Arda Turan’ın annesi Yüksel Turan, babası Adnan Turan ve onlara “Amca - Teyze” diye hitap eden sevgilisi Aslıhan Doğan vardı. Sevgilisi Aslıhan Doğan hep yanında, ama Arda’nın anne ve babasının bu maçta onu yalnız bırakmamalarının bir sebebi de sanırım milli futbolcunun aynı zamanda doğum günü olmasıydı.

Barselona’nın Atletico Madrid’i

Havalar ısınınca iş adamı Ali Ağaoğlu’nu Ortaköy’den Bebek’e at sırtında giderken görürseniz, sakın şaşırmayın.

Çünkü inşaat fuarı için gittiği Kuveyt’te ünlü iş adamına Marzuk Ailesi, 3 milyon dolarlık bir Arap atı hediye etti. Marzuk Ailesi, Ağaoğlu’na hediye ettiği Arap atını önümüzdeki günlerde özel uçağıyla İstanbul’a gönderecek.

Hafta içinde karşılaştığım Ağaoğlu, Ortaköy’de villasının bulunduğu, yaban keçilerinden ceylana, sülünden tavus kuşlarına kadar birçok hayvanı beslediği korusunda çalışanlarına, at için gerekli hazırlıkların yapılması talimatını veriyordu.

Ağaoğlu, Kuveyt’te yaptıkları gösteriye bayıldığı Arap atını ne yapacağını sorduğumda gülerek şöyle dedi:

“Yarış değil, gösteri atı bu. Hayvanın öyle bir yürüyüşü var ki, izlerken mest oluyor insan. Yazın ata binip Lucca’ya gideceğim ve ‘Al bunu park et’ diye valeye vereceğim.”

DOĞAN ŞENTÜRK’ÜN YENi EKRAN YILDIZI

Star TV’de bu akşam başlayacak “Göç Zamanı”nın özel gösterimi vardı perşembe akşamı.

Zorlu’daki gösterimde herkes vardı, ama dizinin tek başrol oyuncusu Talat Bulut yoktu.

Bulut gibi iş disiplini yüksek bir oyuncunun dizisinin özel gösterimine katılmama sebebini araştırınca şunları öğrendim. Sanatçı, Limon Yapım’la dizinin başrol oyuncusu olarak anlaşma yapmasına rağmen “Göç Zamanı”nın jeneriğinde ve billboardlardaki afişlerde Vahide Perçin’in adı birinci sırada çıkınca, bunu protesto etmek amacıyla katılmadı gösterime.

Dizilerde jenerik ve afişler kadar önemsenen başka konular da var.

Kimi oyuncu, bölüm sonunda hangi oyuncu ekrandayken görüntünün donup, jeneriğin onun yanından akmasını, kimi de tanıtımlardaki vurguları önemser.

Perçin de bu isimlerden biriymiş meğer.

Dizinin ilk bölüm fragmanı “Zümrüt” rolündeki genç oyuncu Cansu Tosun’la bitince Perçin, “Cansu Tosun kim ki, ilk bölümden havalara sokuyorsunuz onu?” diyerek tepkisini dile getirmiş.

Ekran macerası böylesine sorunlu başlayan “Göç Zamanı” tutmaz da kalkarsa, bu diziden tek karlı çıkacak Vahide Perçin olacak.