YILDIZ KENTER’İN HAYAT HİKAYESİ

15 Kasım 2015

Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Yıldız Kenter’in hayat hikayesi ‘Tiyatro Benim Hayatım’, sanatçıyı yakından tanımak adına ilginç bir biyografi… Dikmen Gürün’ün yazdığı kitapta Kenter’in çocukluğundan bugüne uzanan sanat ve yaşam öyküsü yok. ‘Tiyatro Benim Hayatım’ Kenter’in iyi bir arşivci olduğunun kanıtı.

Konservatuvara kayıt olduğu 1944 yılında ailesinin imzaladığı ‘Kefaletname’ de var kitapta, Ankara Devlet Konservatuvarı hocalarından Prof. Carl Elbert’in hakkında yazdıkları da, Muhsin Ertuğrul’la 1950’li yıllardaki yazışmaları da…

Ertuğrul’un 23.07.1959 tarihinde Kenter’e gönderdiği mektuptaki iki ayrıntı beni yıllar öncesine götürdü.

Birincisi Ertuğrul’un telefon numarası, ikincisi de mektup adresi. Telefon numarasına bakar mısınız?

42098.

Ertuğrul’un “Benim adresim” diye yazdığı adresse şöyle: P. K. 209 Beyoğlu - İstanbul…

Günümüzde akıllı telefonlarla birbirlerine her şeyi gönderebilen gençler, haklı olarak hayatlarında hiç tanışmadıkları P. K. için “O da ne?” diyebilir.

Haklılar... Çünkü bizim için de çoktan nostalji oldu postaneden posta kutusu (P. K.) kiraladığımız, ailelerimizin büyüdüğünde lazım olur diye, doğar doğmaz telefon sırasına yazıldığımız y

Yazının Devamı

KÜRDİSTAN DEĞİL BAŞKURTİSTAN!

14 Kasım 2015

Shenzhen’de yapılan 27’nci Miss Model Of The World Yarışması’yla ilgili yazım üzerine Çin’de yaşayan okurlarımızdan bir hayli mail aldım. Hepsinin özetle dediği şu:

“Sizin de izleyip yazdığınız yarışmada Miss Kürdistan temsilcisi de vardı. Kürdistan adında bir ülke var da biz mi bilmiyoruz? Yarışmada Kürdistan adına bir kızın yarışmasına jürideki Türklerin göz yummasını yadırgadık. Keşke bu konuyu da yazsaydınız. Miss Kürdistan’ın olduğu yarışmaya Miss Turkey katılmamalıydı.”

Yarışmayı medyadan takip eden ya da Shenzhen TV’den izleyen okurlarımızın maillerine tek tek yanıt vermek yerine bu vesileyle o yarışmacı ve temsil ettiği ülkeyle ilgili biraz bilgi vermek istedim.

Miss Model Of The World’deki yarışmacı Kürdistan’ın değil, Başkurtistan’ın temsilcisiydi. Başkurdistan, Başqortostan, Başkortostan veya Başkiriya diye telaffuz edip yazanlar da var Başkurtistan Özerk Cumhuriyeti’ni.

Sanıldığı gibi bir Kürt devleti değil, Rusya Federasyonu’na bağlı 4.5 milyon nüfuslu özerk bir Türk cumhuriyeti burası. 1991 yılında özerkliğini ilan eden cumhuriyetin dili Tatarcaya yakın. Dört yıldır Miss Model Of The World’a temsilci gönderen özerk cumhuriyetin bu yılki temsilcisi de

Yazının Devamı

5 YILDA 30 ANAOKULU

13 Kasım 2015

Gülben Ergen’in ‘Çocuklar Gülsün Diye’rek (ÇGD) ile ilk eğitim meşalesini yakalı beş yıl oldu. ÇGD’nin açtığı anaokulu sayısı 30’a ulaştı. Çocukların okul öncesi eğitimini önemsediğim için Gülben’e bu yolculuğunda elimden geldiğince destek verdim.

ÇGD son anaokulunu, yıllardır PKK’nın terör estirdiği Doğubayazıt’ta yaptı. Ergen ve ekibini böyle bir günde yalnız bırakmak olmazdı.

Iğdır’dan Doğubayazıt’a, PKK’nın Ağustos 2015’te yol kesip TIR’ları yaktığı, iki ton patlayıcı yüklü traktörle intihar saldırısı düzenlediği karakolun da bulunduğu yoldan gittik. Ne korumamız vardı ne de içimizde en küçük bir korku.

Çocuklar Gülsün Diye - Ali Erdinç Adakoğlu Anaokulu açılışında insanların coşkusu, çocukların Gülben’e gösterdiği sevgi içimize az da olsa umut kırpıntıları serpti. Doğubayazıt’ta bulabilenlerin Gülben Ergen “Öğrendim ki” kitabını imzalatmak için verdikleri çaba görülmeye değerdi.

O coşkuyu arkamızda bırakıp geçtik İshakpaşa Sarayı’na... Bizden ve nöbetçi askerlerden başka kimse yoktu etrafta. Başka ülkelerde her dakika turist kaynar böyle yerler.

Müthiş tarihi eserlerin dışında, insanlığın efsane aşklarından ‘Kerem’ ile ‘Aslı’nın yaşadığı varsayılan bir yerde niye

Yazının Devamı

Ümit Besen’in sahneleri bırakmadığının resmidir!

11 Kasım 2015

Pazartesi akşamı İstanbul’da aynı saatlerde katılmam gereken iki davet vardı. Önce Çalık Holding’in Barcelona’da sergi açan Ahmet Güneştekin onuruna verdiği davete katıldım. Park Bosphorus Hotel’deki davete ilgi yoğundu. Güneştekin’i kutlayıp kokteylde birkaç tanıdıkla sohbet ettikten sonra Elkon’un 40. yıl daveti için Conrad Otel’e geçtim.

Elkon, bir sanayi şirketi, ama sahibi eski bir besteci ve şarkıcı Mustafa Alpagut. Bu isim birçok insan için bir şey ifade etmeyebilir ama besteci olarak imza attığı şu eserler öyle değil:

’Satmışım Anasını Ben Bu Dünyanın’, ’Dertlerimi Zincir Yaptım’, ‘Aşkın Mapushane’, ‘Beklenmeyen Misafir’, ‘Al Yanaklım’, ’Şerefine Sevenlerin’, ‘Bir Kadeh Senin İçin’.

Zamanında Selçuk Ural’dan Nilüfer’e birçok ünlünün plaklarında okuduğu bestelerinden ve müzisyenlikten kazandığı 5 doları sermaye yapıp 1975’te Elkon’u kuran, bugün 100 civarında ülkeye beton santrali ve fabrikası ihraç eden Elkon’un sahibi ‘bestekâr - sanayici’ Mustafa Alpagut, gecede yeni bir altyapıyla ünlü isimlerin yorumladığı ‘Mustafa Alpagut Şarkıları’ albümünü de tanıttı.

‘Bodrum’a yerleştim ama...’

Salim Dündar, Ümit Besen, Grup Gündoğarken, Ercan Turgut, Neslihan Demirtaş ve Coşkun Demir

Yazının Devamı

UŞAKLAR, BU TAKIMA BİRİ BEDDUA MI ETTİ?

9 Kasım 2015

NTV Radyo’nun Sedat Simavi Ödüllü radyo programı ‘Ateş Arabaları’nda Ercan Taner’le Mert Aydın’ın yaptığı sohbetler, kitap olarak çıktı.

Yazarlarının satıştan kazanacakları parayı LÖSEV’e bağışlayacağı kitapta Portekiz’in Benfica kulübüyle ilgili bölümü okuyunca Trabzonspor’un son yıllardaki kaderi geldi aklıma.

“Ne alaka?” diyenler olabilir.

O zaman önce Benfica’nın başına geleni aktarayım, sonra da Trabzonspor kısmını.

Benfica, 1961 ve 1962 yıllarında Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanmış; hem de 61’de Barcelona, 62’de Real Madrid’i yenerek.

“Hiçbir başarı cezasız kalmaz” kuralı Benfica’da da geçerli olacak ki kulüp, ikinci şampiyonluktan sonra Macar asıllı teknik direktör Bela Guttman’la yollarını ayırmış.

Bela Guttman da uğradığı haksızlık karşısında çareyi ‘bela’ okumakta bulmuş.

Bela’nın, “Umarım benden sonra hiç Avrupa Şampiyonluğu kazanamazsınız” duası kabul olmuş olacak ki, Benfica daha sonra beş defa final oynamasına rağmen alamamış bu kupayı.

Yazının Devamı

AL PACINO’YU EN İYİ ANLATAN KİTAP

8 Kasım 2015

Daha önce defalarca yazdım Al Pacino’ya olan hayranlığımı… Hakkında çıkan her yayını okumaya özen gösterdiğim aktörün hayatını anlatan kitabın bizde de çıkmasını merakla bekliyordum.

Lawrence Grobel’in yazdığı ‘Al Pacino’yu çıkar çıkmaz aldım.

Uzakdoğu seyahatimde fırsat buldukça okumaya çalıştığım kitabı, Ahmet Güneştekin’in sergi açılışı için gittiğim Barselona yolunda bitirdim.

Grobel’in, 30 yılda yaptığı söyleşilerini toplayıp ve izlenimlerini de yazdığı kitaptan sanatçı hakkında birçok yeni şey öğrendim.

Al Pacino’yu sevenlerdenseniz, Merve Namlı’nın çevirisiyle Zodyak’tan çıkan kitabı okumanızı tavsiye ederim.

Kitabın girişinde aktörün yazar hakkındaki yazısı da var.

“Larry Grobel ile 1979’da tanıştım. Elbette ona güvenmiyordum. Sonuçta benimle röportaj yapmaya gelmiş bir gazeteciydi. O zamana kadar hiç röportaj vermemiştim” diye başlayan yazının devamında Al Pacino’nun şu sözlerine dikkat lütfen:

“Marlon Brando’yla yaptığı röportajı okuduğumda çok etkilendim. Marlon’u tanıdığımdan, o Larry’i sevdiyse ve bu kadar açık konuşabildiyse, ben de yapabilirim diye düşündüm. Larry, bazen ısrarcı olsa da asla karşısındakini kandırmaz.”

Yazının Devamı

PICASSO VE GAUDI’NİN EVİNDE AHMET GÜNEŞTEKİN SERGİSİ

7 Kasım 2015

Türkiye’nin son dönem yetiştirdiği, ünü yurtdışına taşmış çağdaş sanatçılarından Ahmet Güneştekin’in üçüncü uluslararası yolculuğu için Barcelona’dayız. Çalık Holding’in sponsorluğunda yurtdışındaki ilk sergisini Monaco’da açan, ardından 56’ncı Bienal’le eş zamanlı Venedik’teki “Milion Taşı” sergisiyle dünya sanat camiasının beğenisini kazanan Güneştekin’in Marlborough Barcelona Galeri’deki sergisinin adı ise “El poder de los origenes” (Kökenin Yetisi)...

5 Kasım - 15 Aralık arasında açık kalacak sergide Güneştekin’in fiyatları 20 bin euro ile 100 bin euro arasında değişen 20’den fazla eseri sanatseverlerin beğenisine sunulacak.

Barcelona’da bir ilk

Güneştekin’in Barcelona’daki sergi açılışı onuruna akşam yemeği veren Marlborough Gallery’nin Direktörü Marcia Levine, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bildiğim kadarıyla ilk defa çağdaş bir Türk sanatçısını bu şehirde görüyoruz. Barcelona, Katalan tarihinin kültür başkenti. Birkaç blok ötede Picasso’nun kariyerinin ilk eserlerini büyük sanatçılara gösterdiği evi var. Barcelona ayrıca birçok yerinde Gaudi’nin sanat eserlerinin olduğu bir yer.”

Böylesine bir sanat şehrinde çağdaş bir Türk sanatçının eserlerini

Yazının Devamı

TECAVÜZCÜYE ‘SAYGIN TUTUM’ İNDİRİMİ Mİ?

6 Kasım 2015

Diyarbakır’da 14 yaşındaki Z. B.’yi başına taşla vurup bayılttıktan sonra tecavüz edip hamile bırakan Y. T.’ye (23), duruşmalarda mahkeme heyetine karşı sergilediği “saygın tutum” nedeniyle indirim uygulanmış.

Mahkeme, 43.5 yıl hapis istemiyle tutuksuz yargılanan sanığa 11 yıl 8 ay hapis cezası vermiş!

Akıl alır gibi değil.

Türkiye’nin, kadına şiddeti adeta ödüllendiren bu ‘iyi hal indirimi’ne bir an önce son vermesi lazım.

Bunun için de TBMM’ye düşüyor görev. Umarım, yıllardır bu sorunu gündemine almayan TBMM, bu dönem çıkaracağı bir yasayla bitirir bu ayıbı. Kadına şiddetin önlenmesi samimi olarak isteniyorsa tabii.

BİRİNCİLERİ YOK SAYAN HABERLER!

“1 Kasım TNS Kantar Media datasına göre CNN Türk, AB hedef kitlede, hem tüm gün hem de 18.00 - 01.00 zaman diliminde -ulusal kanallar dahil- en fazla izlenen ikinci kanal oldu.”

Yazının Devamı