İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü - Madde Kullanımı ile Mücadele Birim Amirliği yeni bir kampanya için düğmeye bastı. “Hedef Olma Hedefsiz Kalma” projesi kapsamında gençleri, ebeveynlerini bilgilendirmek ve toplumda farkındalık yaratmak amacıyla web sitesi ve “#Kankanı Seç Harekete Geç” adlı sosyal medya hesapları açan Narkotik, bu kampanyaya destek vermeleri için şov, spor ve medya dünyasının ünlülerine çağrı yaptı.
İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Ercüment Özinan’ın imzasıyla gönderilen davet mektubunun 9 sayfalık ekinde kampanyanın amacı ve ünlülerin bu amaçla yapabilecekleri şeyler yazılı. Ünlüler-den istenen şey çok basit.
İsteyen kampanya mesajlarından birini seçip yazacak “#Gerçekleriöğrenin” hasthag’iyle paylaşacak, dileyen kampanyanın sloganlarından birini söylerken fotoğraf ve videosunu çekip kankanisechareketegec.org’a yükleyebilecek.
İstanbul Narkotik Şube Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Ercüment Özinan’ın davet yazısı bana da geldi. Benim yapabileceğim belli:
Kampanyayı kamuoyuna duyurmak. Bu vesileyle ben üzerime düşeni yaptım.
Bakalım ünlü futbolcu, sporcu, şarkıcı, oyuncu ve ekran yıldızlarından kimler,
Okan International University’nin açılışı için gittiğim Miami’de tanıdığım Türkler arasına yeni isimler de ekledim. Konsolostuktaki davette, önceden tanıştığım ve kurduğu Florida Türk Radyosu nedeniyle yıllar önce haberini yaptığım şimdilerde
Türk - Amerikan İşkadınları Derneği Başkanı
olan Sevi Sarı’nın yanında Turkish American Business Women’ın Başkan Yardımcısı Duysevi Mirza Karan Miyar’la, Miami’de emlakçılık yapan Merve Gümüşyazıcı da vardı.
Yıllardır Florida’da yaşayan ve ABD vatandaşı olan 46 yaşındaki Duysevi Miyar, eski bir eğitimci, yeni siyasetçi olduğunu söyledi. 2014’teki seçimlerde Florida Eyalet Meclisi’ne girmek için Demokrat Parti’den aday olduğunu ama kazanamadığını anlatan Miyar, “2016’da seçim var. Yine adayım ve bu sefer kazanmak için elimden geleni yapacağım. Geçen seçimde yeteri kadar kapı çalamadığım için seçilemedim ama bu defa çalmadık kapı, sıkılmadık el bırakmayıp Eyalet Meclisi’ne gireceğim” dedi.
Siyasetteki bu ısrarının sebebini sorduğumda Miyar’ın anlattıkları bana o kadar tanıdık geldi ki:
“Siyasete atılmamın tek sebebi var, o da yolsuzluk. Dışarıdan öyle görünmüyor olabilir
ama acayip yolsuzluk var Amerika’da. Eski bir
Yılda 18 bin öğrencinin okuduğu Okan Üniversitesi artık sadece Kurtköy’deki kampüsünde değil, Miami’de de eğitim verecek. Okan International University’nin (OIU)
açılışı için Miami’deydik...
Miami’deki üniversitenin açılış töreninden sonra Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bekir Okan’a, “Neden ABD’de?” diye sorduğumuzda şu yanıtı verdi: “Dünyada eğitimin en gelişmiş olduğu yer burası. ABD’nin eğitim için gelen yabancı üniversite öğrencilerinden yıllık cirosu 20 milyar dolar… Öğrenciler ve yakınlarının ulaşım, konaklama ve yiyecek gibi harcamaları yok bu cironun içinde… Biz de bu pastadan pay almak istedik.” Okan’ın “Neden Miami?” sorumuzu ise şöyle yanıtladı:
“Üniversite - sanayi işbirliğine önem veren bir grubuz. Florida da turizmin ve sağlığın ön planda olduğu bir eyalet. Miami de, 12 ay tişört, şort ve terlikle gezebileceğiniz, kimsenin ten rengi, ırkı ve dininize bakmadığı bir şehir. Öğrenciler için ideal, rahat bir yer… İki yıllık bir ön çalışma ve 4.5 milyon dolarlık harcamayla açılan OIU’nin, Türkiye’de Okan Üniversitesi’nde okuyanlara faydası olacak mı?
Bekir Okan, “Okan Üniversitesi’ni
kazanıp, hazırlık okuyacaklara iki seçenek sunacağız.
Gülben Ergen Çelik’in baskıdan yeni çıkan “Öğrendim ki” adlı kitabını aslında İstanbul’dan Miami’ye uçarken okuyacaktım.
Yazarı, şov dünyasında iyi tanıdığımı sandığım yıldızlarından biri, içinde de Gülben’den, ’Laz Ali... Fikrini o kadar merak ediyorum ki! Başına dikilmek istiyorum sen sayfaları çevirirken’ notu olunca uçak yolculuğunu beklemeden okumaya başladım kitabı...
Dili samimi ve sıcak olunca, değil Miami, Londra’ya gitmeden bitti Gülben’in kitabı...
Arıya benzetirim Gülben’i...
Nasıl ki arı, iyi ve çok bal yapmak için hangi çiçeğe ne zaman konacağını, ondan ne kadar polen toplayacağını bilirse, Gülben de öyledir.
Hedefine giden yolda, hangi hamleleri ne zaman yapacağını, doğru kişiyle doğru zamanda kontak kuracağını bilir.
Polen biter, arı gider!
Türkiye’de yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Hıristiyanların internetten yayın yapan bir televizyonlarının olduğu, bu kanalın daha sonra Türksat 4A uydusuna geçtiğini biliyordum, ama şimdiye kadar hiç izlemişliğim yoktu Sat-7 Türk’ü...
Nihayet izledim
Sat-7 Türk’ü...
14 Şubat 2015’ten itibaren uydudan yayına başlayan kanalda Hıristiyan dünyasından haberler, her pazar sabahı Türkiye’de Türkçe ibadet edilen bir kiliseden yayın, Türkiye’de mesleklerinde isim sahibi olmuş Hıristiyanların portreleri, sinema tarihine geçmiş Hıristiyan temalı filmler, belgeseller ve çocuk programları var.
Kanalın Genel Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni de tanıdık isimler. 2007 yılında Malatya’daki Zirve Yayınevi’ndeki katliamdan sağ kurtulan Gökhan Talas’ın Genel Yayın Yönetmeni olduğu Sat-7 Türk’ün Genel Müdürü ise oyuncu Melih Ekener.
İnternet sitesinde, ‘Dini ve etnik kimliği ne olursa olsun, kimsenin rencide olmadığı, birleştirici, sevgi ve barışı temel alan ilkelerle yayın yaptığı’ vurgulanan Sat-7 Türk’ün Genel Müdürü Ekener’in
TV kanalına
Cumartesi günü Bostancı Gösteri Merkezi’nde Vodafone Freezone 18. Liselerarası Müzik Yarışması vardı.
Nükhet Duru, Özkan Uğur, Teoman, Harun Tekin, İskender Paydaş, Tarkan Gözübüyük, Turhan Yükseler, Meltem Taşkıran gibi şarkıcı ve müzisyenlerle birlikte ben de jürideydim. Serhat Hacıpaşalıoğlu’nun bu yıl 4 ülkeyle uluslararası boyut da kattığı yarışmaya katılan Türk okullarının yorumladıkları parçaları sıralayınca bakın nasıl bir tablo çıkacak karşımıza:
- Faruk Nafiz Çamlıbel Anadolu Lisesi - YYZ
- Özel Çekmeköy Doğa Anadolu Lisesi: Mr. Crowley
- Özel Moda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi: Happy
- Doğu Akdeniz Koleji: Uptown Funk
2014’te erkekler en az 281 kadını öldürdü, 109 kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti, 104 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulundu, 560 kadını yaraladı.
Bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlerin ortaya koyduğu 2015 yılının ilk dört aylık tablosu, Türkiye’nin ‘kanayan yarası’na hiçbir şeyin çare olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi. 2015’in ilk dört ayında, erkekler 94 kadın öldürdü, 42 kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti, 102 kadına zorla seks işçiliği yaptırdı ve 100 kadını taciz etti. Erkekler ocakta 26, şubatta 21, martta 27, nisan ayında da 20 kadını öldürdü.
Nisan ayında öldürülen 20 kadının yüzde 40’ını kocaları, yüzde 20’sini sevgilileri, yüzde 15’ini eski partnerleri öldürdü.
Yedi kadını resmi nikahlı kocaları, birini dini nikahlı kocası, dördünü sevgilileri, birini eski kocası, birini eski nişanlısı, birini eski sevgilisi, ikisini tanıdıkları / arkadaşları olan erkekler, birini akrabası, birini arkadaşının damadı, birini damadı öldürdü.
Kanayan yaramız: Erkek şiddeti
Kadınların yüzde 20’si boşanmak / ayrılmak istedikleri veya evlenme / barışma tekliflerini
Türkiye’de çağdaş sanatın parlayan yıldızı Ahmet Güneştekin’in, ‘Milion Taşı - Millione Stone’ adlı sergisi 56’ncı Venedik Bienali’yle eşzamanlı olarak Venedik’te açıldı. İki heykel ve altı resimden oluşan sergi, Venedik Bienali gibi 22 Kasım’a kadar açık kalacak.
Güneştekin’in Venedik Bienali’yle eşzamanlı olarak açtığı ikinci sergi bu. Geçen yıl Venedik Bienali’nin gezilmesi gereken 10 sergisi arasına giren Güneştekin’in ‘Milion Taşı’ için Avrupa sanat dünyasının ne gibi yorumlar yapacağını bilmiyorum. Ama Güneştekin’in, arkasına aldığı Marlborough Gallery, Çalık Holding, Kültür Bakanlığı’nın desteği ve Emre Arolat’ın mimari dokunuşlarıyla hayata geçen ‘Milion Taşı’nın bienalin ‘en ağır’ sergilerinden biri olduğunu, Venedik’te bir güneş gibi parladığını söyleyebilirim.
Güneştekin’in İstanbul’da yapıp iki TIR’la Venedik’e gönderdiği eserlerin toplam ağırlığı 30 ton civarında... Bunlardan sadece sanatçının yedi tepeli İstanbul’u yedi parça taşla anlattığı yedi katlı dikilitaşın ağırlığı 16 ton...
Sergi, Vivaldi’nin işyerinde
Küratörlüğünü Matthew Drutt’ın yaptığı Güneştekin’in sergisi için İstanbul’dan Venedik’e 40 civarında davetli gitti. Bunlardan 27’si