Baltacı Mehmet Paşa ile Rus Katerina arasında hiçbir şey olmadığını ilk kez 2000’li yılların başında Hürriyet Tarih’te dile getiren Erhan Afyoncu, Habertürk’teki “Tarihin Arka Odası”nda bu efsaneyi iyice bitirdi.
Murat Bardakçı, Erhan Afyoncu ve Prof. Dr. Nurhan Atasoy’un tarihi bilgilerini paylaştıkları programın son yayınında gündem “Lale Devri”ydi. Konu döndü dolaştı Prut Savaşı’nda Baltacı Mehmet’le Rus Çarı Petro’nun eşi Katerina arasında bir şey olup olmadığına geldi. Bu konuda bildiğimiz tarihi efsane neydi?
140 bin kişilik Osmanlı ordusu, 60 bin kişilik Rusları çembere aldı. Türkler, tam Rusların kökünü kurutacaktı ki Katerina, Baltacı’nın çadırına misafir oldu ve savaş bitti.
Erhan Afyoncu, bir kez daha Baltacı Mehmet’le Katerina arasında bir şey olduğuna dair hiçbir tarihi kayıt bulunmadığını, bu efsaneyi birilerinin uydurduğunu yineledi.
Türklerin gurur kaynağı “Baltacı - Katerina efsanesi”nin sonunu getiren bu açıklamanın üstüne ekrana bir de Katerina’nın resmi gelince hem stüdyoda, hem seyircilerde film koptu.
Yayını izleyenler, günümüzde Rus kadını denince akıllara gelen Nataşa benzeri bir kadın beklerken ekrana gelen Katerina, bildiğin sumo
Şarkıcı Bengü’yle sevgilisi Ahmet Çakır, ilişkilerinin başladığı günden bu yana ilk kez aynı karede çekildikten kısa bir süre sonra yollarını ayırdı.
Bengü’nün Çakır’la yollarının neden ayrıldığına dair yaptığı açıklamalar bana ilginç geldi. İşte Bengü’nün Ömür Sabuncuoğlu’na Ahmet Çakır’la neden ayrıldıklarına dair söyledikleri:
“Bizim ki bir tanışma evresiydi. Güzel gideceğini düşündüğümüz bir şeye başlamıştık. Bazen insan inmesi gereken durağı farkedince inmek istiyor. Ben de yol yakınken en yakın durakta inmek istedim. O da saygı duydu.
Tanışma aşamasından sonra ‘Biziz’ aşamasına geçemedik. Çok saygı duyduğum bir insan, onu kırmadan izin istedim.
Ahmet’in hiç bir hatası yok. Hislerimi, duygularımı dinledim ve bir şeylerin eksik olduğunu gördüm ve yine yalnızlığıma yaslandım.
Bundan sonra yaşayacağım ilişkinin uzun soluklu olmasını istiyorum. Karnımda kelebekler pır pır etsin.
Aşkta kendimi güvende hissetmeliyim. Seni göklere çıkaran adamlarla tanışırsın, ama arkandan öyle işler çevirir ki, ortada aşk kalmaz.”
Cem Yılmaz’ın filmine sponsor olan Pepsi, sanal alemde bir yarışma başlattı. Pepsi Türkiyenin #GörelimSeni etiketiyle başlattığı yarışmada şu dört seçenek sunuluyor insanlara:
#CücelerinSessizliği
#AliBabave7Cüceler
#AliBabaİstanbulda
#CücelerinYükselişi
Bu dört şıktan doğru olanı seçip, kampanyaya katılanlardan 100 talihlinin kazanacağı ne derseniz; sinema bileti.
Koskoca Pepsi’nin Cem Yılmaz gibi sosyal medya takipçisi ve gişesi yüksek bir starın yeni filmi üzerinden yaptığı promosyon; değil devede kulak, devede tüy bile olamaz. Pepsi gibi evrensel bir marka için 100 sinema biletinin maliyeti ne ki? Madem en düşük maliyetle marjinal fayda yakalamak istiyorsunuz, o zaman şöyle bir kampanya yapın:
Türkiye’deki radyoların ne kadar dinlendiğine dair son yapılan araştırmada dikkatimi çekmişti Radyo Seymen’in sıralamadaki yeri...
URYAD A.Ş. ve Nielsen tarafından yaptırılan “Radyo Dinleyici Ölçümü Araştırması”na göre yayın hayatında beşinci yılını kutlayan Radyo Seymen,
en çok dinlenen üçüncü radyo.
Ocak 2015’ten itibaren 30 il genelinde 6 bin 100 hanede yaşayan 12 yaş üstü 7 bin 500 bireyin bilgileri alınarak yapılan araştırmaya göre en çok dinlenen 10 radyo şöyle:
1. Kral FM...............................%17.28
2. TRT FM...............................%8.99
3. Radyo Seymen..................%6.87
Gerek ‘Survivor All Star’ için Dominik’e gitmeden önce gerekse döndükten sonra insanların yanıtını en çok merak ettikleri şey şuydu:
‘Acun Ilıcalı, yarışmacıları gerçekten aç bırakıyor mu?’
Dominik’ten dönüşte yazdıklarımla insanların kuşkularına son verdiğimi sanıyordum ama değilmiş.
Yazdıklarımı okumama rağmen hâlâ daha bana, ‘Gerçekten gizlice yemek verilmiyor mu yarışmacılara?’ diye soranlar var.
Boşuna dememiş Albert Einstein, “Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur” diye...
Siz ne derseniz deyin, ne yazarsanız yazın değişmiyor bazılarının kanaati.
Acun Ilıcalı, bu hafta sonu ‘Survivor All Star’da erkek yarışmacıları tartıya çıkardı.
Müzik dünyasından çok eski bir dostum telefon açtı ve şöyle dedi:
“Biliyorum, benim söylediklerimle yetinmeyecek MÜYORBİR Başkanı Burhan Şeşen’le, POPSAV Başkanı Baha Boduroğlu’nu da arayıp soracaksın onlara, ‘Ne yaşandı aranızda?’ diye. Bunu yapabilmen için de tabii önce olayı anlatmam lazım sana. POPSAV’ın ekonomik durumu iyi olmadığı için kendine ait bir yeri yok. MÜYORBİR yönetimi Ahmet Koç’un Başkan olduğu dönemde bir odayı POPSAV’a verdi. MÜYORBİR’in bazı üyeleri aynı zamanda POPSAV’ın da üyesi çünkü. Geçen ay MÜYORBİR’de yapılan genel kurulda başkan seçilen Burhan Şeşen, POPSAV’ın Başkanı Baha Boduroğlu’ndan odayı boşaltmalarını istedi. Baha Boduroğlu, bir yer bulana ya da bir ofis kiralayana kadar izin istedi, ama Burhan Şeşen, “Kurduğumuz komitelere toplantı yapacakları oda lazım” deyip, tahliyenin biran önce gerçekleşmesini istedi.
Aslında MÜYORBİR’in acil olarak odaya ihtiyaç duyması değil POPSAV’ın kapı dışarı edilmesi... MÜYORBİR’in yeni başkanı Burhan Şeşen’le eski başkan Ahmet Koç, adeta ‘kanlı - bıçaklı’. POPSAV’a MÜYORBİR’de o odayı veren Ahmet Koç. MÜYORBİR’in yeni başkanı, eski başkana yakın POPSAV’cılarla aynı dairede olmak istemedi.
Araya Seyyal Taner
Bugüne kadar topu topu üç gemi seyahatim oldu.
İlki; o dönemde ‘Yerli Aşk Gemisi’ olarak lanse edilen Ankara Feribotu’yla İstanbul’dan İzmir’e gidip - gelmemdi. Çünkü yılbaşı
gecesi gemide Ajda Pekkan konseri vardı.
İkinci gemi seyahatim yine iş nedeniyleydi. Milliyet’in yıllık toplantısı için İstanbul - Midilli arasında sefer yapan bir gemi kiralanmıştı.
İki gemi seyahati de Marmara’dan Ege’ye mütevazı bir yolculuktu.
Üçüncü yolcu gemisiyle seyahatimse cruise’un en lüksüyle oldu.
Kanal D’de yayınlanan ‘Beyaz Show’ yaz tatiline girince yeni bir ekiple Avrupa turnesine çıkacak Beyazıt Öztürk’ün kadrosuna katmak istediği isim Meryem Uzerli’ydi.
Ünlü şovmen, kısa bir süre önce bu düşüncesini basın mensupları aracılığıyla kamuoyuna
duyurmakla yetinmedi, Meryem Uzerli’yle de temasa geçmek istedi. Ancak
mümkün olmadı bu.
Neden mi?
Gelin hep birlikte Beyazıt Öztürk’ün ağzından dinleyelim bunun nedenini:
“Meryem’e teklif götürdüm, ama Meryem’e soramadım bile. Menajerleri direkt ulaştı ve ‘Hayır, dizisi var’ diyerek kibarca konuyu kapat dediler.”