Şimdiye kadar birçok kez yazdım, ulusal kanallara dizi yapmak yerine ısrarla dijital platformlarda iş yapan oyuncuların kariyerlerine zarar verdiklerini. Dijitalde reyting riski yok, bölüm sayısı ve para garanti, ama ulusal kanallar gibi geniş izleyici kitleleri yok. Dijital izleyicisi ünlülere mesafelidir, açık kanalların izleyicileri ise sıcak ve samimi. Oyunculara sevildiklerini hissettiren kitle de budur. O yüzden oyuncu yıllar içinde iyi para kazanır, ama kitlelerden uzaklaşır.
‘Yönetmen Yılmaz Erdoğan’ kitabını okuyunca anladım ki Kanal D’de ekrana gelen ‘İnci Taneleri’nin yaratıcısı ve yıldızı da benimle aynı fikirde... İşte Yılmaz Erdoğan’ın bu konuda söyledikleri.
“Bir kere dijital kanalların vaat ettiği şeyi gerçekleştiremediğini görüyorum. Hiçbir yönüyle tercih edilecek bir alan gibi değil.
Seyirciyle bir ilişkisi yok. Yani ana kitle, ana gövdeyle bir bağı yok. Bağın olmadığı zaman da senin aslında kariyerinin gidişatını da büyük seyirci kitlesi belirler. Yoksa sen iş yapıyorum zannederken yavaş yavaş aşağıya doğru formsuz bir
MÜYORBİR’in etkinliğinde Melek Mosso’yla kısa sohbetimizden aldığım notları köşemde paylaşmıştım. Mosso’nun, Yeşilçam filmi tadındaki öyküsünü detaylı olarak öğrenip, okurlarımıza aktarmanın tek yolu vardı, o da Pazar röportajı… Çok keyifli hatta şimdiye kadar yaptığı en uzun söyleşi oldu. Yakında Bilal Sonses’in üniversitedeyken yaptığı “Canım Acıyor” şarkısını hayranlarıyla buluşturacak Melek Mosso, 78 dakika süren sohbetimizde çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sokakta ve vapurlarda müzisyenlik yaptığı dönemde Kadıköy’de aynı evi paylaştıklarından Abdullah Kaptan’a medya iletişim işlerini, Celal Mihmar’a tur menajerliğini veren, kardeşi Süleyman Mosso’yu menajeri yapan şarkıcının 49/5 dövmesi de o dönemden. Kadıköy’de oturdukları evin kapı numarası bu! Şarkıcıdan yakında Mosso Vakfı’nı kurup, yaptığı yardım işlerini kurumsal hâle getireceğini de öğrendim.
Melek Mosso’nun mutlu sonla biten Yeşilçam filmi tadında bir öyküsü var. Bugünden geriye
Kanal D’de yayınlanan ‘İnci Taneleri’ dizisinin yaratıcısı ve yıldızı Yılmaz Erdoğan ile Necati Akpınar ortaklığında kurulan Beşiktaş Kültür Merkezi (BKM), 2025 yılında 30 yaşında olacak. BKM bu nedenle ‘Yönetmen Yılmaz Erdoğan - Sinema benim çocukluk arkadaşım’ adlı bir kitap çıkardı. A4 boyutunda 184 sayfalık kitapta Erdoğan, sanat yolculuğunu, filmlerini ve BKM’yi anlattı.
Sinema eleştirmeni Mehmet Açar’ın yaptığı nehir söyleşide Erdoğan; ‘Vizontele’, ‘Vizontele Tuuba’, ‘Organize İşler’, ‘Neşeli Hayat’, ‘Kelebeğin Rüyası’, ‘Ekşi Elmalar’, ‘Tatlım Tatlım’ ve ‘Organize İşler: Sazan Sarmalı’ filmlerinin perde arkasına dair birçok bilgiyi ilk kez açıkladı.
Ferhan Şensoy ve Levent Kırca’nın çıraklığını yapan bir senaristin, asistanlığını dahi yapmadığı yönetmenliğe nasıl başladığı da var kitapta, “Sinemanın başka hiçbir şeye göz açtırmayacak kadar kıskanç bir manita olduğunu bilmiyordum” itirafı da.
Arzu Film’in izinde
“BKM,
Şov dünyasındaki insanların iş ilişkilerinin nasıl yürüdüğüne, iki kişi arasında olupbitenin medyaya nasıl yansıdığına dair çok çarpıcı bir haber bu... Önce haberi paylaşmak, ardından da bu konudaki düşüncelerimi aktarmak istiyorum:
“Pop müziğin ünlü ismi Hande Yener ile prodüktör Genco Arı arasında sert rüzgârlar esiyor. Arı’nın ‘Prodüktör’ albümü için stüdyoya giren Yener, o süreçte hasta olduğu için performansını beğenmemiş, Arı’dan kaydı silip şarkıyı yeniden kaydetmesini istemişti. Ses dosyalarında yaşanan bir karışıklık nedeniyle şarkı internete düşünce ortalık karıştı. İddiaya göre; şarkının yayınlandığını hayranlarından öğrenen Hande Yener, çok sinirlendi ve Genco Arı’ya hakaret içerikli mesajlar attı. Arı’nın özür dilemesine rağmen sakinleşmeyen Yener’in sert sözleri, tansiyon sorunu yaşayan ünlü prodüktörün fenalaşmasına yol açtı.
Hastanelik oldu!
Yüksek tansiyon nedeniyle hastaneye
77 yaşındaki bir şarkıcının Spotify’ın 2024 yılı verilerine göre rekor bir başarıya imza atmış olması önemli. Kamuran Akkor’un, ‘Ben Sarhoş Oldum’, ‘Bir Ateşe Attın Beni’ ve ‘Aşk Eski Bir Yalan’ gibi unutulmaz eserleriyle 175 ülkede 76 milyon dinlenme ve 6.84 milyon dinleyiciye sahip olması, şarkıcının gençlerin de gözdesi olduğunun kanıtı. Çünkü Spotify, ağırlıklı olarak gençlerin müzik dinlediği bir platform.
Spotify’ın, “Kamuran Akkor, yalnızca bir sanatçı değil, müziğin nesilleri birleştiren sesi olmaya devam ediyor. Gençlerin müzik ikonu, hiç uzatmadan söylüyoruz; hayranların müziğine bayılıyor” diye duyurduğu sanatçının cumartesi akşamı Ataşehir’deki Bi Cunda Masalı’nda konseri vardı.
O akşam sanatçıyı dinlemeye gelenlerin kimler olduğunu, hangi şarkılarına eşlik ettiğini gözlemlemek için gittim Bi Cunda Masalı’na.
Önce Kamuran Akkor’un sahnesine dair aldığım notları paylaşmak istiyorum, ardından da Bi Cunda Masalı’na dair birkaç dipnot...
Pınar
Oynadığı 200’den fazla filmde canlandırdığı karakterlerle sinemaseverlerin hafızalarında iz bırakan Aliye Rona hakkında yazılmış bir kitap okudum. Arın Dilligil Bayraktaroğlu’nun, ‘Bir Aliye Rona Vardı’ kitabında oyuncunun hayatı roman tadında aktarıldı okuyuculara... Aliye Rona’nın çocukluk, gençlik ve oyunculuk yıllarına dair birçok ayrıntının olduğu kitapta filmleri ve meslektaşlarıyla ilgili bölümler de var.
Fakir Baykurt’un 1959’da Remzi Kitabevi’nde çıkan ‘Yılanların Öcü’ romanının üç yıl sonra film yapılması ve oyuncunun efsane ‘Irazca Ana’ karakteriyle buluşması da var kitapta.
Bir gün telefonla yönetmen Metin Erksan aradı. “Aliye Hanım, sizinle bir proje için görüşmek istiyorum. Benim yazıhaneye teşrif eder misiniz?” dedi. Aliye, verilen adrese gittiğinde Erksan’ın yanında Fikret Hakan’ı gördü.
Metin Erksan, “Fakir Baykurt’un ‘Yılanların Öcü’ romanını filme çekmek istiyorum. Irazca Ana’yı oynamak ister misin?” diye sordu.
Fikret
Bu devirde bir yılda vizyona giren dört filmin afişine adını yazdırmak her oyuncuya nasip olmayacak bir başarı. Çoğu oyuncu filmsiz yıllar geçirirken Erkan Kolçak Köstendil’in bu hafta 2024’teki dördüncü filmi seyirciyle buluştu. Köstendil; “İyi Bir Aile Değiliz”, “Tezgâh” ve “Zwijgrecht”ten sonra bu hafta vizyona giren dördüncü filmi “Şımarık”taki rol arkadaşları Kerem Bürsin, Melis Sezen ve Ahmet Mümtaz Taylan… Yönetmenliğini Onur Ünlü’nün üstlendiği “Şımarık” filminde psikolog Sami’yi oynayan Köstendil ile kaleciliğini yaptığı Art Milli Takımı, oyunculuk ve dünyasını değiştiren oğlu Marsel’le ilişkisi üzerine keyifli bir söyleşi yaptık.
Kerem Bürsin’le oynadığınız “Şımarık” nasıl bir film?
“Şımarık” bir aksiyon komedi filmi. Bir Rus filminden uyarlama. Komedinin evrenselliği adına da önemli bir çalışma. Bence insanların güzel vakit geçirecekleri, ana akımın ihtiyacı olan bir film.
Filmin orijinalini
Nişantaşı’ndaki tarihi Taş Konak’taki Kalyon Kültür, 30 Kasım’dan bu yana İngiliz sanatçı Ian Berry’nin sergisine ev sahipliği yapıyor! ‘Denim Ötesi’ (Beyond Denim) adlı sergide, sanatçının giyilmiş denim kumaşlarının sadece indigo tonunu kullanarak yaptığı ilginç eser var. 14 Şubat’a kadar sürecek sergi, Kalyon Kültür’deki tüm sanatsal etkinlikler gibi ücretsiz.
Dünyada benzeri olmayan sergiyi Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu ve Kalyon Holding Sosyal ve Kültürel İşler Komitesi Başkanı Reyhan Kalyoncu’yla gezdik.
Kalyoncu çifti, Kalyon Kültür’e davet ettikleri bir grup basın mensubuna verdikleri yemekte yaptıklarını ve yapacaklarını da anlattı.
80’inci yılını kutlayan Kalyon Holding’in şimdiye kadar ülke ekonomisine değer katan dev yatırımların yanı sıra toplum için sosyal fayda üreten birçok projeye imza attığını vurgulayan Kalyoncu, şunları söyledi:
“Türkiye’nin en büyük havalimanını (İstanbul) yapmaktan, KKTC’ye denizaltından su götürmekten,