Mardan Palace’da Ufuk Özkan’la karşılaşınca Çırağan Oteli’nde bellboyluk yapıp yapmadığını sordum. Özkan “Doğrudur” deyip anlatınca Şoray Uzun da Galleria’da güvenlik elemanı olarak çalıştığını ve satırı kendisine ait olmayan Bülent Oran röportajıyla nasıl ‘Yılın Umut Vaat Eden Gazetecisi’ seçildiğini anlattı
Oyuncu ve sunucu Ufuk Özkan’la, Mardan Palace’ın genel müdürü Cumhur Özen’in bir zamanlar Çırağan Oteli’nde bellboyluk yaptıklarını duyduğumda inanmadım. “Şehir efsanesi”dir bu diye düşünmeme rağmen hafta sonu Mardan Palace’da karşılaşınca Ufuk Özkan’la, sormadan edemedim bunu ona.
Özkan, “Doğrudur” deyince, devamını istedik haliyle, o da anlatmaya başladı bize:
“1994 yılında liseyi birinci olarak bitirmiştim. Samsun’dan İstanbul’a geldim, konservatuar sınavlarına girdim ama kazanamadım. O saatten sonra Samsun’a dönüp, nasıl anlatırdım bunu babama? Çırağan’da çalışan bir akrabamız vardı, onun sayesinde bellboy olarak işe girdim. 10 bellboyduk, maaşımız çok komik ama aldığımız bahşişler süperdi. Sonra ben konservatuarı kazanıp, bıraktım işi. Cumhur da yıllar sonra Mardan Palace’a müdür oldu.”
Özkan’ın gençlik maceraları ‘Seksenler’in başrol oyuncusu ve ‘Cevap
Halit Ergenç, oyuncu olarak ödül almadı ama alanları hep alkışladı. Ergenç, ‘İşler Güçler’ ekibini ve kendisinin de aday olduğu ‘Drama Dizisi En İyi Erkek Oyuncu’ kategorisinde ödülü alan Kenan İmirzalıoğlu’nu ayakta alkışladı. Dikkat ettim alkışlarının hiçbiri öylesine değildi, gayet samimi ve içtendi
Cumartesi akşamı sahiplerini bulan ‘4’üncü Antalya Televizyon Ödülleri’nin 13 jüri üyesinden biriydim.
Adayın bol, beklentinin yüksek olduğu bir yarışmada jüri üyeliğinin kolay bir iş olmadığını bir kez daha yinelemeliyim.
34 kategoride 169 oyuncu, televizyoncu ya da yapım arasından 34’ünü branşlarının ‘en iyi’si olarak seçip, ödüllendirmek ne demek?
‘Komedi Dizisi En İyi Erkek Oyuncu’ kategorisinde ödülü ‘İşler Güçler’den Ahmet Kural’la Murat Cemcir’e paylaştırarak 35 kişiyi mutlu ederken, 134 kişi Antalya’dan ödülsüz dönmüş oldu.
Bu yıl dördüncüsü yapılan Türkiye’nin en prestijli televizyon ödüllerinde ilk üçe ya da ilk beşe kalarak finalist olmak da aslında başlı başına bir ödül.
‘Muhteşem Yüzyıl’ın ‘Hürrem’i Meryem Uzerli, ödülünü alırken yaptığı konuşmada öyle güzel anlattı ki bunu.
İki yıldır “Antalya Televizyon Ödülleri”nde hem ön, hem ana jüride birlikte görev yaptığımız Sabah’ın TV eleştirmeni sevgili Yüksel Aytuğ, köşesine taşımasaydı, yazmayı düşünmüyordum bu konuyu...
Madem ki Aytuğ, “Antalya Televizyon Ödülleri”nde “Yeni Sezon Dizisi” kategorisi açılmasına karşı “şerh”i olduğunu yazdı, o zaman bana “cevap hakkı” doğdu. Çünkü “4. Antalya Televizyon Ödülleri”nde “yeni sezon dizileri”nin ayrılması gerektiği fikrini ortaya atan, savunan ve bunu kabul ettiren benim.
Peki bunu niye yaptım?
Yıllardır bu tür yarışmaların jürilerinde görev yapıyorum.
Varsayalım “Yılın Müzik Ödülleri” belirlenecek ve kadın şarkıcı adayları arasında Ajda Pekkan, Sezen Aksu gibi starlar da var, Sıla, Hadise gibi yeni isimler de... “Gidin işinize Allah aşkına! Ajda Pekkan gibi bir ‘Süperstar’ varken Hadise’ye verirsek ödülü, hadise çıkar, tefe koyarlar bizi” diyen ne jüri üyeleri gördüm. İbrahim Tatlıses’in yarıştığı kulvarda, rakipleri ağzıyla kuş da tutsa, ödül alamadı yıllarca...
“Muhteşem Yüzyıl gibi bir dizi varken, bu sene iyi iş yapmasına rağmen seneye aynı başarıyı sürdürüp - sürdürmeyeceğini bilemediğimiz yeni bir diziye ödül vermek olmaz” diyenlere de
ABD’li kariyer planlama şirketi Career Cast’ın 25’incisini yaptığı ‘Yılın Mesleği’ araştırmasının sonuçları ilginç. Mesleklerin ‘ortam’, ‘gelir’, ‘stres’ ve ‘görünüm’ gibi kriterlerle değerlendirildiği araştırmaya göre 2013’ün en iyi mesleği, ‘aktüerlik’!
Finansal risk değerlendirme ve çözüm uzmanlığının ‘Yılın Mesleği’ seçilmesinin nedeni ‘tamamen duygusal’...
Çünkü yılda ortalama 91 bin dolar kazanıyor Amerika’da bu işi yapanlar.
Bu işin ardından yıllık kazançları birkaç bin dolar daha düşük olan biyomedikal mühendisliği ve yazılım mühendisliği geliyor...
Şimdi geliyorum işin en ‘bomba’ tarafına...
Aynı araştırmaya göre Amerika’da ‘en kötü meslek’ gazete muhabirliği...
Çünkü yıllık kazançları 35 bin dolar...
Serdar Ortaç’ın yalan konuşup konuşmadığını anlamak için onu yalan makinesine oturtmaya gerek yok. Her şey ortada. Fenalık geldi Ortaç’ın casino PR’ı için yaptığı numaralar ve söylediği kumar yalanlarından
Serdar Ortaç, 20 yılda 50 milyon dolar para kaybettiği kumarı bırakmış sonunda. Yıllar önce, ‘kumar hastalığı’na dair ilginç bir belgesel izlemiştim Discovery’de.
Bilimadamlarının Las Vegas kumarbazları üzerinde yaptığı araştırmanın ortaya koyduğu sonuç şuydu:
“Kumar, tedavisi en zor alışkanlıklardan biridir. Çünkü kumarbaz, beyindeki iki lobun yaptığı salgının esiridir. Kumarbazlar, kendilerine bile yalan söyler. Kumarbaz, ‘Bu son’ der, ama yine oynar.”
Bu belgeseli izlememiş, kumarcıların aynı zamanda nasıl yalancı olduklarını bilmemiş olsam, Ortaç’ın kumarı bıraktığına da inanırdım, ‘kaybettim’ dediği paraya da!
Bu yüzden de sıcağı sıcağına girmedim konuya.
Çünkü adım gibi biliyordum, Ortaç’ın ‘Dansöz’ şarkısını hatırlayıp, lafın belini kıracağını.
Müjdat Gezen, ‘Naftalin Bozulmuşsa’ adlı kitabında sadece hakkında açılan davaların tutanaklarına yer vermemiş, kendi kendiyle söyleşi yaparak olaylara açıklık getirmiş. Birkaç isim ve olay hakkında görüşlerini de yazan Gezen, Cem Yılmaz’a da dalıyor ama ne dalış
Buenos Aires’ten dönüş yolunda Müjdat Gezen’in geçen ay çıkan ‘Naftalin Bozulmuşsa’ adlı kitabını okudum uçakta.
Gezen, ‘Nehir Söyleşiler’e gönderme yapmak için tarzının adını ‘Dere Söyleşileri’ koyduğuna göre anlayın farkını.
Gezen’in “Ben” olarak sorduğu “Kendim” diye yanıtladığı ilginç bir kitap bu.
Aslında, düşünceleri yüzünden yargılanan bir sanatçının, bu süreçte yaşadığı ‘Aziz Nesin’lik olaylar’ı tarihe not düşme çabası da diyebiliriz buna.
Gezen, kitapta sadece hakkında açılan davaların tutanaklarına yer vermedi, ‘Naftalin Bozulmuşsa’da, kendi kendiyle söyleşi yaparak da olaylara açıklık getirdi. Gezen, kitabı daha renkli hale getirmek için de, birkaç isim ve olay hakkındaki görüşlerini de serpiştirdi bozulmuş naftalinin arasına.
Arjantin’de aldığım notları paylaşacağım bugün. Bazı şeyler bana o kadar tanıdık geldi ki, yazdıklarımı okuduğunuzda eminim siz de yaşayacaksınız aynı duyguyu
Buenos Aires’te ilk gittiğimiz yer, Eva Peron’un mezarı oldu. Girişte ziyaretçilere, kimin nerede yattığını gösteren kroki sattıklarına göre anlayın mezarlığın büyüklüğünü... Görkemli bir yığın anıt mezar gibilerin yanında Evita’nınki sıradan.
Buenos Aires’te kaldığımız süre içinde bize hem şoförlük, hem rehberlik yapan George, sonra Caminito La Boca’ya götürdü bizi. Bizim Ortaköy’ün benzeri bir yer ve mini bir Arjantin adeta La Boca. 3-4 sokaktan ibaret ama bu küçük yerde Arjantin’e özgü her şey var. Hediyelik eşya satan yerler ve bolca restoran-kafe... Her birinin önünde podyum ve günün her saatinde canlı müzik eşliğinde tango yapan çiftler. Tangocuların davetiyle bir anda kendilerini pistte buluyor turistler.
82 yaşında eli cebinde gayet cool bir şekilde şarkı söyleyen Julio’nun sahneden indikten sonra şapkasını eline alıp, müşterilerden bahşiş istemesi ilginçti.
Dikkat çarpılırsınız!
Endemol’ün format sattığı 32 ülkeden sadece Türkiye’de, ‘Fear Factor’ börtü böceksiz ekrana gelecek. Daha yayınına birkaç ay var ama şimdiden alacağı reytingi merak etmeye başladım. Bakalım, böceksiz ‘Fear Factor’, böceklisinden daha az mı, yoksa çok mu reyting yapacak?
‘Fear Factor’, formatlarıyla ünlü Hollandalı yapım şirketi Endemol’a ait bir yarışma. Endemol, yarışmacıların korkularıyla yüzleştiği bu ilginç yarışmayı dünyanın pek çok ülkesine sattı. Şu an itibarıyla programı yayınlayan ülke sayısı 32... Hangi ülke yayınlarsa yayınlasın, çekildiği yerler aynı: Arjantin ve Güney Afrika.
Sadece Amerikalılar, ‘Fear Factor’ü ülkelerinde çekiyor, diğer ülkelerse çoğunlukla Arjantin’de mevsim durumuna göre bazen de Güney Afrika’da... Bunun sebebi, ‘tamamen duygusal’... Maliyetin en düşük ve ortamın en uygun olduğu ülkeler bunlar. ‘Fear Factor’ün mucidi biz değiliz ama yarışmadaki bu ilginç değişikliği dünyada yapan tek ülkeyiz. 10 yıllık yarışma tarihinde ilk kez ‘börtü böcek’siz olacak. Çünkü FOX, Endemol Türkiye’den böyle bir ‘Fear Factor’ istedi.
Fox ceza riskini göze alamadı