İstanbul - Boines Aires arası az boz bir yolculuk değil... Yeşilköy’den 09.45’te havalanan Türk Hava Yolları’nın Erzurum uçağı Brezilya Sao Paulo’ya vardığında Türkiye’de çoktan gece olmuştu. Uçağımız yakıt ikmali için San Paulo’ya indiğinde Türkiye’de saatler 22.45’i gösteriyordu.
13 saatlik uçuşla bizi Sao Paulo’ya getiren THY’nin uçuş ekibi değişti, yeni ekip geldi.
Yakıt ikmali, temizlik derken 1 saat 45 dakika sonra uçak yeniden havalandı.
İstanbul’da 09.45’te bindiğimiz THY uçağından Boines Aires’te indiğimizde saatler 03.05’i gösteriyordu.
Yaklaşık 17 saat bir uçağın içinde kalmak ne demek?
Kitap okumak, uyumak ve film seyretmekten başka alternatifiniz yok...
Arjantin seyahatinin uzun süreceğini bildiğim için Allah’tan bolca kitap aldım yanıma... İlk, gazeteci Tuğrul Sarıtaş’ın “Bedava Pirzola” kitabını okudum. Uçağımız İstanbul’dan havalandıktan bir süre sonra gazete okuma faslı bitince bu kitabı aldım elime...
‘Hükümet Kadın’ filminde Demet Akbağ’ın çocuklarından birini oynayan Bahadır Efe, adeta Mahsun Kırmızıgül’ün ikizi gibiydi. Efe, dersine öyle çalışmış ki, sesi, tavrı ve hareketleriyle jüri başta olmak üzere salondaki herkesin takdirini kazandı
Show TV’nin şimdiye kadar cuma ve cumartesi akşamları yayınladığı, bu haftaysa tek güne indirdiği ‘Benzemez Kimse Sana’ yarışmasının çekimleri pazartesi akşamları yapılıyor.
Bu hafta ekrana gelecek bölümlerin çekimlerini takip etmek için beş saatimi sette geçirdim. 17.00’de gittiğim setten 22.00’de ayrıldım, 8 saat sonra da Arjantin’e uçtum.
İzleyebildiğim bölümde şu çekimler yapıldı.
Gamze Topuz, Nil Karaibrahimgil oldu ‘Ben Ona Resmen Aşığım’ı söyledi. Nuri Alço, Tanju Okan’ı canlandırdı, ‘Öyle Sarhoş Olsam Ki’yi okudu. Ayşenur Yazıcı, Emel Sayın’dan ‘Feride’yi yorumladı, Bahadır Efe’yse Mahsun Kırmızıgül’ün ‘Belalım’ını.
Gamze Topuz’la Nuri Alço’nun performansları ‘idare eder’, Ayşenur Yazıcı’nınki ‘şahane’, Bahadır Efe’ninkiyse muhteşemdi.
‘Hükümet Kadın’ filminde Demet Akbağ’ın canlandırdığı karakterin çocuklarından birini oynayan Bahadır Efe, adeta Mahsun Kırmızıgül’ün ikizi gibiydi.
Fox’un evlilik programı ‘Su Gibi’nin sunucusu Uğur Arslan’ın ‘Aşkın Kanununu Yazsam Yeniden’ adlı kitabını okudum...
Nasıl bir kitap bu?
Bunun yanıtını Arslan, ‘Başlarken’ bölümünde şöyle açıkladı: “Altı yıl süren iki kitaplık çalışmanın ilki bu. Sadece kendi fikirlerimiz ya da yaptığımız TV programlarından deneyimlediğimiz ve gözlemlediğimiz evlilikler değil, çok ciddi profesör, araştırmacı, üniversite ve araştırma şirketlerinin yaptığı, aşk, ilişki ve evlilikle ilgili kamuoyu araştırmalarına da yer verdik.”
Arslan’ın kitapta yer verdiği araştırma sonuçları, hem bilgilendirici, hem eğlenceli.
Bazı araştırmaların sonuçları öylesine tanıdık ki!
Arslan’ın ‘Bitirirken’ bölümünde yaptığı şu saptamayı da çok beğendim:
“Aşkın kanunu yoktur. Hatta aşk, kanunsuzluğu sever. Fakat evliliğe gidiyorsa aşkın yolu, o zaman kanunlarını koymak gerekir. Bugün siz aşkın kanununu koymazsanız, yarın avukat ve hakim, mahkemede Medeni Kanunu koyar önünüze.”
18’inci Sadri Alışık Tiyatro-Sinema Oyuncu Ödülleri’ne aday gösterilenler açıklandı. Adaylar arasında iki film ve iki başrol oyuncusu dikkatimi çekti. Erden Kıral, Çolpan İlhan, Filiz Akın, Fehmi Yaşar, Burak Göral, Burçak Evren, Tülin Özen ve Prof. Dr. Bülent Vardar’dan oluşan Sinema Seçici Kurulu, Sinema Kadın Oyuncu kategorisinde şu oyuncuları aday gösterdi:
Neslihan Atagül/Araf
Devin Özgür Çınar/Geriye Kalan
Nihal Erdönmez/Gözetleme Kulesi
Selen Uçer/Can...
Normal mi, değil...
‘Kuçu Kuçu’yu pazar akşamı izledim Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde. Özgü Namal’la Selen Uçer’in canlandırdığı iki karakter arasında sadece söz düellosu olmuyor, fiziki mücadele de yaşanıyor. Kan çıkaracak ölçüde hem de
Özgü Namal’la Selen Uçer’in iki kişilik oyunu ‘Kuçu Kuçu’yu pazar akşamı izledim Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde. Adından da anlaşılacağı gibi oyunda bir köpek mevzusu var ama bu bildiğimiz köpek değil, insanın insana ‘köpek çekme’ durumu
‘Melis’le (Özgü Namal) ‘Melda’ (Selen Uçer) adlı iki kadın arasında geçen iktidar, hırs, intikam ve ego savaşı ‘Kuçu Kuçu’...
‘Melda’, özel adası bile olan zengin bir adamın depresif eşi, ‘Melis’se matematik öğretmeni. ‘Melis’in eşi üç yıl işsiz kaldıktan sonra ‘Melda’nın kocasına ait holdingte işe başlar. Aradan birkaç ay geçtikten sonra patron, onu ve eşini, kendine ait adadaki evine davet eder yemeğe... ‘Melis’, eşinden önce adadaki eve gidince, olanlar olur...
‘Melda’nın aslında bu randevuyu, ‘Melis’le ilkokul yıllarından kalan eski bir hesabın rövanşı için günler öncesinden planladığı ortaya çıkar. İlkokul yıllarında kendisinden başka kimsenin yüz vermediği ‘çirkin ördek yavrusu’ Meliha Darıcı’nın tip ve kimlik
Yıllık albüm satışının 50 milyondan 8 milyona gerilediği bir ülkede ‘Türkiye Müzik Ödülleri’ değil, ‘Müzik Oscarları’ dağıtsanız, hikaye...
‘Kral TV Ödülleri’nin adı ‘Türkiye Müzik Ödülleri’ oldu da ne oldu? İsim ve ödül heykelciğinden başka değişen bir şey olmadı.
Adı ‘Türkiye Müzik Ödülleri’ olunca birkaç gömlek daha iyi bir gece bekliyordu birçok insan...
İşin şov kısmını ne kadar görkemli yaparsanız yapın, sonuçta finale kalanlar ve ödül alanlar ortada...
Ortalama 8 milyon civarında albümün basıldığı bir yılda ‘Türkiye Müzik Ödülleri’ni kazananlara birlikte göz atalım:
Mustafa Ceceli, Demet Akalın, Göksel, Seksendört, Ziynet Sali, Erdem Kınay, Mehmet Erdem, Gülden Mutlu, Erkan Oğur ve ‘Orhan Gencebay ile Bir Ömür’ projesi.
Yılda 50 milyon civarında kasetin satıldığı 1983’te çalıştığım haftalık magazin gazetesi Merhaba’dan o yıl ‘Müzik yıldızı’ olarak ödül alanlara dikkatinizi çekerim:
Yıllık albüm satışının 50 milyondan 8 milyona gerilediği bir ülkede ‘Türkiye Müzik Ödülleri’ değil, ‘Müzik Oscarları’ dağıtsanız, hikaye...
‘Kral TV Ödülleri’nin adı ‘Türkiye Müzik Ödülleri’ oldu da ne oldu? İsim ve ödül heykelciğinden başka değişen bir şey olmadı.
Adı ‘Türkiye Müzik Ödülleri’ olunca birkaç gömlek daha iyi bir gece bekliyordu birçok insan...
İşin şov kısmını ne kadar görkemli yaparsanız yapın, sonuçta finale kalanlar ve ödül alanlar ortada...
Ortalama 8 milyon civarında albümün basıldığı bir yılda ‘Türkiye Müzik Ödülleri’ni kazananlara birlikte göz atalım:
Mustafa Ceceli, Demet Akalın, Göksel, Seksendört, Ziynet Sali, Erdem Kınay, Mehmet Erdem, Gülden Mutlu, Erkan Oğur ve ‘Orhan Gencebay ile Bir Ömür’ projesi.
Yılda 50 milyon civarında kasetin satıldığı 1983’te çalıştığım haftalık magazin gazetesi Merhaba’dan o yıl ‘Müzik yıldızı’ olarak ödül alanlara dikkatinizi çekerim:
Cem Yılmaz, komedide tartışmasız Türkiye’nin 1 numarası... Yazıp - oynadığı filmler, stand up gösterileri ve oynadığı reklamlarla yıllardır zirvedeÖ
Yılmaz, bugüne kadar televizyon işine hiç bulaşmadı nedense...
Yılmaz, mevcut işlerden yeterince para kazandığı için mi ayrıca TV’ye bir şey yapmak istemedi, yoksa asıl sebep reyting endişesi mi?
Yıllardır merak edilen bu konuya komedyen, D-Smart’ın dergisinde yanıt verdi. İşte Yılmaz’ın bu konuda söyledikleri:
“Televizyonda içerik üretmeyle ilgili sıkıntım yok. Televizyonun şu anki tarzıyla dizi film üretmek ya da burada rol almak veya program hazırlamak bana ağır ve zor gelen mesailer. Ama bir yandan da hep TV için ne üretebileceğimi düşündüm. TV için orta metrajda öyküleri, kısa filmlere dönüştürmek gibi fikirlerim var. Sahnede yaptığım işler gibi bunların da ilgi çekeceğini düşünüyorum, ama kalabalıkların izlediği dizilerle de mücadele edebileceğine inanmıyorum. Bu tür lüks işler orada çok çabuk harcanır.
Hem sinema hem televizyon için bir dinamo kitle var. Onlar, yüzdeye çok etki eden insanlar değiller. Bu kitleyle aynı programları izlediğimi düşünüyorum ve bu tür işler yapmak istiyorum. Bakalım; umarım televizyona