The Sun’ın, ünlülerin uçak seyahatlerinden çekilen bol bavullu fotoğraflarla yaptığı haber çok eğlenceli. Hemen aklıma Bülent Ersoy geldi. Diva, dünya starları gibi dünya turuna çıkıyor olsa, herhalde bindiği uçağın bagajında onun marka bavullarından yer kalmaz diğer yolculara
Bayıldım bu habere. Çünkü müthiş eğlenceli. Fotoğrafı bol, yazısı az bir haber, ama olsun. Her fotoğraf karesi, birkaç sayfa yazıdan daha etkili. Uzun uzun düşündürüyor sizi. Bir kere emek, sabır ve zeka ürünü bir haber.
The Sun’un editörleri zaman içinde gördükleri ünlülerin uçak seyahatlerinden bol bavullu fotoğraflarını kaydedip, arşivledi.
The Sun, sonunda Britney Spears, Shakira, Jennifer Lopez, Paris Hilton, Victoria Beckham, Lindsay Lohan, Onre Direction, Katie Price ve Rihanna gibi yıldızların uçak seyahatlerinden çekilen bol bavullu fotoğrafların yer aldığı haberi yayına koydu.
Onca ünlünün içinde en çok Paris Hilton’un bavullarını beğendim.
Hiç değilse bir tarzı var hanımefendinin.
Şeyda Coşkun için ‘diyetisyen’ yazanlar bile var. Hakkında çıkan haberlerden anladığım kadarıyla Coşkun beden eğitimi öğretmeni. “Spor hocası”na eyvallah, ama “Diyetisyen” diyemezsiniz ona. Çünkü yok öyle bir eğitimi. “Diyetisyen Şeyda Coşkun” diye yazıp, kandırmayın milleti!
“Ben sıradan hayatı olan bir kadınım. Şöhretli değilim, sanatçı kişiliğim yok. Neden gündeme geliyorum anlamadım?”
Bu sözlerin sahibi kim biliyor musunuz?
Son zamanlarda magazin sayfalarında sıkça haberini gördüğümüz Şeyda Coşkun.
Öyle yıllar önce falan da değil, daha geçen sene sarfetti bu sözleri.
Şeyda Coşkun bile, sorguluyor kendine atfedilen şöhreti. Biz neden sorgulamıyoruz, anlamadım gitti.
Şeyda Coşkun kim?
İnsanların cep telefonları varken, iş telefonlarını özel hattı gibi kullanmalarına oldum olası karşıyım. İnsanlara, iş telefonlarıyla yaptıkları bütün görüşmelerin şirket tarafından kaydedildiğinin tebliğ edilip edilmediğinin hukuk açısından yok mudur hiçbir önemi?
“İş telefonunda özel hayat olmaz...”
Bir mahkeme, baktığı bir davada böyle bir karar verdi ve Yargıtay da bunu onadı. Aslında doğrudan bu konu için açılmış bir davadan çıkmış değil bu karar.
Başka bir davanın ayrıntısı bu. AHT muhabiri Serdar Kulaksız’ın haberine göre, özel bir şirkette çalışan iki kişi, bir süredir sorun yaşadıkları patronlarının yurt dışında olduğu sırada, işyerlerinin bilgisayarlarındaki şirkete ait tüm bilgileri sildi.
İki çalışan, patron geldikten sonra da işten ayrıldı.
Bilgisayarlardaki şirkete ait kayıtlarının silinmesi yüzünden zarara uğradığını iddia eden patron, iki eski çalışanı hakkında dava açtı.
İşveren, iki kişinin suçu işlediklerine dair telefon görüşmelerini mahkemeye delil olarak sundu. Davalılar, konuşma kayıtlarının özel hayata girmesi sebebiyle delil sayılamayacağını belirtip, itiraz etti.
Her albümde kulvar değiştiren Sam, sevenlerine bir sürpriz daha yapacak pek yakında. Karadeniz müziği, sanat müziği, pop, hip hop ve arabeskten sonra bu kez tango şarkılarından oluşan bir albüm hazırladı Sam. Dinledim yeni albümünü, müthiş
Şevval Sam, şimdiye kadar beş albüm yaptı. Sam, 2006’da çıkan ‘Sek’ adlı albümünde, üçü enstrümantal olmak üzere Türk sanat müziğinin 20 eserini okudu.
Sam, 2007’de bu kez içinde modern etnik ritimli müziklere eşlik ederek hazırladığı ‘İstanbul’s Secrets’ adlı albümle çıktı dinleyenlerinin karşısına.
Şevval Sam’ın sürprizleri bunlarla bitmedi.
Merhum şarkıcı Kazım Koyuncu’nun ‘Ben Seni Sevduğumi’ türküsünü hip hop tarzı düzenleme eşliğinde okuyan Sam, ‘Karadeniz’ adlı üçüncü albümünde 16 Karadeniz türküsünü yeniden yorumladı.
Şevval Sam, 2010’da bir kez daha kulvar değiştirdi ve 70’lerin en popüler arabesk şarkılarından oluşan ‘Has Arabesk’i çıkardı.
Şevval Sam, ilk albümünün üzerinden altı yıl geçtikten sonra sil baştan yaptı.
‘Popstar 2013’te, Orhan Gencebay ve Bülent Ersoy ‘ağır siklet’, Demet Akalın’la Serdar Ortaç ‘hafif siklet’, sunucu Burcu Esmersoy’sa onların yanında ‘tüy siklet’. Yapımcının ve yayıncının bir şey diyemediği ‘Diva’ya ‘Tüy siklet’ sunucu hükmedebilir mi?
Şimdiye kadar hiçbir bölümünü baştan sona kadar izlemediğim için bir şey yazmadım Popstar 2013 hakkında.
Nihayet başından sonuna kadar izleme şansım (!) oldu ‘Popstar 2013’ü.
Canlı yayın başladığında dört jüri üyesinden sadece Serdar Ortaç ve Demet Akalın vardı stüdyoda.
Sunucu Burcu Esmersoy, Orhan Gencebay’ın ‘Akil İnsanlar’ın ilk toplantısında olduğunu, oradan geleceğini söyledi.
Sunucunun Bülent Ersoy’un olmamasına ilişkin duyurduğu gerekçe ilginçti:
“Bülent Hanım da hazırlanıyor kuliste. Hazır olunca o da katılacak aramıza.”
Alice’yi takip edenler hatırlayacaktır, bir ay önce bütün şifreli yayınları çözdüğü iddiasıyla televizyonlarda reklamları yapılan uydu alıcılarına ilişkin bir yazı yazmıştım.
İlk günkü kadar yoğun olmasa da bu konudaki şikayetler gelmeye devam ediyor bana...
“Bütün şifreleri çözen TRT Bandrollü uydu alıcısı” reklamlarıyla tüketicilerin nasıl kandırıldığını, Uydu Elektronik İletişim İş İnsanları Derneği TUYAD’ın şu açıklamasıyla bir kez daha sunuyorum kamuoyunun dikkatine:
“Uydu alıcı cihaz satışında son günlerde tüketiciyi yanıltıcı reklam kampanyalarıyla satışlar yapılmaktadır. Birçok TV ve radyo kanalında pazarlama programlarında normal bir uydu alıcısı (Receiver) olduğundan daha farklı tanıtımı ve satışı yapılmaktadır.”
Sadece tasarımı değişik!
“Sadece tasarımı değişik olan ve standart kutu tipinden teknik özellik olarak hiçbir farkı bulunmayan TV arkası (Skart tip ya da Mini Skart tip) uydu alıcıları, masa üstü modellerinden farklı gibi tanıtılmakta ve tüketici yanıltılmaktadır.
En önemli yanılgı ise tüm şifreli kanalları çözme özelliği konusundadır. Standart donanıma sahip hiçbir cihaz şifreli kanalları çözemez. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Pay TV’ler,
Araştırma ve danışmanlık şirketi Xsights’ın, yaptığı ankette, ‘En çok izlenen’in aynı zamanda ‘en beğenilen’ olmadığı ortada. O zaman şu soru geliyor akla. Beğenmediği bir televizyon kanalını ya da programı niye izler bir insan?
En çok izlenen program, aynı zamanda en çok sevilen yapım mıdır? Reyting, hangi programı dakikada kaç kişinin izlediğini gösterir. Bir programın ya da ekran yüzünün reytingiyle, beğeni düzeyinin aynı olup olmadığını ortaya koymak için ayrı bir araştırma yapmak gerekir.
Marketing Türkiye, böyle bir çalışmaya yer verdi son sayısında.
Pınar Akbıyık Yıldız’ın hazırladığı dosyayı ‘İşte kumandanın en popülerleri’ başlığı kullanan dergi, Xsights’ın televizyon kanalları ve programlara dair yaptığı sekiz ankete de yer verdi.
Çok çarpıcı sonuçlar var ortaya çıkan tablolarda.
Dergide, anketin ne zaman, kaç kişiyle, hangi illerde yapıldığına dair kimlik bilgileri yok. Araştırma ve danışmanlık şirketi Xsights, çalışmalarını takip ettiğim bir şirket değil. O nedenle ne araştırma ne de şirket hakkında yorum yapabilirim, ama şunu vurgulamam lazım:
Ankete katılanlarla, televizyonların reytinglerini belirleyenler farklı ki, reytingler başka diyor, anketler
Akil İnsanlar Topluluğu’nu mesleklerine göre ‘aydın’, ‘akademisyen’, ‘gazeteci’ diye gruplandıranlar, sıra Hülya Avşar, Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray, Kadir İnanır ve Yılmaz Erdoğan’a gelince “Sanatçı” demiyorlar. Onların üzerlerine ‘Renkli isimler’ etiketi vurdular
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Akil İnsanlar’ın nasıl ve kimlerden oluşacağını açıklarken söylediği şuydu: “Hedefimiz şu, 7 siyasi bölgemiz var malum ve bu 7 bölgede 7’şer kişiden oluşan bir akil insanlar kadromuz olacak. Ama bunlar belirleyici olmayacak, bunların bütün gayreti özellikle, yani toplumsal algıyı oluşturmak, onu geliştirmek. Toplumda karşılığı olan, kişilerden oluşan bir akil insanlar oluşturalım diyoruz. Akil insanlar çalışmalarını bir ay içerisinde yürütecekler, bitirecekler.”
49 kişilik ‘Akil İnsanlar Topluluğu’nun kimlerden oluştuğu bugün Başbakan’ın Dolmabahçe’de onlarla yapacağı toplantıda anlaşılacak.
Toplantıdan önce medyaya sızan bir hayli isim var.
Bu isimleri mesleklerine göre ‘aydın’, ‘akademisyen’, ‘gazeteci’ diye gruplandıranlar, sıra Hülya Avşar, Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray, Kadir İnanır ve Yılmaz Erdoğan’a gelince “Sanatçı” demiyor nedense.
Barış gelsin istemiyorlar