Ali Eyüboğlu

Antalya Altın Portakal’da takip edilmesi gereken o kadar çok etkinlik var ki, bir çoğunu kaçırınca insanın içine ukde olacak türden. Kendime program yaptım. ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’, ‘Güzel Günler Göreceğiz’ ve ‘Fedakâr’ kaçırmayacağım filmler arasında

8-14 Ekim tarihleri arasında Antalya’da olacağım. Çünkü ‘48’inci Altın Portakal’ var bu tarihlerde Antalya’da.
“Ne güzel. Festivale gidecekler bir hafta kebap yapacaklar Antalya’da” diye düşünenler olabilir.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’yle AKSAV’ın yaptığı bu yoğun programa rağmen gerçekten de bir hafta ‘yan gelip yatanlar’ olabilir ‘Altın Portakal’ın davetlileri arasında.

Dünya’da 30’dan fazla şehirde ofisi ve ortağı olan, Çin’den Hindistan’a kadar pek çok ülkede internet konusunda ‘parlak fikir sahipleri’ni yatırımcı olarak destekleyen ABD’li işadamı Tim Draper’in konuşması beni dumura ugrattı

Doğuş Yayın Grubu’nun düzenlediği ‘Yeni Medya Düzeni Konferansı’nın ilkine gitmemiştim. 5 Ekim’deki ‘Yeni Medya Düzeni Konferansı II’ye gitmek istememin asıl sebebi ne Wikipedia’nın kurucusu ne de ‘Wikileaks’ın patronu Julian Assange’ın söyleyecekleriydi.
Beni asım cezbeden Tim Draper’in söyleyecekleriydi.
Çünkü DFJ Network’un kurucu ortağı ve yöneticisinin konu başlığı ilginçti.

TFF’nin yöneticileri İstanbul’da onca yer varken Süper Lig’in fikstürünü gider Lig TV’nin stüdyolarında çekerse olacağı bu. Zamanla roller öyle bir karışır ki, sonunda destur çekmek zorunda kalırsın

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), pazar günü Eskişehirspor’la Trabzonspor arasındaki maçın saatini önce 16.00 olarak açıkladı. TFF, bu maçı daha sonra Ankaragücü-Galatasaray maçıyla aynı saate (19.00) aldı.
Süper Lig’in yayıncısı Lig TV’nin yorumcusu Şansal Büyüka da pazar gecesi ‘Maraton’da, Federasyon’un Süper Lig’i ağustostan eylüle erteleyerek kendilerine 10 milyonlarca dolar zarar ettirdiklerini, maçların aynı saatte oynanması nedeniyle maddi kayıplarının sürdüğünü belirtip bu kararı veren TFF’yi eleştirdi.
Sen misin TFF’yi eleştiren?
Al sana yanıt, hem de en ‘serti’nden!
TFF’nin yöneticileri İstanbul’da onca yer varken Süper Lig’in fikstürünü gider Lig TV’nin stüdyolarında çekerse olacağı bu.
Zamanla roller öyle bir karışır ki, sonunda destur çekmek zorunda kalırsın.

Bu hafta bir araya gelecek Bülent Arınç’la, Davut Dursun, TRT Genel Müdürlüğü için başvuru takvimini belirleyip, izleyecekleri yol haritasını çıkaracak ve ondan sonra da süreç başlayacak. İbrahim Şahin’le devam edip etmeyeceği de bu zaman içinde ortaya çıkacak

Bu hafta içinde Ankara’da hükümetin ‘2 numarası’yla önemli bir kurumun ‘1 numarası’ bir araya gelecek. Kimler mi bunlar?
TRT ile RTÜK’ten sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’la Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun.
AK Parti Hükümeti’nin ‘2 numarası’yla RTÜK’ün ‘1 numarası’ bir araya gelip ne yapacak?
Arınç’ın, “İzlerken midem bulanıyor” dediği evlilik programlarının akıbeti mi belirlenecek?
Hayır.

Şovmen tarzı açıklamalarıyla Faik Işık’ı da Derin Futbol’un yorumcularından eski hakem Ahmet Çakar’ı da aynı ölçüde yadırgadım

Aziz Yıldırım’ın eski avukatı Faik Işık’ı tanımam etmem, ama hukukçudan çok, şovmen tarzı açıklamaları nedeniyle kendisini bir türlü sevemediğimin baştan altını çizeyim.
Konuk olarak katıldığı Beyaz TV’deki ‘Derin Futbol’daki söylemi ve eylemi nedeniyle antipatik bulduğumu da belirtmeliyim.
Canlı yayında Faik Işık’ı zıvanadan çıkaran ‘Derin Futbol’un yorumcularından eski hakem Ahmet Çakar’ın, Sabah Pazar’da yayınlanan söyleşisinde yaptığı açıklamaları da aynı ölçüde yadırgadım.

6 cm. topuklu ayakkabılar
Söyleşiyi yapan İbrahim Altay, Faik Işık’ın stüdyoyu terk ederken kendisine “i...” diye seslenmesinin ardından, “Adamsan bekle orada” diyen Çakar’a, sonrasında neler olduğunu soruyor. Çakar’ın verdiği yanıt şu:
“Açık konuşayım; normalde arada canlı yayın olmasa Faik’e ne yapardım bilemiyorum. En son ‘i’ ile başlayan lafı duyunca sonra da bekle geliyorum dedim, ama kaçtı. Kameradan gördüm kaçtığını. Bir de çok kısa boylu olduğu için atom karınca gibi önce otoparktan kaçıyor ve yokuşu tırmanıyor. Görgü tanıklarının anlattığına göre, yukarı

“Muhteşem Yüzyıl” dizisinin yıldızı Nebahat Çehre’nin özel davetlerdeki şıklığını Beymen’e borçlu olduğunu biliyor muydunuz?
Bu yılki “Adana Altın Koza Film Festivali”ne kadar ben de bilmiyordum.
“Altın Koza Film Festivali” tarafından bu yıl “Onur Ödülü”ne layık görülen Nebahat Çehre’nin Adana’daki ödül töreninde giydiği kıyafet ilgimi çekti.
Çünkü, layık görüldüğü ödülün rengiyle uyumlu bir kıyafetti üzerindeki...
Sorunca öğrendim ki, Beymen’in Nebahat Çehre’ye gece için verdiği özel bir kıyafet bu.
Neden mi?
Nebahat Çehre, yıllardır Beymen’in “çok özel müşteri”lerinden biri de ondan...

Ali Ünal, ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ oyuncularının Reina’ya alınmamasıyla ilgili “Reina, mekana gelmek isteyenlere asla onur kırıcı veya aşağılayıcı biçimde davranmamıştır. Sadece kaliteyi korumak, müşterilerin konforu ve huzurunu sağlamak için gerekli önlemleri almaya çalışmaktadır” diyor

‘Öyle Bir?Geçer Zaman Ki’ dizisinin genç oyuncuları sporkıyafetlerle gittikleri Reina’ya alınmamışlardı.

Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinin oyuncularının Reina’ya alınmamasıyla ilgili bir yazı yazmıştım hafta içinde. Reina’nın işletmecisi Ali Ünal, dün üç oyuncuyu niye almadıklarına ilişkin uzun bir açıklama gönderdi bana. İşte Ünal’ın yazdıkları:
“Bu yıl 10’uncu yaşını kutlayan, sadece Türkiye’de değil dünyada haklı bir üne sahip Reina’yla ilgili yazdıklarınızı okuduk. Maruz kaldığımız eleştiriler nedeniyle size kendimizi anlatmak istedik.
Bugüne kadar yabancı konuklarını eşsiz İstanbul geceleri yaşatarak yurt dışında Türkiye’nin tanıtımına bedeli ödenmeyecek büyüklükte katkılar sağlayan Reina, bu noktaya belli prensipleriyle gelmiştir.

Önder Güney’in ‘Türkiye’nin İlkleri’ adlı çalışması, kitapçılarda arayıp da bulamadığımız tarzda. Türkiye’nin ilk ‘Ses Kraliçesi’ ilk yerli CD, ilk kadın itfaiyeci, ilk kez Hollywood’da başrol oynayan Türk ve öldürülen ilk kadın oyuncu gibi her şey bu kitapta

Her hafta en az bir kere turlarım D&R’ın bir şubesini ya da Kadıköy’deki Nezih Kitabevi’ni.
Çoğunlukla da elim boş çıkarım.
Nedeni de şu: