Ali Eyüboğlu

Ümit Ünal’ın yönettiği ‘Nar’ filmi ‘Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Ünal, Facebook’taki sayfasına “Bana verdikleri teselli ödülünün maalesef gözümde hiçbir değeri yok. Ortamı bozmama adına ve nezaket icabı aldığımın bilinmesini isterim” diye yazdı

Film festivalleri ne için yapılıyor?
‘Yılın en iyileri’ni seçmek için.
Jüri, “Bu dalda iki ödül vermeyi uygun bulduk” dedikçe veya ‘özel ödül’ icat ettikçe o yarışmanın özgül ağırlığı azalıyor bence.
Bir yarışmanın özgül ağırlığı nasıl ölçülür?
‘En iyi’ seçilenlerin o yarışmaya verdikleri önemle.

Bir “Altın Portakal Film Festivali” daha geride kaldı.
Anlaşılan o ki, “Altın Portakal”ın organizasyonunda devrim niteliğinde değişiklikler yapmadıkça, her yıl aynı tablo çıkacak karşımıza...
Bu yılki festivalde 1050 konuğu ağırladı “Altın Portakal”...
Ama etkinliklere bakıyorsunuz taş çatlasın 10, 15 ünlü...
Onlar da “Yeşilçam’ın eskileri”...
Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Antalya Büyükşehir Belediye ve AKSAV Başkanı olunca, “Altın Portakal” coşkusunu “Akdeniz Kalkınma Ajansı” kapsamındaki Isparta ve Burdur’a da yayma kararı aldı.
Bu kapsamda “Altın Portakal”ın davetlisi olarak Antalya’ya gelen ünlüler, Isparta ve Burdur’daki korteje katılıp insanlarla kucaklaşıyor.

Bu akşam heyecan dorukta olacak. Yılın En İyileri’ belli olacak. Aslında onca film arasından ‘işte film bu’ denecek 6-7 tane vardı. Gördüklerim ve duyduklarım ışığında öngörüm ve tahminlerim var. Benim için Altın Portakal’ın ‘sanat filmi’ kokan yapımlara gitmesi ‘sürpriz’ olur

48’inci Altın Portakal Film Festivali’nde heyecan dorukta. Çünkü sinemada ‘Yılın En İyileri’ bu akşam sahiplerini bulacak.
Her zaman olduğu gibi bazı branşlarda ödüller yerine giderken, bazı ödüller yine tartışılacak.
‘48’inci Altın Portakal’da yarışan 13 filmden dokuzunu izledim.
Benden daha fazla izleyen sinemacılarla konuşup, fikirlerini aldım.
‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında iki favorim var.
İlki ‘Can’ filminin başrol oyuncusu Selen Uçer.

Türk’ün Türk’ten en basit deyimle ‘esinlenmesi’ alışık bir konu, ama bir Türk’ün “İngiliz yönetmen senaryomu çaldı” iddiası ilk kez duy-duğum bir konu. Hollanda’da yaşayan Hikmet Ülger “İngiliz yönetmen Ken Loach öykümü çaldı” diyor



TV dünyasının değişmeyen gündemi ve sorunlarından biridir.
Kimi zaman yapımcı dert yanar TV kanalından yana, “Reyting rekorları kıran şu program var ya, benim projemdi. Kanala sundum, ‘İlgilenmiyoruz’ dediler, sonra ‘Ali’yi ‘Veli’ yapıp ekrana getirdiler” diye.
Senarist şikayet eder, dizi yapımcısını ya da TV kanalını:

Festivalde izlediğim beş film arasında iyi gişe yapacak tek yapım ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’. ‘Güzel Günler Göreceğiz’ Antalya’dan ‘Altın Portakal’la dönerse bu gişesine olumlu bir katkı sağlar, ama ‘Fedakâr’ ve ‘Hicaz’ ödül bile alsa, işleri zor

Daha Antalya’ya gelmeden yazdım, ‘Altın Portakal Film Festivali’nde yarışan filmlerden en çok ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’ü merak ettiğimi.
Sadece bunu yazmakla yetinmedim, filmi izlemeden önce Emrah Serbes’in ‘Behzat Ç. Son Hafriyat’ adlı romanını alıp okudum.
Çünkü yapımcı Tarkan Karlıdağ’la yönetmen Serdar Akar, Emrah Serbes’in bu kitabını film yaptı.
Bu satırları yazdığım ana kadar ‘48’inci Altın Portakal’a katılan
13 filmden beşini izleyebildim.

Cübbeli Ahmet Hoca’yı görünce sigortaları atan İlyas Salman, yanlışlıkla aynı minibüse binince olanlar oldu. Ekibin minibüsten indirdiği Salman, Cübbeli Ahmet Hoca’ya, “Atatürk mezardan kalkacak ve hepinizin anasını belleyecek’ dedi



Şov dünyasının ‘nev-i şahsına münhasır’ yıldızlarından İlyas Salman’la Ahmet Mahmut Ünlü nam-ı diğer Cübbeli Ahmet Hoca yan yana gelir mi? Biri ‘siyah’sa öteki ‘beyaz’ çünkü.
Biri dünyanın ‘güney kutbu’, diğeri ‘kuzey kutbu’ gibi.
Yan yana gelmeleri milyonda bir tesadüfse aynı minibüse binmeleri milyarda bir olabilecek şeydir herhalde.

Açılış gecesindeki konuşmasıyla en büyük alkışı ise Rutkay Aziz aldı. ‘Sanatta Sosyal Sorumluluk Ödülü’ne layık görülen Aziz’in, “Şayet çizgimde bir döneklik ve sapma olursa, bu ödülü geri alın” diye başladığı konuşması ayakta alkışlandı

‘48’inci Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin davetlisi olarak Atlas Jet’ten kiralanan özel uçakla Antalya’ya gideceğiz.
Uçakta yerlerimizi aldık.
Her yer ünlü dolu. Tarık Akan, Rutkay Aziz, Levent İnanır, Arif Keskiner ön tarafta, Nuri Alço gazozlarından birini hosteslere ikram etmek için en arkada, Sevtap Parman, Şerif Gören sağ yanımda.
Yılmaz Güney’in eşi Fatoş Güney, yanımızdan geçerken şöyle bir iltifatta bulundu Şerif Gören’e:

Çok sevdiğim bir Çin atasözüdür:
“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer, sular çekilince karıncalar, balıkları yer.
Malum yaz aylarında TV izleyen insan sayısı azalır.
Büyük kanallar, yüksek maliyetli programlarını “yaz tatili”ne çıkarır, o yüzden de ekranı düşük maliyetli programlar ya da “tekrar”lar kaplar.
Büyük kanalların bu politikası tematik kanallara yarar...
Ekranlarında hiçbir yenilik yapmadan, az da olsa reytinglerini artırırlar.
Bu kanalları yönetenler de bu sayede yaza özgü geçici bir sevinç yaşar.