Erdoğan, ‘Vali’nin ekibini tebrik etti

6 Şubat 2009

Şimdiye kadar hiç şarkı sözü yazmadım... Çünkü böyle bir yeteneğim yok... Ama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Davos Fatihi” olmasından sonra bana acayip bir ilham geldi.
Akçakoca’dan İstanbul’a gelene kadar “Davos Fatihi” adında acayip eğlenceli rap tarzı bir şarkı yazdım...
Üstelik şarkının nakaratı da Başbakan Erdoğan’ın kendi sesinden:
“Ona 25, bana 12... Benim için Davos bitti... One minute, one minute, one minute...” şeklindeki nakaratını Erdoğan’ın kendi sesinden kullanmayı düşündüğüm şarkının sözlerine son şeklini verip, aranjör Aydın Sarman’a teslim edecektim ki Başbakan’a ilişkin daha güzel bir bilgi haber geçti elime...
Hal böyle olunca da gündemim değişti otomatikman...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, acayip halkla ilişkileri olan bir lider...
Bir sanatçı rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığında, en yakınları bile daha onu ziyarete gitmeden Başbakan’ın arayıp, “Geçmiş olsun” dileklerini ilettiğini bildiğimden, son yaptığı da beni şaşırtmadı.

Yazının Devamı

Cem Yılmaz’ı bile bu hale getirdik ya!

5 Şubat 2009

Cem Yılmaz, şimdiye kadar niye politik mizah yapmadığına dair çok şey söyledi. Yılmaz’ın bugüne kadar bu topa niye girmediğine dair söyledikleri arasında hep kendine özgü gerekçeler de vardı.
Ama sanatçının şimdiye kadar bu konuda yaptığı açıklamalar, Billboard’ın şubat sayısındaki gibi “açık-seçik” değildi...
Yılmaz’ın bu konuda Billboard’a sıraladığı gerekçeler çok samimi, içten, ama bir o kadar da “sert”ti... Politik mizah yapmamasının kolaycılığa kaçmak olduğunu zannedenlere Yılmaz, bakın nasıl cevap verdi:
“Bir mizahçıdan ne bekliyorsun sen? Her şeyi temizlemesini mi? Dünyanın en liberal yerlerinden, demokrasinin uçlarda olduğu memleketlerden ya da demokrasi oyununun iyi oynandığı ve bazı insanlara da kahramanlık yolu verildiği yerleri örnek gösteriyorlar. ‘Bak Bono’ya Afrika’nın borçlarını bir kalemde sildirtti!’ O kadar sanki, gitmiş, sildirmiş! Sanki o ölçeklerde olaylar bizim yaşadığımız memleketlerde oluyormuş gibi konuşuyorlar. Ayrıca o olaylar orada da öyle olmuyor lan. Chaplin söylüyordu esas. Ne oldu biliyor musun? Hem komik olacaksın, hem çok para kazanacaksın, hem de herkese her şeyi söyleyeceksin ve sana da hiçbir şey olmayacak. Ve o şakalarınla bir gün o

Yazının Devamı

Zara, İpsiz’e transfer oldu

4 Şubat 2009



TRT 1’de ekrana gelen dönem dizisi “İpsiz Recep”e sürpriz bir isim transfer oldu. Şarkıcılığın yanı sıra “Deli Yürek” ile “Eylül Fırtınası” gibi filmler ve “Gelin” dizisindeki sergilediği oyunculuk performansıyla dikkatleri üzerine çeken Zara, artık “İpsiz Recep”te. Sanatçı, çekimleri Düzce ve Akçakoca’da süren dizide Kadir İnanır’ın canlandırdığı “İpsiz Recep”in eşi olarak kamera karşısına geçti.
2003-2004 yıllarında Kanal D’de ekrana gelen “Gelin” dizisinin başrolünü oynadıktan sonra dizi setlerinden uzak bir yaşam süren Zara, 19. bölümden itibaren “İpsiz Recep” izleyicilerinin karşısına çıkacak. Zara dizide, “İpsiz Recep”in Rize’de yaşayan eşi “Nadire”yi canlandıracak.
Türkiye’yi işgal eden düşmanlardan kurtarmak için Rize’de çetecilikten vazgeçip, arkadaşlarıyla birlikte savaşmak için Karasu’ya gelen ve aylarca göremediği eşine olan hasretini Karadeniz’e anlatan “İpsiz Recep” de sonunda eşine kavuşacak. Kendisi savaştan fırsat bulup Rize’ye gidemediği için, adamlarını gönderip eşini Rize’den Karasu’ya getirten “İpsiz Recep”, bundan böyle savaştan fırsat buldukça “Nadire”siyle hasret giderecek.


Yazının Devamı

Mahsun, film yemeğini niye Çiçek Bar’da verdi?

3 Şubat 2009

Yazıp yönettiği ve başrolünde oynadığı ilk film olan “Beyaz Melek”le sinemaya iddialı bir giriş yapan Mahsun Kırmızıgül, ikinci filmiyle önemli bir sınav daha verecek. Mahsun Kırmızıgül’ün yine yazıp, yönettiği ve başrolünü paylaştığı ikinci sinema filmi “Güneşi Gördüm” 12 Mart’ta vizyona girecek. Kırmızıgül, ilk filmi “Beyaz Melek”le iyi bir gişe elde etmiş, sinema eleştirmenlerinin de çoğunlukla takdirini kazanmıştı. “Güneşi Gördüm”ün elde edeceği gişe ve film eleştirmenlerinin film hakkında yapacağı yorumlar Kırmızıgül için çok önemli... Kırmızıgül, ikinci filmiyle de ilki kadar başarı elde eder ve eleştirmenlerin takdirini toplarsa sinemada önü açık demektir. Aksi takdirde Kırmızıgül’ü zor günler bekliyor demektir.
Kırmızıgül, ilk filmi “Beyaz Melek”te olduğu gibi “Güneşi Gördüm”de de Türk sineması ve tiyatrosunun usta oyuncularını oynatarak bu işte ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. “Güneşi Gördüm ” filminin çekimlerini tamamlayan Kırmızıgül, İstanbul’da onca restoran varken filmin oyuncu kadrosuna teşekkür yemeğini Çiçek Bar’da verdi. Çünkü, Çiçek Bar, Yeşilçam’ın “ağır topları”nın uğrak yeri...

‘Aramıza hoş geldin’
Kırmızıgül’ün, “Güneşi Gördüm”ün 30 civarındaki

Yazının Devamı

TRT’nin 41. Yıl gecesi

2 Şubat 2009

TRT, yayıncılıktaki 41. yılını cumartesi akşamı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda kutladı.
Davetin sahibi TRT’nin yeni Genel Müdürü İbrahim Şahin’di, ama gecenin bütün yükü TRT İstanbul Televizyonu’ndaydı...
TRT İstanbul Televizyonu Müdürü Ömer Erdem’i, yardımcıları Bahtiyar Sis ve Süleyman Bektaş başta olmak üzere emeği geçen herkesi kutlamak istiyorum.
Belli ki her şey, onların planladıkları şekilde olmadı. Bazı şeyler aksadı, bazıları son anda değişime uğradı, ama ne olursa olsun ortada ciddi bir emek vardı. Bunu da yabana atmamak lazımdı.
TRT’ciler, protokol koltuklarından bir kısmını kaldırarak Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nın sahnesini büyütmelerinin, salondaki o resmi ve mesafeli havayı dağıtıp, sıcak bir ortam sağlayarak akıllı bir iş yaptığını altını çizmeliyim.
Ama aynı TRT ekibinin ana haber spikeri Fulin Arıkan ile Korhan Abay’a geceyi sundurmakla, o sıcaklığı ekrana yansıtamadığını da belirtmeliyim.
TRT’nin elinde onca sunucu varken, gecenin sunuculuğunu ana haber spikerine vermesi ilginçti.

Yazının Devamı

TRT, 41. yıl sürprizini Kadir İnanır’la yapacak

31 Ocak 2009

TRT’nin, 31 Ocak 1968 tarihinde Mithatpaşa Caddesi’ndeki bir apartmanın bodrum katında başlayan yayıncılık macerasının üzerinden tam 41 yıl geçti...
TRT’nin Ankara’da önce kapalı devre, sonra salı, perşembe ve cumartesi olmak üzere haftada üç gün başlayan yayınları aradan geçen 41 yılda birçok kanala ve onlarca dilde yayına ulaştı.
TRT, yayıncılıktaki 41. yılını 31 Ocak 2009 Cumartesi akşamı İstanbul’da kutlayacak.
TRT’nin 41. yıl daveti bir anlamda yeni Genel Müdür İbrahim Şahin’in ilk gövde gösterisi olacak. Çünkü Şahin, Genel Müdür koltuğuna oturduktan sonra ilk kez böylesine bir davete ev sahipliği yapacak.
O yüzden de TRT’ciler, İbrahim Şahin’in de hoşuna gidecek bir dizi projeyi gündemine aldı.
Gecede Cem Yılmaz’ın şov yaptırmak, TRT’nin 41. Yıl gecesini “Komedi Dükkanı”nın yıldızı Tolga Çevik’e sundurmak gibi fikirler de ortaya atıldı. Cem Yılmaz ve Tolga Çevik olmadı, ama onların yerine TRT’ciler başka sürprizler hazırladı.

“İpsiz Recep” türkü söyleyecek

Yazının Devamı

Hakan Şükür niye gazete okumuyor?

30 Ocak 2009

Hakan Şükür’ün TRT 1’de futbol yorumculuğuna başlaması nedeniyle hakkında yazdığım bir yazıya gelen e-postalardan biliyorum, “Kral”ı yazdığım için yine o cenah beni e-posta yağmuruna tutacak.
Başta söyleyeyim: Hakan Şükür hakkında yazı yazdığım için hakkımda kim ne düşünür ve yazarsa, onun bin katını ben de onlar için düşünüyorum.
Bu böyle biline... Gelelim “Kral”ın son meselesine.
TRT, aylık dergisi Televizyon’da “Kral”ı kapak yaptı ve derginin içinde de Hakan Şükür’le yapılmış bir söyleşiyi kullandı.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in basın müşaviri Birol Uzunay’ın yaptığı söyleşide Hakan Şükür, “Basında sizinle ilgili çıkan haberleri takip ediyor musunuz? Etkileniyor musunuz?” sorusuna bakın nasıl bir yanıt verdi:
“Avrupa’dan geldikten sonra gazete okumamaya başladık. Öyle bir prensip kararı aldık yurtdışından geldikten sonra. Bunun nedeni de anlattığım şeyler.” Uzunay’ın “Şu an okumuyor musunuz?” sorusuna “Kral”ın verdiği yanıt ise şöyle:
“Hayır, şu anda okumuyoruz.”

Yazının Devamı

TRT’de TRT tartışıldı ama izleyen olmadı!

29 Ocak 2009

TRT’nin aylarca Genel Müdür aradığı dönemde adı “Genel Müdür” olarak telaffuz edilen isimlerden biri de Tayfun Talipoğlu idi.
Tayfun Talipoğlu, TRT’ye Genel Müdür olamadı, ama devletin televizyonunda iki farklı programı hazırlayıp sunarak, bu söylentilerin içinin aslında çok da boş olmadığını ortaya koydu.
Klasik “Bam Teli” programının yanı sıra TRT’ye “Tayfun Talipoğlu ile Nasılsınız?” adlı bir tartışma programı da hazırlayan Talipoğlu, pazartesi akşamı TRT’nin yayıncılığını masaya yatırdı.
Talipoğlu’nun konukları arasında televizyon eleştirmenleri, gazetecilerin yanı sıra akademisyenler de vardı.
TRT’nin yaptığı yayıncılığın ciddi tartışmalara neden olduğu bir dönemde TRT’nin özeleştiriye olanak sağlayan bir program hazırlaması önemli bir adımdı. Hem bu nedenle, hem de ilgi alanıma giren bir konu olması nedeniyle oturup baştan sona izledim.
TRT’nin Türkiye’de erişim ağı en geniş televizyon olduğu kesin.
Ancak, Türkiye’nin her yerine verici dikmenin, yayınlarınızın izlenirliğini sağlamaya yetmediği de bir gerçek.

Yazının Devamı